Güncelleme Tarihi:
PKK Lideri, beklenenin aksine PKK militanlarına "silah bırakın" demedi. "Silahlar sussun" diyerek, ateşkes çağrısı yaptı. Militanlara, silahlarını koruyarak, Türkiye dışına çıkmaları çağrısında bulundu. İşte Öcalan'ın mektubundaki ilgili bölümler;
"Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor."
“Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun” noktasına geldik."
"Artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir."
Yıllarca Marksist bir örgütü yöneten Öcalan'ın, mektubunda dini öğelere yer vermesi ve "İslam bayrağı altında" ifadesi de dikkat çekti;
"Bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır."
Dünya Öcalan'ın konuşmasını böyle gördü |
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın bugün Diyarbakır'daki Nevruz kutlamaları sırasında okunan mesajı tüm dünya basınının gündemi oldu. |
Detayı için tıklayınız |
ANTİ EMPERYALİST MESAJ: BATI UYGARLIĞININ İYİ YÖNLERİNİ ALALIM
Öcalan'ın mesajında, "anti-emperyalist" söylem de dikkat çekti;
"Batının çağdaş uygarlık değerlerini toptan inkar etmiyoruz. Ondaki aydınlanmacı, eşit, özgür ve demokratik değerleri alıyor kendi varlık değerlerimizle, evrensel yaşam forumlarımızla sentezleyerek yaşamlaştırıyoruz."
SADECE TÜRK VE KÜRTLERE DEĞİL, TÜM ORTADOĞU HALKLARINA SESLENDİ
Öcalan mektubunda, Türkiye'de yaşayan etnik gruplara da ayrı ayrı mesaj gönderdi.
KÜRTLERE: "Zağros ve Toros dağ eteklerinden, Fırat ve Dicle nehir vadilerine; kutsal Mezopotamya ve Anadolu topraklarından tarım, köy ve şehir uygarlıklarına Analık eden halkların en eskilerinden olan Kürtler sizlere selam olsun... "
"Biz, onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, büyük bedeller ödedik. Bu fedakarlıkların, bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Kürtler özbenliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı."
TÜRKLERE: "Bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır. Gerçek anlamında, bu kardeşlik hukukunda fetih, inkar, ret, zorla asimilasyon ve imha yoktur, olmamalıdır.
Kapitalist Moderniteye dayalı son yüzyılın baskı, imha ve asimilasyon politikaları; halkı bağlamayan dar bir seçkinci iktidar elitinin, tüm tarihi ve de kardeşlik hukukunu inkar eden çabalarını ifade etmektedir. Günümüzde artık tarihe ve kardeşlik hukukuna ters düştüğü iyice açığa çıkan bu zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için hepimizin Ortadoğu’nun temel iki stratejik gücü olarak kendi öz kültür ve uygarlıklarına uygun şekilde demokratik modernitemizi inşa etmeye çağırıyorum."
DİĞER ETNİK VE DİNİ GRUPLARA: "Bu Nevruz münasebetiyle en az Kürtler kadar Ermenileri, Türkmenleri, Asurları, Arapları ve diğer halk topluluklarını da yakılan ateşten kaynaklı özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi öz eşitlik ve özgürlük ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum."
YENİ YÖNETİM SİSTEMİ ÖNERDİ: DEMOKRATİK MODERNİTE...
Öcalan mesajında, ulus devlet anlayışını "Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkar eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattı" sözleriyle eleştirerek, yeni bir devlet sistemi önerdi. Adını da "Demokratik Modernite sistemi" koydu;
"Tüm ezilen halkları, sınıf ve kültür temsilcilerini; en eski sömürge ve ezilen sınıf olan kadınları, ezilen mezhepleri, tarikatları ve diğer kültürel varlık sahiplerini, işçi sınıfının temsilcilerini ve sistemden dışlanan herkesi çıkışın yeni seçeneği olan Demokratik Modernite Sistemi’nde yer tutmaya, zihniyet ve formunu kazanmaya çağırıyorum."
MEKTUPTA "ADRESİNİ" YAZDI: "İMRALI CEZAEVİ"
En ilginç unsurlardan biri ise, mektubun en sonundaydı. Öcalan, "adresini" yazdı;
"İmralı cezaevi..."