Güncelleme Tarihi:
SAÜ Sağlık Yüksekokulunca Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Çağın Hastalığı Obozite Sempozyumu"nda konuşan Altınkaynak, obezitenin enerjinin harcanmaması ve depolanmasıyla vücuttaki yağ kitlesinin artması olarak bilindiğini anlattı.
Altınkaynak, karbonhidrat ve enerji yükü fazla gıdaların tercih edilmesi ve fiziksel aktivitelerin azalmasıyla ortaya çıkan obezitenin gün geçtikçe arttığını, önemli bir halk sağlığı sorununa dönüştüğünü belirterek, dünyada 2000 yıllarında 1,1 milyar kişinin aşırı kilolu, 400 milyon kişinin obez olduğunun düşünüldüğünü, 2015 yılında ise aşırı kiloluların 2,3 milyara, obezlerin de 700 milyona çıkmasının beklendiğini kaydetti.
Türkiye'de Diyabet ve Bozulmuş Glukoz Toleransı Prevelansı 2 (TURDEP) çalışmalarına göre toplumda obezitenin yüzde 32 civarında olduğunu belirten Altınkaynak, TURDEP 1 çalışmalarına göre bu oranın yüzde 44 artış gösterdiğine dikkati çekti.
Altınkaynak, dünyada en fazla obezin ABD'de, en azının da Japonya'da olduğunu belirterek, "ABD'deki 2-19 yaş grubu çocuğun yüzde 16,3'ü obez. Ülkemizde de son çalışmalara göre yüzde 9 ila 29 arasında değiştiği gözlenmiştir. Görüldüğü gibi 1900'lerde yüzde 10-15 civarında olan obez çocuk sayısı yüzde 29'lara dayanmış vaziyettedir. Sadece şişmanlık değil, sistemik ve metabolik hastalık obezite beraberinde diyabeti, hipertansiyonu, kardiyovasküler, kas iskelet sistemi hastalıklarını ve kanseri de getirir" diye konuştu.
ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ
Sağlık Bakanlığının "21. Yüzyılda Herkes İçin Sağlık Programı"nı başlatarak obeziteyi azaltmak için çalışmalar yaptığını kaydeden Aktınkaynak, obezitenin her ülkedeki sağlık harcamalarında büyük maliyet oluşturduğunu vurguladı.
Sağlıkla ilgili harcamaların yüzde 2 ila 7'sinin obeziteye ayrıldığını ifade eden Altınkaynak, mücadele için erken teşhisin çok önem taşıdığını sözlerine ekledi.