Güncelleme Tarihi:
Obama’nın yarın Dışişleri Bakanlığı’nda yapacağı konuşma bunun için bir şans olabilir. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney’in ifadelerine bakılırsa, Başkan, siyasi çalkantıların her yönden ilerleme kaydedilebilmesi için fırsat anlamına geldiğini öne sürerek “bölgedeki ABD politikaları için bazı yeni fikirler” ortaya koyacak.
Yetkililer, Obama’nın İsrail’in 1967 öncesi sınırlarını, Filistin devleti müzakereleri için bir başlangıç noktası olarak kabul edip etmemeyi değerlendirdiğini ifade etti. Bu hamlenin ABD adına bir politika kaymasından çok İsrail’e gönderilmiş bir “anlaşma istiyorsan taviz ver” mesajı olduğu ifade ediliyor.
Ancak birçok yetkili Başkan’ın İsrail’le Filistin arasındaki açmazdan çıkış için bir yol haritası önermeyeceğini de belirtti. Uzmanlar, böyle bir haritanın yokluğunda, Obama’nın tarafları birbirine yaklaştırmak için çok fazla seçeneği olmadığını öne sürdü.
Obama, Bahreyn, Suriye ve Yemen’de göstericilere uygulanan şiddete karşı daha tutarlı bir yanıt verilmesi için girişimlerde bulunuyordu. Dolayısıyla bu fırsatı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a uyguladığı baskıyı artırmak için kullanabilir. Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da önümüzdeki günlerde Esad hükümetine karşı daha sert yaptırımlar uygulanabileceğine işaret etti.
Yaptırımların ötesinde Obama, Suriye hükümetinin protestoculara uyguladığı baskıyla ilgili tedbirli tavrını bir kenara bırakarak konuşmasında Esad’ı şahsen de eleştirebilir. Obama yönetiminden bazı isimler sessizliğin kısmen Suriye’yle İran’ın arasını açmak için fırsat çıktığı yönünde karşılığını bulamamış umutlarından kaynaklandığını belirtiyor.
ABD’nin Arap müttefikleri için Obama reformların hayata geçirilmesi için bir teşvik sunuyor. Başkan, Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ı Salı günü Beyaz Saray’da misafir ederek Ürdün’e yapılacak 400 milyon dolarlık Amerikan yatırımının ve 50 bin ton buğday yardımının duyurusunu yaptı. Obama, bu girişimlerin Ürdünlülere destek olacağını ve ekonominin toparlanmasını hızlandıracağını belirtti.
Obama’nın konuşması, Ortadoğu diplomasisi adına çok hareketli bir haftada geliyor. Kral Abdullah’ın yanı sıra, Başkan, Cuma günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile buluşmayı planlıyor. Obama, Pazar günü ise ABD’nin en önemli İsrail yanlısı AIPAC’ta bir konuşma yapacak. Önümüzdeki hafta içinde ise Netanyahu, Kongre’ye seslenecek.
Ancak bu hareketli dönem barış sürecinin en sıkıntılı günlerinden birine denk geldi. İsrail güvenlik güçleri Pazar günü sınıra yürüyen binlerce Filistinli protestocuyla çatıştı. El Fetih ile Hamas arasında geçtiğimiz günlerde bir birlik anlaşması imzalandı, Netanyahu ise anlaşmayı kınadı.
Daha önce Ortadoğu Dörtlüsü’nün Kudüs bürosunu yöneten, Dış İlişkiler Konseyi üyesi Robert Danin, “Ben konunun gidişatıyla ilgili olarak hiç bu kadar kaygılı olmamıştım. Gerçek bir patlamaya doğru hızlı bir ilerleme var” dedi.
Birçok yetkili, Obama’nın Clinton’ın desteğiyle, bir barış anlaşması için bazı parametreler koyma fikrini de değerlendirdiğini ancak bu seçeneğin kendisini Ulusal Güvenlik Danışmanı Thomas Donilon ve Ortadoğu Başdanışmanı Dennis Ross’la karşı karşıya getirebileceğini söyledi.
Bir yetkili Hamas ve El Fetih arasındaki birlik anlaşmasının, ABD’nin kendi teklifini masaya sürme planlarını öldürdüğünü belirtti. Yetkili, “Hamas İsrail’in varlık hakkını tanımadıkça ve İsrail’e karşı şiddeti bırakma sözü vermedikçe bunu nasıl yapabiliriz ki?” dedi.
New York Times'da yayımlanan "As Uprisings Transform Mideast, Obama Aims to Reshape the Peace Debate" başlıklı haber analizden derlenmiştir.