Güncelleme Tarihi:
FAİLİ meçhul cinayetlerle ilgili geçen hafta gözaltına alınıp serbest bırakılan MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı Mehmet Eymür’ün ifadesi 18 yıl önce esrarengiz şekilde ortadan kaybolan MİT haber elemanı Tarık Ümit’in katıldığı operasyonları gündeme getirdi. Ümit’in 1994 sonrasındaki cinayetleri anlattığı ses kayıtlarının MİT’te bulunduğu yolundaki ifade kamuoyunda tartışılırken, söz konusu kayıtların önemli bölümü 1998’den bu yana Susurluk davasının dosyasında bulunuyor.
3 yıl 3 ay sonra
Eski Özel Harekat Daire Başkan Yardımcısı İbrahim Şahin’e bağlı vurucu timin oluşumu, işlenen cinayetler, cinayet planları ve haraç operasyonlarıyla ilgili bilgilerin yer aldığı ses kayıtları ilk kez, 1998’de Tarık Ümit’in ortadan kaybolmasından 3 yıl, 3 ay sonra ortaya çıktı. Tarık Ümit’in İstanbul Kalamış’taki evi boşaltılırken, ailesi tarafından kitaplığında bulunan “Gürcü Halk Müziği” kasetine kayıtlı 20 dakikalık konuşma, Dr. Cemallettin Ümit tarafından noter tastikli deşifresiyle birlikte İstanbul 6 numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne teslim edildi. Kasetin varlığı ilk kez Aktüel Dergisi’nde yer alan “Tarık Ümit’in Sesinden Susurluk Çetesi” başlıklı haberle kamuoyuna duyuruldu. Haberde, Ümit’in Susurluk çetesi üyelerince ölümle tehdit edilmesi üzerine tüm bildiklerini MİT’teki amiri Mehmet Eymür’e ilettiği, kaydedilen görüşmenin bir kopyasının da güvenli yerde saklaması koşuluyla kendisine verildiği belirtiliyor.
Ağar yardım istedi
Tarık Ümit’in kasetteki iddialarına göre, Mehmet Ağar, Ümit’ten önce Abdullah Öcalan’a Suriye’de bir suikast düzenlenmesi için yardım istedi. Daha sonra Özel Harekat Dairesi’nin yöneticiliğini yapan İbrahim Şahin ve bu birimde eğitim veren Korkut Eken’in girişimiyle bir vurucu tim oluşturuldu. Bu ekip PKK’ya yardım ettiği ileri sürülen işadamlarını kaçırıp sorguladı, haraç aldı, paralarına el koydu, bir kısmını öldürdü. Ardından el konulan paraların paylaşımı konusunda sorun çıktı. Paraları sakladığı düşünülen Ümit hedef seçildi. Ses kayıtlarında Ümit, Mehmet Ağar’la ilişkisini de şöyle anlatıyor: “Mehmet Bey bu operasyonlarla ilgili anında bilgi vermem için emniyet ana santralını bile uyarmıştı. Gece yarısında bile olsa beni ara, bana istediğin zaman ulaşabilirsin, demişti. Operasyonların sonucunu gece yarısı da olsa bildirdim. Ele geçirdiklerimizi bizzat kendisine teslim ettim. O adamların arabasından o gece çıkanları da 2 büyük poşete koyup Ankara’ya götürdüm ve bizzat teslim ettim.”
Birand’a suikast
Kasette işadamlarının yanı sıra gazeteci Mehmet Ali Birand’a suikast hazırlığı yapıldığı belirtiliyor. Ümit, Birand’ın evinin bulunduğu siteye giderek fotoğraf çektiğini anlatıyor. Tarık Ümit’in amcası Dr. Cemallettin Ümit tarafından DGM’ye sunulan ses kayıtları, yetkili savcılar tarafından incelenmiş, sesin orijinalliğinin tespit edilemeyeceği gerekçesiyle kanıt kabul edilmemişti. Mehmet Eymür, bu kasette yer alan bilgilerin bir kısmına 1998 Kasım’ında DGM’ye gönderdiği dilekçede de yer vermişti. Tarık Ümit kaynaklı 12 bilgi fişinde Mehmet Ağar, Sami Hoştan, Abdullah Çatlı, Nurettin Güven, Yaşar Öz hakkında ağır suçlamalar yer alıyordu.
Dündar Kılıç’la çalıştı
Çocukluğu Almanya’da geçen Tarık Ümit, 1968’de Türkiye’ye döndü. Bir süre yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Dündar Kılıç’ın yanında çalıştı. Bu dönemden itibaren MİT ve polisin yeraltı dünyasındaki gözlerinden biri oldu. Mehmet Eymür’ün yazdığı 1’inci MİT Raporu’na önemli katkılar yaptı. Bu rapor için 198/2 koduyla verdiği bilgiler yüzünden daha sonra Başbakanlık Teftiş Kurulu’nca ifadesi alındı. İstanbul’daki Ümsan, Ümtaş, Gentaş ve ŞTC adlı şirketleriyle farklı sektörlerde çalıştı. Bu arada Hakkı Yaman Namlı’yla Kıbrıs’ta First Merchant Bank’ı kurdu. Bu banka üstünden kara para aklama, yeraltı dünyasının para operasyonlarını izledi, Hakkı Yaman Namlı’nın da imzaladığı raporlarla MİT’e bildirdi. 2 Mart 1998’de, 51 yaşında, Kadıköy Bağdat Caddesi’nden kaçırıldı. Otomobili ertesi gün Silivri’de bulundu. Mehmet Eymür’ün yazdığı, Ümit’in kaçırılması ve öldürülmesiyle ilgili istihbarat notları basına 2. MİT Raporu olarak yansıdı. Bu rapor sayesinde Susurluk skandalının ardındaki ilişkiler ilk kez kamuoyuna yansıdı.