Güncelleme Tarihi:
İzmir Karşıyaka'da geçtiğimiz günlerde Körfezi kaplayan deniz marullarını temizleme çalışmaları devam ederken, sahilini kaplayan deniz marullarının insanları zehirleyebileceği uyarısının yer aldığı ve açıklamayı yapan Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Baha Büyükışık konuya açıklık getirdi.
İzmir Körfezi’nde tehlikeli bir durum olmadığını vurgulayan Prof.Dr. Büyükışık, “Deniz marulları insanları zehirlemiyor. Böyle bir şey yok. Fakat denizde çoğalabilen tek hücreli bitkiler var. Bunların bir kısmı zehir içeriyor. Bunlar tek hücreli kamçılı algler. Fakat kirlenme ilerledikçe bunların da çıkmayacağı anlamı taşımıyor. O yüzden de arıtma tesislerinin İzmir’in nüfus yoğunluğuna uygun ilave üniteler içermesi gerekiyor. Şu anda toksik veya zehirli tek hücreli gözle görülmeyen bu canlı bitki türü yok. Olsa zaten herkes zehirlen irdi. Benim bahsetmek istediğim Amerika’da, Avrupa’da, Endonezya gibi kıyılarda daha çok ılıman iklimin hakim olduğu yerlerde çoğalabiliyorlar ve insanların ölümüne neden olabiliyorlar. ‘Bu İzmir Körfezi’nde oluyor’ demedim, böyle bir şey yok. Ancak olmayacak mı? Acaba belli olmaz olabilir de. Dolayısıyla kirlilik arttıkça bu tek hücreli algler gelişebilir” diye konuştu.
“AMERİKA’DA BİR DÖNEM YAŞANDI”
Tek hücreli zehirli alglerin bir dönem Amerika’da görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Büyükışık, “Mississippi Nehrinde gözleniyor ve balıkçılar etkilenerek Alzheimer’e benzer geçmişi unutma gibi bir durum oluşuyor ancak kortizonla düzeltilebiliyor. Bunları zamanında Amerika yaşadı ancak biz yaşamadık. Belli olmaz bize de gelebilir çünkü okyanuslarla sular bin yılda tamamen homejenleniyor, oradaki su zamanla buraya da gelebilir” ifadelerini kullandı.
“BİREY OLARAK DA DUYARLI OLMALI, DENİZİ KİRLETMEMELİYİZ”
Böyle bir durumla karşı karşıya kalmamak için alınması gereken önlemlere de dikkat çeken Prof. Dr. Büyükışık, şunları söyledi:
“Çevre parametreleri, besin elementleri, diğer bileşenler arttıkça tek hücreli canlılar artıp çoğalabiliyorlar. Bunlar zararlı da olabilir veya olmayabilir de ancak önemli olan zararlı türlerin var olması. Bu bizi belki de ilerde etkileyebilecektir. Bu nedenle duyarlı olmalıyız . Birey olarak denizin temiz tutulması için elimizden geleni yapacağız. Arıtma tesisleri de arıtacak çünkü ne kadar çok arıtırsanız deniz kendini toparlıyor. Bu denize koltuk, yorgan, yatak atıldığını biliyorum duyarlı olmalıyız. Zehirli alglerin çoğalmasına izin vermeyeceksiniz. Bunun çeşitli yöntemleri var. Üstten aşağıya temizlik yani hayvanları çoğaltarak hayvanlara bunları tükettirmek veya besin elementlerini arıtma tesisleriyle azaltarak bunların çoğalmasını önleyebilirsiniz. Besin elementi azaldıkça onların büyümesi azalıyor.”
“KÖRFEZDE HERKES RAHATLIKLA YÜRÜYEBİLİR, ZEHİRLİ TOKSİK ALG YOK”
İzmir Körfezi’nde şu anda insan sağlığını tehdit edecek zehirli alglerin olmadığını vurgulayan Büyükışık, “Körfezde toksik alg gözlemedik, zaten gözlemiş olsaydık kıyıdaki insanların zehirlenmiş olduğunu görürdük, herkes hastaneye koşabilirdi. Öyle bir şey yok. Olsa bile çok az sayıda olduğu için kıyıdaki yürüyen insanları etkileyecek diye bir şey yok. Dolayısıyla herkes rahatlıkla yürüyebilir. Ancak koyu renkli denizin kırmızılaşması ya aşırı koyu yeşil gibi durumlarda vatandaşlarımızın haberdar etmesi lazım" ifadelerini kullandı.
“DENİZ MARULLARI ZEHİRLEMEZ”
Körfezdeki deniz marullarının zararlı ve zehirli olmadığını belirten Prof. Dr. Büyükışık, “Deniz marulu zararlı ya da zehir içeren bir alg değildir. Körfezimizde de zararsız algler var. Zararlı algler çoğaldığında zaten bunu insanların da hissetmesi lazım, zehirlenmeleri lazım. Şu anda böyle bir durum yok. Riskli bir durum yok herkes rahatlıkla yürüyebilir, herhangi bir problem yok” dedi.