Güncelleme Tarihi:
Hükümetle yürütülen çözüm süreci konusunda ise Öcalan, "izleme" heyetinin dışında, bir de hem izleme heyeti üyeleri, hem de milletvekillerinden oluşacak bir "yüzleşme komisyonu" kurulması çağrısı yaptı.
Öcalan'ın mektubundaki bir başka önemli vurgu ise, kürt hareketinin Türkiye'den ayrılmayacağı oldu. Öcalan, PKK'nın kongresinden sonra öngördüğü siyasi sistemi "Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum" sözleriyle tarif etti.
Hükümet üyelerinin aksine, IŞİD'den "DEAŞ" olarak bahsetmeyen Öcalan mektubunda, IŞİD'den "emperyalist güçlerin neden olduğu zorbalık" olarak bahsetti.
ANA MESAJLAR
"MÜCADELEMİZ SÜRDÜRÜLEMEZ AŞAMAYA GELDİ" DEDİ, PKK'YI KONGRE'YE ÇAĞIRDI"
Öcalan, PKK eliyle başlatılan 40 yıllık mücadelenin artık "sürdürülemez" olduğunu söyledi. Dolmabahçe'de HDP heyetiyle hükümetin ortaklaşa açıkladığı 10 maddelik deklarasyona atıfta bulunan Öcalan, silahlı mücadeleyi sonlandıracak kongre çağrısını yineledi. Öcalan "Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim" dedi.
İZLEME HEYETİ DIŞINDA, BİR DE YÜZLEŞME KOMİSYONU İSTEDİ
Öcalan mektubunda, türkiye'de büyük tartışma konusu olan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da açık ifadelerle karşı olduğunu söyledi "izleme heyeti"ne de atıfta bulunda. Ancak Öcalan, izleme heyeti dışında bir de içinde milletvekilleri ile izleme heyeti üyelerinin de yer alacağı, "hakikat ve yüzleşme komisyonu" istedi.
AYRILMAYACAĞIZ" MESAJI VERDİ
Öcalan mektubunda, açık ifadelerle Kürt hareketinin geleceğinin Türkiye Cumhuriyeti içinde yer alacağı vurgusu yaptı. Yapılacak kongre ile "yeni bir dönemin başlayacağını" söyleyen Öcalan, yeni dönemde hedeflediği sistemi şu sözlerle açıkladı; "Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum"
SADECE TÜRKİYE DEĞİL, ORTADOĞU'YA DA AYNI SİSTEMİ ÖNERDİ
Öcalan, öngördüğü siyasi sistemin, sadece Türkiye için değil, Ortadoğu için de geçerli olması istediğine de mektubunda yer verdi. "Ülkemiz ve halklarımız için doğru olan olgular, aynı zamanda kutsallarla dolu bölgemiz için de geçerli olmak durumundadır" diyen Öcalan "ulus devlet" yerine, "demokratik ortak ev" önerdi. Öcalan "Ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu'nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum" dedi.
"DAEŞ" DEMEDİ; IŞİD'İ "EMPERYALİSTLERİN NEDEN OLDUĞU ZORBALIĞI" OLARAK NİTELENDİRDİ
IŞİD'den, hükümet üyelerinin aksine "DAEŞ" olarak bahsetmeyen Öcalan, bu örgütün "emperyalist güçlerin yol açtığı zorbalık" olarak nitelendirdi, IŞİD'in eylemlerini "vahşice katliamlar" olarak yorumladı.
KOBANİ'YE ÖZEL SELAM
Mektubunda Kobai direnişine özel bir bölüm ayıran Öcalan, kadın ve gençlere de özel olarak seslendi. Kadın ve gençleri, "özgürlük ve eşitlik" mücadelesinde, aktifv şekilde yer almaya çağıran Öcalan, Kobani konusunda ise, "eşme ruhuna" atıf yaptı.
ADRESİNİ DE YAZDI; İMRALI CEZAEVİ
Öcalan, tıpkı 2013 yılında yine Nevruz mitinginde okunan mektubunda olduğu gibi, adresini de yazdı. Adresini, "imralı Cezaevi" olarak özel olarak belirtti.
2013 TARİHLİ MEKTUPTAN FARKLARI:
Öcalan'ın bugün Diyarbakır'da okunan mektubu, 2013 de yine nevruz'da okunan ilk mesajından da oldukça farklı unsurlar içeriyor.
2013'TE "SİLAHLAR SUSSUN" DEMİŞTİ, BUGÜN "MÜCADELE ARTIK SÜRDÜRÜLEMEZ AŞAMADA" DEDİ
2013 mektubunda, o dönemde beklenenin aksine PKK militanlarına "silah bırakın" demeyen, "silahlar sussun" ifadesini kullanan Öcalan, bugünkü mektubunda da yine silah bırakmaya doğrudan atıf yapmamayı tercih etti. Öcalan, bugünkü mektubunda "mücadelemiz sürdürülemez bir aşamaya geldi" demeyi tercih etti.
İSLAM ATFI HİÇ YOK
Öcalan, 2013 tarihli mektubunda dini öğelere yer vermiş, "Bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır" demişti. Öcalan 2013 mektubunda üç büyük dinin peygamberlerinin adını tek tek yazmıştı. Bugünkü mektubunda ise dini öğelere yer vermemeyi tercih eden Öcalan, aksine, "İslam" adına hareket ettiğini iddia eden IŞİD'e ağır ifadelerle yüklendi, IŞİD'i "emperyalist güçlerin neden olduğu zorbalık" olarak nitelendirdi.
HEM 2013, HEM BUGÜNKÜ MEKTUPTA COĞRAFYAYI TÜRKİYE İLE SINIRLAMADI, ORTADOĞU'YU HEDEF ALDI
Öcalan, 2013 tarihli mektubunda, hitap ettiği kesimi sadece Türkiye topraklarıyla sınırlamamıştı. Bugünkü mektubunda da aynı şeyi yaptı; Öngördüğü siyasi sistemin kurulacağı toprakları tüm Ortadoğu olarak belirledi.
ANTİ EMPERYALİST SÖYLEM
Öcalan, 2013 mektubunda da, bugün okunan mektubunda da anti emperyalist söylemlere ağırlık verdi. 2013 mektubunda "Batının çağdaş uygarlık değerlerini toptan inkar etmiyoruz. Ondaki aydınlanmacı, eşit, özgür ve demokratik değerleri alıyor kendi varlık değerlerimizle, evrensel yaşam forumlarımızla sentezleyerek yaşamlaştırıyoruz" diyen Öcalan, bugünkü mektubunda ise Batı'ya IŞİD üzerinden yüklendi.
"DEMOKRATİK MODERNİTE" YERİNE, "DEMOKRATİK ORTAK EV"
Öcalan, 2013'ten bu yana öngördüğü yönetim anlayışının ana hatlarını değiştirmedi. Ancak bunun ismini, son mektubunda farklılaştırdı. 2013 mektubunda "demokratik moderniteden" bahseden Öcalan, ulus devlet anlayışını eleştirmişti. 2013'te ulus devlet anlayışını "Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkar eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattı" sözleriyle eleştireren Öcalan, yeni bir devlet sistemi önermiş, adını da "Demokratik Modernite sistemi" koymuştu. Bugünkü mektubunda ise, "demokratik ortak ev" söylemini tercietti. Öcalan bugünkü mektubunda yine ulus devleti eleştirdi, yıkılıp yeni bir sistem kurulması gerektiğini söyledi ve bu sistemi şöyle tarif etti; "Ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu'nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum"