Güncelleme Tarihi:
MEZUNLAR BİRLİĞİ VAKFI'NDAN TEPKİ
Dernek Yönetim Kurulu ve Konsey Başkanı Himmet Şahin dün yaptığı yazılı açıklamada, vakıf ile derneğin birbirine karıştırıldığına dikkat çekerek, “Söz konusu vakfın ODTÜ Mezunları Derneği ile hiçbir şekilde bağlantısı olmadığı gibi fikirsel düzlemde de ODTÜ Mezunları Derneği’nin tüzüğünden gelen ODTÜ’lü duruşunu temsil etmemektedir” dedi. Şahin, açıklamasında şunları söyledi:
DESTEKLEMEYE DEVAM
İŞTE TEPKİ ALAN O PANKARTLAR
“ODTÜ Mezunları Derneği Konseyi, Ankara’da 13 bin 700 ODTÜ mezunu üyeden oluşan ve ayrıca yurt içi ve yurtdışında ODTÜ Mezunları Dernekleri ismi altında kurulmuş 30’a yakın dernek, şube ve temsilcilikleri ve üye sayısı 30 binleri geçen yapısı ile ODTÜ’nün yıllardır bozulmayan duruşunu, özgür ve bilimsel düşünceyi savunan öğretim üyelerini, öğrencilerini ve üniversitesini her zaman desteklemiş ve desteklemeye devam edecektir.”
Şahin açıklamasında, Vakıflar Genel Müdürlüğü sitesinden sorguladığında böyle bir vakfa ulaşılamadığını da iddia etti. Ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında ODTÜ Mezunlar Birliği Vakfı’nın Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi 28.12.1994 tarihli tescili bulunuyor.
ODTÜ RUHUNA YAKIŞMIYOR
Vakfın önceki gün yaptığı açıklamada ise şunlar yer aldı: “Kadınlara uygulanan şiddeti ve aşağılamayı içselleştiren, akademik çalışmaların yapılması gereken yer olarak sokağı gösteren ve ileride çocuklarımıza gösterdiğimizde utanmamıza sebep olacak şekilde ODTÜ’lülük ruhuyla asla bağdaşmayan ve nefret suçları içeren ‘Benim integral alamayan bacılarımı dövdüler’, ‘İktidarın gölgesinde değil sokakta sosyoloji’, ‘Bu daha başlangıç, mücadeleye devam’ gibi pankartların bizler tarafından hiçbir şekilde kabul edilmediğini ve kınandığını bildirmek istiyoruz. Halkımızın zor şartlarda çocuklarının ekmeğinden kısarak verdiği vergilerle oluşturulmuş olan ve hepimizin çok sevdiği ODTÜ’nün, ırkçılığın, ayrımcılığın, dışlayıcı saplantıların ve tek boyutlu düşünce modelinin değil tam tersine dünyayı doğru okuyabilen, Türkiye’nin ihtiyaç ve sorunlarını önceleyen, dünyaya barış ve kardeşliği sunmak için yarışan, çok boyutlu özgürlüğü önemseyen, eğitim kalitesi, akademik katkı ve teknolojik üretkenlikte MIT, Harvard, Stanford üniversiteleri gibi dünya sıralamasında önde yer alan bir üniversite olması gerektiği düşünüyoruz.”