Ayşegül USTA
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2009 00:00
Bundan bir yıl kadar önce, terör örgütü elebaşısı Öcalan’ın, PKK ile Ergenekon bağlantısı iddiaları üzerine, Savcı Öz ile görüşmek istediği ileri sürüldü.
Bilindiği kadarıyla bu görüşme gerçekleşmese de, iddiaya göre Savcı Öz, Öcalan’ın İmralı’da kaleme aldığı 125 sayfalık bir dilekçeyi okudu. Öcalan’ın, suikast girişimlerini ve cinayetleri anlattığı, en önemlisi, resmi yetkililerin "Çiller’i biz öldürelim sen üstlen" teklifinde bulunduklarını iddia ettiği bu dilekçeye, ’devlet sırları’ içerdiği gerekçesiyle Bursa Savcılığı el koydu.
2008 yılının sonbaharında basında yer alan haberlere göre terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, Ergenekon konusunda bildiklerini anlatmak istiyordu. Birinci Ergenekon iddianamesinde, PKK ile Ergenekon arasında bağlantı olduğunun öne sürülmesi Öcalan’ı rahatsız etmişti. Konuşmak istemesinin nedeni buydu.
Beklentisi, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün kendisini dinlemesiydi. Ancak bu gerçekleşmedi. Zekeriya Öz, gazete haberlerine dayanarak işlem başlatmayıp, Öcalan ya da avukatlarının kendisine başvurmasını beklerken, diğer taraf da özel yetkili Savcı Öz’ün resen işlem başlatmasını umuyordu.
Bilinen, bugüne kadar bu görüşmenin gerçekleşmediği. Ergenekon savcıları Öcalan’ı dinleyip ne söylediğini duymadılar ama iddia şu ki, ne yazdığını okudular. Nasıl mı?
Teklif Şam’da geldiİmralı Cezaevi yönetimi, Öcalan’ı hücresinden PKK’ya direktif verdiği iddiasıyla 2 Temmuz’da toplam 50 gün hücre cezasına çarptırdı, avukatlarıyla görüşmesine izin vermedi. Öcalan, bu duruma itiraz eden dilekçeler yazdı. Bu dilekçelerinden biri tam 125 sayfaydı ve içinde sadece itiraz ettiği cezaevi koşulları yoktu. Ergenekon iddianamesinde ileri sürülen suikast girişimleri, cinayetler ve daha da önemlisi kendisiyle görüşen resmi yetkililer ve onların "Çiller’i biz öldürelim sen üstlen" teklifleri yer alıyordu.
Öcalan, 125 sayfalık bu dilekçesine devlet sırrı gerekçesiyle el konduğunu, bu dönemde gerçekleşen ilk görüşmede, 20 Temmuz 2008’de avukatlarına şöyle anlattı: "Ben bunları el konulan 125 sayfalık savunmamda da ifade etmiştim. Ergenekon konusunda savcının gelip beni dinlemesini istiyorum. Bunları savcı ile daha ayrıntılı tartışabiliriz. Şam’da kaldığım dönemde yanıma gelen bazı kişiler, ’Biz Tansu Çiller’i öldürelim, sorumluluğu siz üstlenin’ diye teklifte bulundular. Ben bu teklifi kabul etmedim."
Beş para etmezler
Dilekçesinde Ergenekon’la ilgili başka şeylerden de söz etmişti Öcalan. "İşte Osman (Öcalan), onlar, Selim Çürükkaya, (Şemdin) Sakık’ın durumunu iyi analiz etmek gerekiyor. Sakık’ın 1993’te Bingöl’deki asker ölümlerinde bile yurt dışı bağlantıları olabilir. Bunu iyi araştırmak gerekiyor. Bunların beş metelik değerleri bile yok. Ergenekon’a da bulaşmış olabilirler" diyordu.
Savcı Öz okudu mu
Peki, Öcalan’ın el konduğunu söylediği, içinde eski Genelkurmay Başkanları Doğan Güreş ve Hilmi Özkök’e suikast girişimlerinin de yer aldığı 125 sayfalık bu dilekçeye ne oldu?
Öcalan’ın avukatlarından Ömer Güneş, Öcalan’ın Savcı Zekeriya Öz’e göndermek istediği dokümana Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "devlet sırrı içerdiği" gerekçesi ile el konduğunu söylüyor. "Bütün bunlar doğru. Savcı Zekeriya Öz’ün el konan dilekçeyi resmen isteyip istemediğini bilmiyorum. Ama okuduğunu, içeriğinden haberdar olduğunu biliyorum."