Cem TURSUN / İSTANBUL,(DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2011 14:28
Odatv Davası’nda mahkeme, yarın ve Cuma gününü savunmalara ayıracağını, sanıkların taleplerinin ise ancak önümüzdeki haftanın son günlerinde alınabileceğini açıkladı.
Bu tahliye taleplerinin de dinlenilmeyeceği, tutuklu sanıkların yeniyıla cezaevinde gireceği anlamına geliyor. Mahkeme Başkanı tutuklu sanıkları geç getiren jandarmayı da aynı gecikmenin bundan sonra tekrarlanmaması konusunda uyardı. Başkan Ekinci’nin bir uyarısı da izleyicilere oldu. Sanıklara yiyecek vermemesini isteyen başkan "Allah korusun zehirlenme olabilir" dedi.
Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık’ın da bulunduğu 12’si tutuklu 14 sanık hakkında açılan Odatv davasının 4. duruşması görülmeye başlandı. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda faaliyet gösteren özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma diğerlerine oranla daha büyük olan 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapılıyor. Duruşmaya tutuklu 11 tutuklu sanık katılırken tutuksuz sanıklardan İklim Ayfer Kaleli de duruşmada hazır bulundu. Diğer tutuksuz sanık Ahmet Mümtaz İdil ise duruşmaya katılmadı. Sanıkların salona girişi sırasında yakınlarıyla el sallayarak selamlaştıkları görüldü.
BAŞKANDAN JANDARMAYA UYARI
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci saat 10:00’da başlaması gereken duruşmanın tutuklu sanıkların geç getirilmesi nedeniyle başlayamaması üzerine saat 10:50’de salona giren jandarmaya "Neden bu kadar geciktiniz?" diye sordu. Jandarma ise "Pek çok adliyeye giden sanık var o nedenle gecikmeler oluyor" açıklamasında bulundu. Başkan Ekinci, "Saat 10:00’da burada hazır olun. Yarın 10:00’dan sonra gelirseniz işlem yapacağım" diyerek jandarmayı uyardı.
"
ALLAH KORUSUN ZEHİRLENME OLABİLİR "
Başkan Ekinci görevlilerin sanıklara aileleri tarafından
yemek verilmesinin engellendiği şikayeti üzerine, "Sanık yakınlarını anlıyoruz. Ama onların güvenliği açısından yemek verilmemesini rica ediyoruz. Sanıklar arasında şeker hastası olabilir bunu biliyoruz ve onlara izin veriyoruz. Verilen yemeklerle Allah korusun zehirlenme olabilir. Kesinlikle onlara yemek vermeyin" ikazında bulundu. Buna bazı avukatların itiraz etmesi ve sağlık gerekçelerini öne sürmeleri üzerine ise hakim "Usulde yok ama yakınlarından bir kişi bir görevli nezaretinde yemek verebilir" şeklinde kararını açıkladı.
KAMERA KALDIRILSIN TALEBİ
Sesli ve görüntülü kayıt yapılan duruşmada heyetin oturduğu kürsünün üzerinde kameranın neyi kaydettiğinin bilinmediğini söyleyen avukat Celal Ülgen, "Bu kameranın neyi çektiğini biz göremiyoruz. Burada bir ekran yok. Ayrıca duruşma aralarında da kayıt yapılıp yapılmadığını da bilmiyoruz" dedi. Başkan Ekinci "Bu kameranın güvenlik amacıyla konulduğu bize açıklandı. Ancak çalışmıyormuş. Aralarda ise kayıt alınmıyor" dedi.
TALEPLER HAFTAYA KALDI
2011’in son haftasında tahliye ümidi olan sanıklara başkandan kötü
haber geldi. Başkan Ekinci Perşembe ve Cuma günü sanık savunmalarının alınacağını belirterek, "Talepler önümüzdeki hafta sonu alınacak. O zamana kadar savunmayla devam edeceğiz. Pazartesi günü de duruşma yapmayacağız" dedi.
YALÇIN KÜÇÜK’ÜN SAVUNMASINA GEÇİLDİ
İki oturumda iki TRT spikeri tarafından okunması tamamlanan iddianamenin ardından savunmalara geçildi. Tutuklu sanık Prof. Dr. Yalçın Küçük iddianamenin ilk sanığı olması nedeniyle sanık kürsüsüne ilk gelen tutuklu oldu. Hakkındaki iddaları sıralayan Küçük, iddianamede sadece başındaki Türkiye Cumhuriyeti yazısının ve sonundaki Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız imzasının gerçek olduğunu geri kalan herşeyin yalan olduğunu öne sürdü.
41 YILA KADAR DEĞİŞEN CEZALAR
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız’ın hazırladığı 134 sayfalık iddianamede, Nazlı Ilıcak şikayetçi olarak yer alırken, tutuklu şüpheliler Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Doğan Yurdakul, Müesser Uğur, Coşkun Musluk, Sait Çakır ve cezaevinde geçirdiği rahatsızlığın ardından hayatını kaybeden Kaşif Kozinoğlu ile tutuksuz şüpheliler Ahmet Mümtaz İdil ve İklim Ayfer Kaleli sanık olarak bulunuyor. Sanıklar hakkında 7,5 yıldan 41 yıla kadar değişen hapis cezaları isteniyor. Davanın sanıkları arasında yer alan Kaşif Kozinoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde 12 Kasım’da rahatsızlanmış ve daha sonra hayatını kaybetmişti.