Obama Döneminde Kafkasya

Güncelleme Tarihi:

Obama Döneminde Kafkasya
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 02, 2009 13:09

8-12 Ağustos arasındaki Güney Osetya Savaşı’ndan itibaren Güney Kafkasya’da politika üreten, ürettiği politikayı uygulayan tek devlet Rusya Federasyonu olmuştur.

Haberin Devamı

Böylece, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Moskova, Yakın Çevre olarak adlandırdığı eski Sovyetler Birliği topraklarında ilk defa aktif bir politikaya yönelmiştir. Son 200 yıldır Kafkasya’ya egemen olan güç sadece Ruslar olmuştur. Kafkasya’nın sınırlarını, siyasi, kültürel ve eğitim altyapısını belirleyen de Ruslar olmuştur. Rusların Kafkasya’yı iyi tanımasına rağmen Avrupa-Atlantik Dünyası yani ABD ve AB Kafkasya’ya oldukça yabancı iki dünya gücüdür. Kafkasya’yı tanımamalarına rağmen 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından itibaren Rusya Federasyonu toparlanamadığı için eski Doğu Bloku’nda olduğu gibi Karadeniz ve Kafkasya’da da Avrupa-Atlantik dünyası Moskova’nın aleyhine genişlemiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Güney Kafkasya ülkeleriyle özellikle Gürcistan’la AB ve NATO ile yakın ilişkilerin geliştiğini görüyoruz. Ancak, Aralık 1991’de Sovyetlerin dağılması sonrası Güney Kafkasya’da Avrupa-Atlantik dünyasının siyasi genişlemesi Ağustos 2008’de Rusya Federasyonu’nun aktif politikalarıyla durmuştur. Gürcistan krizi sonrası Avrupa-Atlantik dünyasını adeta bölgedeki gelişmeleri şaşkınlıkla ve kabul edilemez şekilde bir tavırla izlemiştir.

Avrupa-Atlantik dünyasının bu şaşkınlığını Eylül 2008’den itibaren yavaş yavaş üzerinden atmıştır. Bu çerçevede, Ermenistan ile Avrupa-Atlantik dünyası arasında yeniden bir yakınlaşmanın yollarının aranmaya başlandığını ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Gül’ün 6 Eylül’de Erivan’a ziyaretini görmekteyiz. Böylece, Güney Kafkasya’da Avrupa-Atlantik dünyasının sadece bir adası durumunda olan Gürcistan, Ermenistan ile desteklenmeye çalışılmaktadır. Gürcistan’a yaklaşık olarak 3,4 milyar Euro’luk ekonomik yardım paketi de hazırlanmıştır. 9 Ocak’da da ABD ile Gürcistan arasında Stratejik İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. Ancak, Avrupa-Atlantik dünyası aslında Gürcistan’ı desteklemek yerine Saakaşvili hükümetini destekleyerek bölgede büyük bir hataya düşmektedir. Amerikalılar yıllardır Latin Amerika’da yaptıkları hatayı Gürcistan’da tekrarlamaktadır. Yani, bir ülkede halkı desteklemek ve kazanmak yerine, demokratikleşmeyi desteklemek yerine sadece Batı’ya itaat eden yönetimi desteklemek hatasına düşmektedir. Böylece, Batı yardımları Gürcistan’ı değil de Cumhuriyetçilere yakın ve İsrail’e şirin görünmeye çalışan Saakaşvili hükümetini Tiflis’te ayakta tutmaya yaramaktadır. Böylece, Cumhuriyetçilerin yönetimindeki Washington Gürcistan’ı Latin Amerikalılaşma sürecine sokmuştur. Halbuki, Gürcü halkının ve aydınlarının isteği Gürcistan’ın Latin Amerikanlaşması değil Avrupalılaşmasıdır. Yani, Gürcü halkı Avrupa Birliği’ne üye olmak istemektedir. Sovyetlerden kalma devlet başkanlığı sistemi yerine parlamenterler demokrasinin kurumsallaşmasını ve AB ile bütünleşmiş bir Gürcistan’ı istemektedir. Bundan dolayı Cumhuriyetçi ABD ile AB’nin Gürcistan üzerine politikaları çelişmeye başlamıştır. Bundan dolayı Güneybatı Kafkasya’ya Saakaşvili’nin ve Saakaşvili hükümetinin gözlüğü ile bakmak yalnızca Rusya Federasyonu’nu bölgede daha fazla güçlenmesi dışında herhangi bir net sonuç getirmemektedir. Obama’nın Demokrat kadroların Güneybatı Kafkasya’da Cumhuriyetçilerin düştüğü hatadan bir an önce kurtulması ve Saakaşvili yönetimi yerine Gürcistan’da demokrasiyi desteklemesi Avrupa-Atlantik dünyasının çıkarına olacaktır.
Obama döneminde yeni bir Gürcistan’a gereksinim vardır. Çünkü, Abhazya ve Güney Osetya sorunlarını çözememiş olan Gürcistan, doğudan batıya doğru güvenilir bir enerji ve ulaşım hattı olma özelliğini kaybetmiş durumdadır. Bu nedenle, Rusya Federasyonu ile daha dengeli ilişkiler kurabilecek, Batı yanlısı, Abhazya ve Güney Osetya üzerindeki egemenlik haklarından vazgeçmiş, Gürcistan’ın önünü açabilen ve böylece AB ve NATO ile hızla bütünleşmeyi sağlayabilecek, Cumhuriyetçi değil Demokratlara yakın yeni bir lidere gereksinim bulunmaktadır.

ABD ve AB, Abhazya ve Güney Osetya politikalarını yenilemeye baÅŸlamıştır. SaakaÅŸvili hükümeti ise söz konusu iki bölge için katı bir izolasyon politikası izlemeye devam etmektedir. Bu katı izolasyon politikası ise Rusya Federasyonu’nu bölgede güçlendirmek dışında herhangi bir sonuç getirmemektedir. Obama’nın Abhazya ve Güney Osetya üzerine daha net politikalara gereksinimi bulunmaktadır. EÄŸer, Gürcistan bu iki bölge üzerindeki egemenlik hakkından vazgeçerse Abhazya’nın NATO ve AB’ye üye olabileceÄŸini ÅŸimdiden tartışmaya açmamız gerekir.Â

Gürcistan’da Avrupa-Atlantik dünyası Gürcü halkını ve aydınlarını desteklemek yerine sadece Saakaşvili yönetimini desteklemeye devam ederse Rusya Federasyonu Gürcistan’da aydınlara ve halka yönelik yeni bir politik açılıma doğru gidebilir. Moskova, Güney Kafkasya’nın güneyinde Azerbaycan ve Ermenistan’a doğru da bir politik açılıma girmiştir. 15 Ekim’de başlayan II. Aliyev döneminde Azerbaycan artık Rusya Federasyonu’nu ürkütmeden yeni politikalara doğru yönelmiştir. Bu nedenle, Obama döneminde Ermenistan ile Türkiye arasındaki buzların eritilmesine çalışılacağını, Türk-Ermeni sınır kapılarının açılabileceğini, böylece Ermenistan’ın Türkiye üzerinden Avrupa-Atlantik dünyasına doğru çekilmek isteneceği tahmin edilebilir. Ayrıca, Dağlık Karabağ sorunu da çözüme doğru götürülmek istenecektir.

Sonuç olarak, Kafkasya’da aktif politikayı benimseyen Moskova karşısında Obama ve Demokrat kadroların bölgede yeni politikalara gereksinimi vardır.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!