Enis BERBEROĞLU
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2007 02:00
14 gazetenin Ankara temsilcileriyle buluşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, DTP’yi kastederek, "O partinin adını bile ağzıma almak istemiyorum" dedi. Sınır ötesi operasyon takvimi konusunda kamuoyunda hákim olan "geciktik" eleştirisine katılmadığını belirten Büyükanıt, şöyle konuştu: "Olayın sadece askeri yönü yok. Hükümet ’Şu kısıtlamalarla harekát olacak’ diyecek. Biz de hazırlıkları tamamlayıp, yapacağız."
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 14 gazetenin Ankara temsilcileriyle biraraya geldi ve çeşitli konularda mesajlar verdi.
Hürriyet, Milliyet, Posta, Vatan, Radikal, Sabah, Akşam, Takvim, Türkiye, Cumhuriyet, Tercüman, Yeniçağ, TDN ve Ortadoğu gazetelerinin katıldığı brifingde İkinci Başkan Orgeneral Ergin Saygun ile Genel Sekreter Tümgeneral Salih Zeki Çolak da hazır bulundu.
’TAKVİMDE GECİKTİK’ ELEŞTİRİSİNE CEVAP
Orgeneral Büyükanıt, sınır ötesi operasyon takvimi konusunda kamuoyunda hákim olan "geciktik" eleştirisini "Gecikme olduğu kanaatinde değilim, hiçbir şey için çok geç kalınmış olmaz" diyerek doğrulamadı.
Büyükanıt, şu bilgiyi verdi:
"Sınır ötesi harekátın neresindeyiz? 17 Ekim 2007 günü tezkere TBMM’den geçti, 19 Ekim günü Resmi Gazete’de yayınlandı. Başbakanlık 24 Ekim günü Genelkurmay’a ’harekát teklifleriniz ne olacak?’ diye sordu. Biz de 1 Kasım günü görüşlerimizi Başbakanlığa ilettik. Bu görüşler yetki çerçevesini çizdi, ABD temaslarını kapsamadı. Başbakanlık ve Dışişleri üzerinde çalışıyor. ’Askere yetki verildi, verilmedi..." Çok açık söylüyorum durum bu. Olayın tabii ki sadece askeri yönü yok, diplomatik ve siyasi açıdan hükümet ’Şu kısıtlamalarla harekát olacak’ diyecek. Biz de son hazırlıkları tamamlayıp, en kısa zamanda operasyonu yaparız."
İstihbaratın turşusunu kurmayacağızGENELKURMAY Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ABD’den üçlü sistemle sağlanacak istihbaratın operasyon amaçlı kullanılacağını açıkladı. Büyükanıt, şöyle devam etti: "ABD Başkanı’nın Başbakanla görüşmesinden sonra yaptığı konuşma istihbarat üzerine kurulmuş bir yapıdaydı. Doğrudur. Çünkü istihbaratı neden istiyoruz? Eğer bir operasyon yapmayacaksak, istihbaratı ne yapalım ki? Kesin istihbaratı bulursanız gider o noktayı tahrip edersiniz. Affedersiniz istihbaratın turşusunu kurmayacağız. 2 gün gecikirseniz istihbarat geçerliliğini yitirir. Terörist aynı yerde durmaz."
Başbakan’ın ABD temasları ve Beyaz Saray görüşmesi hakkında, "Oyalamaya karşı bir üslup kullanıldığına ilişkin bilgim var" diyen Büyükanıt, Türk ve ABD Genelkurmayı arasında oluşan yeni sisteme değindi. "Ralston’dan dolayı kötü anılarımız var" gerekçesiyle "mekanizma" ifadesini kullanmayan Büyükanıt, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben üçlü operasyonel sistem diyorum. İkinci Başkanım kırmızı telefon hattı diyor. Olası bir sınır harekatın gerek hazırlık gerek icra safhasında gerekli koordinasyon belirlenmiş olup operasyonel bir sistemdir. Teorik bir sistem değil. Neden bunu yapmak, bir sınır ötesi operasyon olduğunda sınırlarımızın ötesinde Amerikan uçakları uçuyor. Başka devriye gezenler oluyor. E şimdi bunu koordine etmeden yaparsak birbirimizle çatışırız, istemeden de olsa çatışırız. Mesela Hava Kuvvetlerini kullandınız. Belli bir bölgede gördüğünde Amerikan uçakları birbirine ateş etmeye başlar. Angajman kuralları. Böyle bir şeyi herhalde kimse istemez."
Bu noktada söz alan Ergin Saygun, "Bizim sistemin Edip Başer ile Ralston arasındakine benzer yönü yok" diyerek komutanına destek verdi.
Sekiz asker sorgulanıyor aralarında köstebek yokDAĞLICA baskını hakkında bilgi veren ve Hürriyet’in manşete taşıdığı Gazi Asteğmen Hüseyin Deniz Durduran’a cesaret ve üstün hizmet madalyası verileceğini açıklayan Büyükanıt, 8 askerle ilgili olarak şunları söyledi: "Yerlerini size söylemem doğru olmaz. Bünyemize katıldıkları zaman idari soruşturma açıldı. Yalnız bu soruşturma sadece 8 personelle ilgili değil, çok ayrıntılı. Davranışlarında bir kusur varsa ki bunu bilmiyorum, bana gelmedi, kusurlu kişi veya kişiler hakkında yasal işlem yapılır."
Büyükanıt, 8 asker arasında bazılarının doğum yerleriyle ilgili
haberler yapıldığı ve köstebek oldukları iddiasının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
HEPSİ MEHMETÇİK
"Bende öyle bir bilgi yok. Eğer öyle olsaydı, Türkiye’ye tekrar teslim ederler miydi? Memleketleri nedeniyle o çocuklara şüpheyle yaklaşmak çok yanlıştır. Diyarbakırlısı, Vanlısı, Hakkárilisi, İstanbullusu bizim için aynıdır, Mehmetçiktir."
Büyükanıt, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in 8 askerle ilgili yorumlarına yanıt vermek istemedi, "Basın doğru değerlendiriyor, yorumluyor" diyerek siyasetçilere dönük eleştirilere katıldığını hissettirdi.
Gabar’a bir kobra, bir bölük asker yetecek
ZAMANLI (canlı, anlık) istihbaratın önemine işaret eden Büyükanıt, "Hakiki istihbarat, politik amaçlı bile kullanılır" diyerek şöyle dedi: "Gabar Dağı’nın genişliği 40 km, derinliği 30 km. 1200 kilometrekarelik bir yüzölçümü eder. Bu dağda 100 terörist geziyor, bir arada da durmuyor, sadece eylem için bir araya geliyor. Yani bulması iğneyle kuyu kazmaya benziyor. Şimdi teröristi bulmak için en geniş kuvveti araziye yayıyoruz. Gerçek istihbarat alsam, bir bölük bir Kobra yetecek. ABD gezimde açıkladım. ’Sırf operasyon olsun diye operasyon olmaz’ dedim. Hedefi olmalı, sonuç alınmalı."
Büyükanıt, soru üzerine, ABD istihbaratının Irak’ın kuzeyiyle ve PKK ile ilgili olacağı beklentisini dile getirdi, "İstihbaratın vasıtaları değişti. Artık casus uçaklar 50 bin feet’te uçuyor, Awacslar var" diye konuştu. "Bir de 23 sınır ötesi operasyon yapıldı, sonuç alınamadı diyenler var" ifadesini kullanan Büyükanıt Paşa sözlerini şöyle sürdürdü:
"Operasyon sayısı 23 değil çok fazla, sayısını hatırlamıyorum bile. Ama 3 tane büyük operasyon var. 1992, 1995 ve 1997’de bu operasyon sonucunda terörist sayısı yarıya indi. Çünkü terörle mücadelede önemli olan örgütün umudunu ve cesaretini kırmaktır."
Çatışma çıkmasınDemokratik Toplum Partisi (DTP) Kongresi’nin ve şahsına dönük eleştirilerin sorulması üzerine de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt şunları söyledi: "Böyle devam ederlerse toplumsal kutuplaşma ve çatışma ortamı ortaya çıkacaktır. Bir ayağım frende konuşuyorum. Ayağımı frenden çekip de söylesem toplumsal gerginlik artar. Bu partinin adını ağzıma almak istemiyorum."