Güncelleme Tarihi:
AOÇ arazisine yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili tartışmalar hala devam ederken, ilköğretim kitaplarında AOÇ ile ilgili bölümün kaldırılması dikkat çekti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilköğretim Okullarında “Türkçe” kitabında yer alan, “O iğde ağacına ne oldu” başlıklı bölümde, Atatürk’ün, AOÇ’nin ağaçlandırılması için neler yaptığı, kesilen bir iğde ağacı için bile nasıl mücadele verdiği örnek olarak öğrencilere anlatılıyordu.
O BÖLÜM GİTTİ
Yeni öğretim yılında aynı kitabın o bölümünün kitaplardan çırakıldığı görüldü. Türkçe 2. Sınıf kitaplarında yer almayan o bölümün yerine yine Atatürk’ün ağaç sevgisini anlatan “Yürüyen Köşk” bölümü konuldu.
İşte kitaptan çıkarılan bölüm
ÖNCEKİ yıllarda Türkçe kitabında yer alan ve bu yıl çıkarılan bölüm şöyle:
ÇORAK ALAN YEŞİLLENDİRİLDİ
Cumhuriyet İlan edildiği yıllarda Ankara çorak bir yerdi. Kentin ancak birkaç bölgesinde bodur ve cılız ağaçlardan oluşan yeşil köşelere rastlanırdı. Halk bu durumu sanki doğru bir yazgı olarak kabul etmişti.
Atatürk çok sevdiği Ankara’nın bu görüntüsünü değiştirmek için gerekli emirler vermişti. Bu nedenle önce var olan ağaçlar korunacak sonrada uygun alanlara meyfe ve fidanlar dikilecekti.
Kente biraz uzakta “Orman Çiftliği” adı verilen geniş arazi üzerinde çalışmalar hızla sürüyordu. Çiftliğin bir parçası meyve bahçesi haline getirilmişti. Atatürk sık sık buraya uğrar, büyüyen ağaçları dikkatle incelerdi. Çevrenin doğal bakımdan gelişmesini zevkle seyrederdi.
Yine bir ilkbahar aksamı çalışmaları görmek için otomobiliyle çiftlik yolunu tutmuştu.
O İĞDE AĞACINA NE OLDU
Çiftliğe yaklaşırken Atatürk birden şoförüne “Dur” diye seslendi. Arabasından indi, çevresine bakındı, çalışan işçilere:
-Burada bir iğde ağacı vardı, ne oldu? diye sordu.
Hiç kimsenin böyle bir ağaçtan haber yoktu. Büyük bir olasılıkla yol yapılırken sökülüp bir kenara atılmıştı. Atatürk’ün neşeşis kaçmıştı. Kentin çorak günlerinden arta kalan bir yeşillik anısı yok olmuştu.
Onun için bu önemli bir olaydı. Çiftlik merkezine vardığında yine sorumlu kimselere bu iğde ağacının ne olduğunu sordu. Ama hiç kimse bu küçük ağacın sonu üzerinde doyurucu bir şey söylemedi.
Bu durum Atarük’ü çok üzmüştü.
ÇELİMSİZDE OLSA HİÇ BİR AĞACA KIYILMACAK
Duygularını şöyle dile getirdi.
Yaşlı ve çelimsiz bir ağaçtı ama yaşayan baharda çevresine güzel kokular saçan bir varlıktı.
Atatürk çiftlikten ayrılırken görevlilere uyarıda bulundu:
Yaşyı da olsa, cılızda olsa hiç bir ağaca kıyılmayacak her ağaca bakılacak.
YENİ KİTAPLARDA Yürüyen Köşk OKUTULACAK
Yürüyen Köşk iki katlı, dörtgen planlı, ahşap küçük bir yapıdır. Deniz tarafına bakan yönünde 11 tane sütunu vardır. Köşkün tabanı mermerden yapılmıştır. 30 metre uzunluğunda ahşap bir iskelesi vardır. Köşkün büyük çınar ağacının yanında yapılması Atatürk’ün isteğidir.
Atatürk bir gün çiftliğe gider. Köşkün hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvanla karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırır. Dalların niçin kesildiğini sorar. Bahçıvan, ağacın dallarının uzadığını, binanın duvarına dayandığını söyler.
Atatürk, ağacın dallarının kesilmesini istemez. Düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir ve rir:
“AĞAÇ KESİLMEYECEK, BİNA KAYDI RILACAK”
Bu emirle binanın temeline kadar kazılır. Bu raya tramvay rayları döşenir. Bina, raylar üzerine oturtu lur. Beş metre kadar kaydırılır. Böylece ulu çınar ağacıda kesil mekten kurtulur.