Öcalanlı kapak değişecek

Güncelleme Tarihi:

Öcalanlı kapak değişecek
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2009 12:38

ANKARA DGM emekli Savcısı Talat Şalk, ‘İmralı’da Öcalan’a Soruldu’ adlı kitabının kapağında bölücübaşının fotoğrafının yer almasının satışını olumsuz etkilediğini söyledi.

Şalk, “Halkımız, buna çok büyük tepki gösterip, ‘Bu kitabı evime götürmem’ diyor. Bu konu Kayseri ve Keşan’da da gündeme geldi. Kitaptaki fotoğrafa tepki gösteriliyor. İkinci baskıda kapak fotoğrafı değişecek” dedi. Hükümetin açılımını da değerlendiren Talat Şalk, bu çalışmanın ne olduğunun ve bu süreçte neler yaşanacağının bilinmediğine işaret ederek, inisiyatifin PKK’nın eline geçtiğine dikkat çekti.

Çetebaşı Abdullah Öcalan’ın yargılanmasında DGM Savcısı, ‘Beyaz Enerji Davası’nda ise Ankara 1 No’lu DGM Savcısı olarak görev yapan ve ‘İmralı’da Öcalan’a Soruldu’ adlı kitap yazan Keşanlı Talat Şalk, PKK, Öcalan, Beyaz Enerji Davası, açılım süreci ve Ergenekon Davası hakkındaki görüşlerini gazetecilerle paylaştı.

ÖCALAN'IN FOTOĞRAFI KİTAP SATIŞINI OLUMSUZ ETKİLEDİ

Bir yıl önce Nisan ayında satışa sunulan, ‘İmralı’da Öcalan’a Soruldu’ adlı kitabı bulunan Talat Şalk, kitabında, cumhuriyet savcısı olarak görev yaptığı Güneydoğu’da, ayrılıkçı terör örgütünün kuruluş sürecini ve bazı eylemlerini ve Kenya’dan Türkiye’ye getirilen Abdullah Öcalan’ı İmralı’da sorguladığı süreçteki anılarını yazdığını söyledi. Şalk, şunları söyledi:

“Kitabın satışını engelleyen bir faktör, üzerinde Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunması. Halkımız, buna çok büyük tepki gösterip, ‘Bu kitabı evime götürmem’ diyor. Bu konu Kayseri ve Keşan’da da gündeme geldi. Kitaptaki fotoğrafa tepki gösteriliyor. İkinci baskıda kapak fotoğrafı değişecek. Ben, böyle bir tepki geleceğine hiç ihtimal vermemiştim. Bu bir araştırma kitabı değil, bir anı kitabı. PKK hakkında elde edilen bilgileri bu kitapta değerlendirdim. Kitabı okuyan, PKK hakkında fikir edinir.”

YOLSUZLUKLARA ÖNEMLİ CEZALAR VERİLİYOR

Daha sonra, başta ‘Beyaz Enerji Davası’ olmak üzere, büyük yolsuzluklara değinen Talat Şalk, yolsuzluklara önemli cezaların verildiğini kaydetti. Türkiye’de bu tür yolsuzlukların önünün alınamadığını kaydeden Şalk, “Mahkemelerin önüne her gün bir yolsuzluk dosyası geliyor. Dünyanın her ülkesinde bu tür yolsuzluk olayları var ama bizde biraz daha fazla olmasının sebebi, Türkiye’nin tam olarak kendini bulamaması, denetimsizlik ve kanunlardaki boşluklar. Yolsuzluk yapanlara epey etkili cezalar veriliyor. Önemli olan da yolsuzlukların cezasız kalmaması. Onun için mahkeme dosyalarının çok iyi hazırlanması lazım. Türkiye’nin sisteminde bazı noksanlıklar var herhalde. Ama bütün bürokratları hızsız olarak görmemek lazım. Bunların içerisinde çok temiz insanlar var” diye konuştu.

‘Beyaz Enerji’de bilirkişi olarak görevlendirdiği kişilerin, TEAŞ'dan (Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.) olduğunu ve ilk açtığı davada ağır cezalar verdiğini hatırlatan Talat Şalk, “Sadece çete iddiasını kabul etmedi. Sonra dava Yargıtay’a gitti. Yargıtay, yeniden bilirkişi bulunmasını istedi. Oysa ben o bilirkişileri zor bulmuştum. Kimse, korkudan bilirkişi olmak istemiyordu” dedi.

ÖCALAN, KENDİSİNİ MAHKUM ETTİRECEK İFADESİNİ AÇIK AÇIK VERDİ

Abdullah Öcalan’ın, yargılanma sürecindeki ifadesine de değinen Talat Şalk, bu konuda zorlanmadıklarını belirterek, “Abdullah Öcalan’ın bize anlattıklarının hepsi doğruydu. Anlatmadığı, kendine sakladığı şeyler de olabilir. Fakat anlatılanlar doğruydu. Zaten, bize onu mahkum edecek ifadesi lazımdı. O ifadesini bize kendisi açık açık verdi” dedi.
Şalk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz, sorgulama sırasında kendimizi tanıtarak, ‘Sen, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde müstakil bir devlet kurmak istiyorsun. Bunun için bir örgüt kurdun ve eylemler yaptın. Bunları kabul ediyor musun?’ şeklinde soru sorduk. Kendisi de ‘Evet, örgütü ben kurdum. Eylem emirlerini de ben verdim. Başlangıçta, Kürt Devleti kurma gibi bir düşüncemiz de vardı’ dedi. Bu itiraflar, zaten onun mahkum olması için yeterli. Bu nedenden dolayı AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi)’de yeniden yargılanmasına gerek görülmedi. Onlar da Öcalan’ın, itiraflarına itibar etti.”

ERGENEKON DAVASI

Son yıllarda ortaya çıkan ve kamuoyunda ‘Ergenekon Davası’ olarak bilinen gelişmelerle ilgili olarak ise Talat Şalk, şunları söyledi:
“Ergenekon Davası dosyasının tamamını bilmeme imkan yok. 5 - 6 bin sayfalık iddianameleri incelemedim. Şu anda meslekte de çalışmıyorum. Sadece basından ya da internetten takip ediyorum. Uzun yıllardan beri savcılık yaptım. Biz de iletişim yoluyla delil topladık. Buna yönelik çalışmalar sonucunda, bu konu Ceza Hukuku’na girerek, yasal zemine oturdu. Ama biz dosyaya sadece, suçla ilgili delilleri koyardık. Şimdiki Ergenokon dosyalarında ise özel konuşmalar da yer alıyor. İnsanların aşk hayatına dair konuşmalar da dosyalarda yer almış. Yok böyle bir şey. Bunlar bir hukukçuya yakışmaz. Şimdi Ergenekon diye bir örgüt var mı? Birkaç suçlu varsa bile, bu hengamede onlar da kurtulur. Kesin olarak, ‘var’ diyemem”

PKK’YI DA ERGENEKON’A BAĞLAMAK İSTİYORLAR

Sözlerine, ‘33 Erin Şehit Edilmesi’ olayının incelemeye alındığını belirterek devam eden Talat Şalk, PKK’nın da Ergenekon Davası’na bağlanmak istendiğinin altını çizdi. Şalk, “PKK, Türkiye’yi 30 yıldan beri uğraştıran bir örgüt. Şimdi hangi akla ve mantığa dayanarak, PKK’yı Ergenekon’a bağlamak istiyorlar? PKK’yı Ergenekon kurdu diyebiliyorlar. Şemdin Sakık ile Abdullah Öcalan arasında görüş ayrılığı da olamaz. Çünkü Sakık, bize verdiği ifadesinde, ‘Ben bunu Öcalan’ın talimatıyla yaptım’ diyor. El insaf demek lazım” diye konuştu.

ÖCALAN SERBEST KALAMAZ

Öcalan’ın serbest bırakılacağına dair söylentiler olduğunu da vurgulayan Talat Şalk, terörist başının serbest bırakılmasına ihtimal vermediğini söyledi. Şalk, “Hiç kimse halkın karşısına böyle bir iş için çıkamaz. Öcalan da, orada ölür gider. Yeniden yargılanması da söz konusu olmaz. Ayrıca hiçbir mahkeme de onun yeniden yargılanmasını kabul etmez” dedi.

İNİSİYATİF PKK’YA GEÇTİ

Ülkeyi yönetenlerin, ne PKK’yı, ne de Öcalan’ı tanıdığını belirten Şalk, ortaya konulan ‘açılım’ın ne olduğunun da bilinmediğini kaydetti. Talat Şalk, açılımın ne olduğunu ve bu süreçte neler yaşanacağını siz bilinip bilinmediğini sorarak, “Hiç kimse bilmiyor. Ama Kürt tarafının talepleri var ve bu talepleri kabul edilsin diye, bir sürü eylem yapıyorlar. Başta Habur girişinde hata yapıldı. İnisiyatif PKK’nın eline geçti. Seyyar mahkemelerin orada kurulması yanlıştı. Ayrıca itirafları düzenleyen madde kapsamına da girmiyordu. Çünkü bu düzenleme; ‘PKK’lıydım. Pişman oldum. Örgütten ayrıldım. Örgüt hakkında bilgi vereceğim.’ diyenlere af getiriyordu. Ama gelenler, Apo’nun talimatıyla geldiklerini açık açık söylediler. Buna rağmen ilgili af maddesi kapsamına sokuldular. Bunu hiçbir hukukçu kabul etmez” dedi.

DEVLETİN KURUCU UNSURU TÜRKLER

Türkler’in, 1071 yılındaki Malazgirt Zaferi’yle Anadolu’ya geçtiklerini belirten Şalk, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin ana unsurunun da Türkler olduğunun altını çizdi. Talat Şalk, “Ben neticede devletimizin bölüneceğine inanmıyorum. Ancak PKK da halen ciddi bir tehlike. Birçok devlet PKK’yı destekliyor. ABD ve Yunanistan, hatta Suriye Örneğin, Mesut Barzani’ye kesinlikle güvenemezsin. Ancak bu kötü günler de geçecek. PKK’nın bir B planı var mı bilmiyorum ama bütün beyinleri Apo. O, ölürse, mutlaka bir başkasını bulurlar ama şu ana kadar kendileri için en önemli kişi bu” diye konuştu.

Her devletin kendi ana dilini yerleştirmek için çalıştığını ifade eden Şalk, TRT 6 kanalının Kürtçe yayın yapmasını da doğru bulmadığını söyledi. Talat Şalk, sözlerini, “Kemal Sunal’ın filmlerini izleyebilmek için Türkçe öğrenen Kürt kadınlar, şimdi Kürtçe yayınlanan bir kanal varken, Türkçe öğrenmek için girişimde bile bulunmaz” diye tamamladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!