Güncelleme Tarihi:
OBAMA'NIN ÖĞRENCİLERLE SOHBETİNDEN KARELER
ERDOĞAN'A BAKTI AYNISINI YAPTI. İŞTE O FOTOĞRAFLAR
BAŞKAN OBAMA'NIN SULTANAHMET CAMİİ ZİYARETİ
BAŞKAN OBAMA'NIN AYASOFYA ZİYARETİ
OBAMA SULTANAHMET MEYDANI'NDA YÜRÜDÜ
Obama konuşmasına şu sözlerle başladı:
- 50 yıldan fazla NATO'da müttefikiz. Geçmişten gelen çok derin bağlarımız var. Türk-Amerikan ilişkilerinin güçlü bir temeli vardır. Zaman zaman ortak çıkarlarımız olduğunu unuttuk, dostluğumuza hizmet edecek ortak paydalarımızın olduğunuunutmamamız gerekiyor.
-
- Amerika’nın bazen bencilleştiğini ve kabalaştığı gibi bir algılayış olabilir, bu benim bildiğim ülke değil. Amerika’da mükemmel değildir.
- Daha umut dolu bir dünya için bir çaba sarf ettik ve sayısız ülkelerde vatandaşlarımız hizmet etmektedir, çeşitli meslek gruplarında.
- Aynı zamanlarda farklı kökenlerden ırklardan ve dinlerden, ortak çıkarlar etrafında olan bir milletiz.
- Herkesin yaşayabildiği bir ülke olmasaydık, Barack Hüseyin Obama olan biri başkan seçilemezdi.
- Bütün ülkelerimizin içinde yoksulluk vardır, gençlerimizin ihtiyacı olan eğitimi alabilmeleri için yeterince fırsatlar bulunuyor.
- Biz insanlar hayallerini nasıl gerçekleştirirler bunun için çalışıyoruz.
- Önceliklerimiz vardır, daha fazla çocuğa eğitim verebilmek için neler yapabilir? Sağlık hizmetlerini nasıl getirebiliriz? Yeni istihdam kaynakları yaratmak için ne gibi adımlar atabilir?
- Daha umut dolu bir dünya bırakabilmemiz için önemli olan bunlardır.
- Bilgiye ve icatlara karşı emsali olmayan bir erişiminiz var, ama aynı zamanda çok ciddi sorunlar var karşınızda.
-
- Ne zaman yurt dışına çıksam bu konuya değiniyorum. Başkan sıfatıyla genç Amerikalıları, yaşıtlarıyla bir araya getirmenin yolunu arıyorum.
- Yeni diller ve yeni eğitimler alabilmeleri için yeni yollar arıyorum.
- Babamın Havai’ye gelip, annemle tanışmasının öyküsünde de bu vardır. Çok basit değişim programları aramızdaki duvarları yıkabilir.
- İnsanlar ortak bir deneyim paylaştıkları zaman ortak bir insanlık ortaya çıkıyor. Bunlar olduğu zaman da güvensizlik yok oluyor.
- İlerlememiz burada başlıyor. Dünya sizin yarattığınız dünya olacaktır. Yeni köprüler inşa edebilirsiniz, yeni duvarlar örmek yerine.
- Ortak paylaşılan bir refah oluşturabilirsiniz ve bu çabalarınızda ABD gibi bir destekçi bir ortak bulacaksınız.
- Sorularınızı ister Türkçe ister İngilizce sorabilirsiniz. Benim Türkçem pek iyi değil.
- Ezandan önce programı bitirmeyi hedefliyorum. Yarım saatimiz var.
- Birkaç soru sormak istiyorum iklim konusuyla ilgili. Dün “Yurtta sulh cihanda sulh” cümlesini kullandınız. ABD ne zaman Kyoto protokolünü imzalayacak?
Çok iyi bir soru. Bildiğiniz gibi bilim bize diyor ki dünya ısınıyor. Biz çok yakın gelecekte bunun önüne geçmek için adım atmazsak 3/4/5 derece gibi okyanusların yükselecek. İstanbul’un güzelliğine ne olur, düşünemeyiz bile.
Değişen hava durumları çok aşırı sonuçlar gösterebilir. Kyoto protokolü ortaya koyduğu zaman ABD ve Çin imzalamamaya karar verdi. Ben hatalı olduğunu düşünüyorum. ABD en büyük karbon üreticisi oldu. Şu anda Çin nüfusunun çok fazla olması nedeniyle bu sıfata çok yaklaştı.
Anlaşmayı bir araya getirmemiz gerekiyor. ABD’nin Kyoto’yu imzalaması çok anlamlı değil, benim yönetimim Kopenhag’daki konuşmaları hazırlıyoruz. Uluslararası gündem hazırlamak istiyoruz.
Ben size yalan söylemek istemiyorum. Bütün ülkelerde bunun politikası zor olacaktır. Fabrikanızı değiştirmeniz gerekiyor derseniz bu da bir maliyet demektir. Elektrik santreline farklı bir şekilde elektrik üretin derseniz, herkesin elektrik faturası artacak.
Dolayısıyla büyük siyasi mücadeleler olacak mutabakatın onaylanması için. Onun için sizler gibi gençlerin, siyasette aktif olup her ülkedeki siyasetçilerin bu konulara tepkisiz kalmamasını sağlamanız çok önemli.
- Yurtta sulh cihanda sulh ifadesini Anıtkabir’de kullandıktan sonra ne gibi eylemlerde bulunacaksınız ve genç Türk bayanları ve bayları olarak biz bu amacınızda nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Bazıları çok idealist olduğumu söylerler. Prag’da nükleer silahları yok etmek gibi bir konuşma yaptım. Bazıları bu 'imkansız' dedi, 'İran’lılar ile neden temas kurmaya çalışıyorsunuz' diyorlar. Bunlar zor şeyler ben saf değilim. Kolay olsaydı başkası bunu başarırdı zaten.
Yüksekleri hedeflemezsek o zaman hiç ilerleme kaydetmeyeceğiz. Açılış konuşmamda da söylediğim gibi, başlamamız gereken en önemli nokta diyalogdur.
Farklı bir dil konuşsanız bile ailelerinize önem veriyorsunuz, aynı ümitleriniz var. Bütün bunlar insanoğlunun dünyanın her tarafında paylaşılan değerler farklarından daha önemli. Dolayısıyla bu başlangıç için çok önemli bir nokta. İnsanlar yaşlanınca, yaşlılar biraz daha huylarından alışkanlıklarından vazgeçmek istemiyorlar.
Rus başkanı ile görüştüğümde çok iyi bir diyalogumuz oldu. İkimizinde soğuk savaş döneminde doğmuş olmamız rağmen, yetişkinlik çağlarımız soğuk savaşın inişe geçtiği döneme denk geldi.
ABD için çalışmak şu anlama geliyor. Bizlerin sorumlu bir şekilde hareket ettiğimizden emin olmamız gerekiyor.
İran’a nükleer silah geliştirmeyin çünkü bölgede bunu yaparsanız herkes bu yarışa girecek dersek. Biz aynı zamanda kendi nükleer silahlarımızı azaltacağız diyeceğiz.
Ülkelere çok samimi olarak onlarında halklarının iyi olmasına önem veriyoruz diyorsak destek programlarımızın da anlamı olduğunu belirtmemiz gerekiyor.
Basın ekibimde görüşüyordum biraz önce, keyif aldılar. Bu seyahatinizde neden her şeyinizi çözmediniz diye sordular, bende bir hafta oldu sadece dedim.
Buradaki ana fikir temeli oluşturmak. Zamanla küçük çabalar sarf edersiniz, bunlarda toplanıp büyük çabalara dönüşüyor.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ
- Siz Türkiye’nin AB üyeliğine destek olduktan sonra Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy buna karşı çıktı?
Bu bizim kararımız değildir ama bu benim fikir sahibi olmamı engellemiyor.
Düşüncelerimiz hakkında dürüst olmaya çalışıyoruz. Ben Türkiye’nin AB’ye katılmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Türkiye NATO üyesi olabiliyorsa ve askerlerini müttefiklerini korumak için ve desteklemek için gönderebiliyorsa, onların hayatlarını tehlikeye atıyorsa, neden Avrupa’ya kayısı satamasın örneğin veya dolaşım özgürlüğü neden olmasın?
Başkan Sarkozy iyi bir dostum. Ama dostlar bazen ayrı görüşlere düşebilir. Ama ümit ediyorum ki zaman geçtikçe bu sonuçta gerçekleşecektir.
Bu muhalefetinin Ermeni konusuyla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Onun Türkiye’nin entegre olma konusunda güvensizlik yaşadığını, güven duymadığını düşünüyorum. O Türkiye’ye geldiği zaman ona bu soruyu sorma fırsatınız olur mutlaka.
- Önce, siz ve Bush arasındaki farklar nedir? Bazılarına göre sadece yüzler değişiyor. Ortadoğu ile İran’la tartışmaya devam edecek misiniz?
Önce Kürt sorusuna cevap vermek istiyorum. Biz çok netiz çok açığız. Türkiye’nin toprak bütünlüğü ile ilgili, Türkiye bizim müttefikimiz.
Dolayısıyla Türkiye’nin parçalara bölünmesine olan herhangi bir şeye karşı oluruz ve olmaya devam edeceğiz.
Şunun da önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki Kürt azınlığının bu toplumda ilerlemesinin özgür bırakılmasını, fırsatlar konusunda eşit olacaklarını ve sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın bu konuya bağlı olduklarını düşünüyorum.
Bunun zamanla sınanacağını düşünüyorum çünkü daha önce de söylediğim gibi, devlet mekanizmasını ilerletmek yavaş bir süreçtir, büyük tankerler gibidirler. Küçük manevrası kolay değiller, yavaş yavaş hareket ederler ve zamanla çok farklı bir yerde buluyorsunuz kendiniz.
Irak konusunda, ben Irak’taki savaşa karşı çıktım. Kötü bir fikir olduğunu düşünüyordum. Orada oldğumuz için, oradan askerlerimizi çektikçe bunu dikkatlice yapmamızı ve şiddete dönüşebilecek bir çöküntü görmemek için dikkatli davranmamız gerektiğini düşünüyorum.
Bazıları hani savaşa karşıydın neden hemen çekmiyorsun diyorlar ama, bu sorumsuz davranmamıza izin vermez.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
İklim değişikliğine, Bush’tan çok daha fazla önem veriyorum. Bu seçildiğimiz gün tüm ışıklar sönecek anlamına gelmiyor. Ben zamanla politikaları harekete geçirebilirim demektir.
EL KAİDE
Bazı alanlarda ABD’deki arkadaşlarımızın muhalif siyasi partideki arkadaşlarımda fikir birliğinde olduğunu söyleyebilirim. El Kaide’ye hiçbir sempatim ve sabrım yoktur, masum insanları havaya, siyasi bir amaçla uçurmayı kabul etmiyorum. Doğru bir yöntem olduğuna inanmıyorum. ABD’nin ve NATO müttefiklerinin, El Kaide tehdidini yok etmek için gerekeni yapmasına inanıyorum. Bunun adil bir şey olduğunu düşünüyorum. Bunu sadece askeri yöntemle değil, Pakistan’da ve Afganistan’da eğitim vermek farklı bir yol bulmalarına yardımcı olabilir.
Masum insanların hayatlarını almanın önlenmesine yönelik çabalarımız sürecektir ve ben bunun için özür dilemeyeceğim. 4 yıl sonra 8 yıl sonra yaptığı şeyler çok
farklı değilsiniz dersiniz belki ama ilerleme sağlamış olurum.
Sayın Cumhurbaşkanı’yla, Başbakan’la çeşitli alanlar hakkında görüşmelerim oldu. Ticaret konularına değindik, çok önemli bir ölçüde iki ülke arasındaki ticareti artırabiliriz ancak türk amerikan ilişkileri askeri olmuştur. ERDOĞAN'IN DAVOS ÇIKIŞI Türkiye’de çeşitli temaslarımız oldu, onun iyi bir insan olduğunu ve bölgede barışın ilerlemesinde çok çaba sarf eden biri olduğunu düşünüyorum. İsrail ve komşular arasında çaba sarf etmekten de çok büyük gurur duyduğunu söylebilirim. Filistin için sürdürülebilir değil, istihdam üretemiyor. Bu yolun girilmemesi gereken bir yol olduğunu biliyoruz.
ABD’nin Türkiye ile olan dostluğu AB üyeliğine bağlı değildir. Dolayısıyla Türkiye AB üyesi olmamaya devam etse bile, ABD ilişkileri ilerler ve güçlenir.
Seçilmem konusuna gelince, insanların iyi hissettiği şeyler, benim seçimimin ABD’nin halen fırsatlar ülkesi olmasını vurguladığını hissettirdi.
Ben varlığa doğmadım. Bir etnik azınlıktan geliyorum. İsmim çok farklı ABD için. Dolayısıyla seçimimi bir kanıt olarak, ırk ayrımcılığı, eğitim fırsatları hala vardır ve aynı zamanda, yurt dışında yaşamış olan bir insan olarak, ailesi Müslüman olan bir insan olarak, benim köprü inşa etmekte yardımcı olacağımız düşündüklerini düşünüyorum.
- Sayın Başbakan’ın Davos’taki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz de aynı durumda olsanız, aynı tutumu sergiler miydiniz?
Öncelikle Başbakan’ınıza çok büyük saygı duyuyorum. Önce Londra’da daha öncede telefonda ama, yüz yüze görüşme imkanımız oldu Londra’da.
Sayın Başbakan’ın tepkisini ele almam doğru olmaz.
ORTADOĞU'DA BARIŞ MÜMKÜN
İnanıyorum ki Ortadoğu’da barışı mümkündür. Bir Filistin devleti ve bir Yahudi devleti. Her iki tarafında uzlaşı yapması gerektiğini düşünüyorum bunun başarılabilmesi için.
ABD’nin yada Türkiye’nin rolü insanlara ne yapmaların söylemek değildir, diyalogu ilerletmekte iyi bir dost olabiliriz.
İnanmak zorundayız, Filistin’lilerin ve İsrail’lilerin anneleri aynı şeyi düşünüyorlar, şiddete maruz kalsın istemiyorlar, çocukları otobüse bindikleri zaman patlayacağını düşünmemeliler.
Dolayısıyla bazen, bir müddet sadece annelere görev versek bazı şeylerin çözüleceğine inanıyorum.
Geçmişi değil geleceği düşünerek, bu ruhla bence barış sürecinin ilerlemesi mümkün olacaktır. Oradaki duruma bakarsanız, sürdürülebilir bir durum değil.
Nüfuslar arttıkça etrafta, düşmanlık arttıkça İsrail’e, bu İsrail’in güvenilir bir yer olmuyor.
Geçmişte çok fazla öfke güvensizlik ve nefret olmuştur ve bu nefretin giderilmesi yönünde çok fazla atıldı.
Liderlerin gösterdiği bir cesaretten dolayı bir barış anlaşması imzalandı ve ben Beyaz Saray’dan birkaç hafta önce, Protestanların liderini Katoliklerin liderlerini aynı odada ağırladım. Ayrılıkçılar ve birlikçileri aynı salonda ağırladık ve bir tek sistemin birer parçası olarak ordalardı.
Sizler gibi gençlerin hiçbir zaman kalıplaşmış düşünceleri düşünmemeniz olacaktır.