O tuzağa nasıl düşüyorlar?

Güncelleme Tarihi:

O tuzağa nasıl düşüyorlar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2013 15:52

İç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı olan, yazdığı diyet kitaplarıyla da tanınan Prof. Dr. Canan Karatay, iş kadını A.T ve son olarak Psikolog Elvin Aydın da dolandırıcıların tuzağına düştü. Çok kısa sürede üç ismin benzer şekilde kandırılması sadece bir rastlantı değil. Her gün eğitimli ya da eğitimsiz, meslek sahibi ya da işsiz toplumun farklı kesimlerinden yüzlerce kişi telefonla arayan vurguncuların tuzağına düşüyor. Peki ama ilk bakışta “Nasıl olur da bu tuzağa düşülür” dedirten bu yöntem bu kadar kolay işe yarıyor? Uzman Psikolog Gülşah Beştav hem bu tuzağın inceliklerini hem de dikkat edilmesi gerekenleri Hürriyet’e anlattı.

Haberin Devamı

O tuzağa nasıl düşüyorlar
Psikolog E.A, kendilerini polis olarak tanıtan dolandırıcıların tuzağına düştü. PKK'nın kimlik bilgilerini kopyaladığını ve banka hesaplarına sızdığını söyleyen vurgunculara inanan E.A, 40 bin lira değerindeki ziynet eşyasını poşete koyarak Şişli'deki bir parka bıraktı. Kısa süre sonra E.A tuzağa düştüğünü fark etti ve polise başvurdu. Tıpkı E.A gibi Nişantaşı'nda ticaretle uğraşan işkadını A.T de 80 bin liralık pırlantalarını kaptırdı. Aynı günlerde ünlü Prof. Canan Karatay da benzer bir yöntemle 55 bin dolar dolandırılmıştı. Parasını geri almayı başaran Karatay, "Nasıl dolandırıldım anlayamadım. İnsanı telefonda adeta hipnotize ediyorlar” demişti.

Haberin Devamı

BUNU NASIL YAPIYORLAR?

Hürriyet, Canan Karatay’ın “Nasıl dolandırıldım anlayamadım” sözlerini, Uzman Psikolog Gülsah Beştav’a sordu. Beştav, Karatay ve E.A gibi yüzlerce kişiyi mağdur eden dolandırıcıların bunu nasıl yaptığını şöyle açıkladı: İnsanın en temel psikolojik ihtiyaçlarından biri güvenlik ihtiyacıdır. Güvenliğe yönelik tehdit içeren bir mesaj beyne ulaştığında kişinin akılcı düşünme sürecini sekteye uğratır. Kişi bu duyguya odaklanır. Bu duygudan bir an evvel kurtulabilmek için savunmaya geçer ve dış dünyadan gelecek çözüm yollarına hızla yönelebilir.

EN KÖTÜ KARAR İYİ GÖRÜNEBİLİR

Panik duygusu tetiklenir, panikle hareket ederken de en kötü karar bile kararsızlıktan iyi görünebilir. Bu sırada iletilen telkinler, tıpkı bir emir komuta zinciri içerisindeymişçesine komutları almasına yol açar ve kişinin hipnoz altındaymış gibi hareket etmesine neden olur. Hipnoz sürecinde de benzer biçimde kişinin öncelikle bir noktaya, bir düşünceye ya da stereotipik (tekrarlayan) bir harekete odaklanması istenir. Odaklanma sağlandıktan sonra derinliği sağlamak için anlık bir duyguyu tetiklemek gerekir.

Haberin Devamı

TEHDİT MESAJI İLE ODAKLANMAYI SAĞLAYIP…

Duygu tetiklendikten hemen sonraysa beden duygunun kontrolü altında olur ve zihin telkine açılır. Dolandırıcılar telefon konuşmasına öncelikle tehdit içeren mesajla "PKK kimlik bilgilerinizi kopyaladı, banka hesaplarınıza sızdı" başlayıp odaklanmayı sağladıktan hemen sonra varsa nakit para, yoksa ziynet eşyası veya kredi kartı bilgilerini belirledikleri adrese bırakmalarını talep etmektedir.

SATIŞCILAR GÜNLÜK HAYATTA KULLANIR

Bu hipnotik dil kalıplarının kötüye kullanımına en uygun örnektir. Bunun tatlı halini satışçılar, yöneticiler, lider karakterler gündelik hayatta sıklıkla kullanılır. Siz de hayatınızda mutlaka kendinizi, etkileyici bir satışçı sayesinde ihtiyacınız olmayan bir şeyi alıp çıkmış halde bulmuşsunuzdur. Kimi zaman asla hayır diyemediğiniz bir yakınınız, dostunuz ya da komşunuz olmuştur. Ne söylediğinden ziyade nasıl söylediğinin önemli olduğu aşikardır. Nasıl söylendiğini biraz açarsak, karşı tarafta hangi duyguyu tetikleyecek şekilde söylediğimizdir.

Haberin Devamı

"ANNEMİZİN İLK ÖĞÜDÜNÜ UNUTMAMAK GEREKİR"

Dolandırıcıların kurbanı olmak herkesin başına gelebilir, buna yatkın bir kişilik yapısı vardır ya da yoktur diyemeyiz, insani bir duygunun tetiklenmesi herkes için geçerlidir. Bundan korunmak için, telefonun diğer ucunda kimin olabileceğini, gerçekliğini bilme şansımız olamayacağı için kişisel bilgi paylaşımından kaçınmalıyız. ‘’Gerçeklik’’ temelinden ayrılmamak kandırılmayı engellemenin en önemli yoludur. Anlık KARAR vermekten kaçınmak ve böyle bir telefon alırsak mutlaka yakınlarımızla, güvendiklerimizle bunu paylaşmak ; tek başına hareket etmemek olası hipnotik etkiden gerçekliğe dönebilmeyi sağlar. Karşı tarafın nasıl söylediğinden çok ne söylediğine dikkat etmek gerekir.

Haberin Devamı

Sonuçta; annemizin ilk öğüdünü unutmamak gerekir, tanımadığınız insanlara güvenmeyiniz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!