Güncelleme Tarihi:
Suriye'de biri asker 2 Türk vatandaşının kaçırılması dahil, DEAŞ'ın propaganda görüntülerinde, Türkçe konuşarak Türkiye'yi tehdit eden terörist Hasan Aydın'ın ailesi 40 yıl önce Diyarbakır'ın Çermik İlçesi'nden göç edip, Adana'nın merkez Yüreğir İlçesi'ne yerleşti. Ailenin en küçük çocuğu Hasan Aydın, Adana polisinin 2012 yılında düzenlediği operasyonda El Kaide terör örgütü üyeliğinden gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Bu olaydan 3 yıl sonra 2015'de Hatay'dan Suriye'ye geçmek isterken yine gözaltına alındı. Hasan Aydın'ın kullandığı minibüste askeri malzemeler ve Drone ele geçirildi. Aydın, çıkartıldığı mahkemece adli kontrol şartı' ile serbest kaldı.
Evli 2 çocuk babası Hasan Aydın, 8 Mayıs 2015'te ailesi ile birlikte ortadan kayboldu. Kardeşlerinin kayıp başvurusu yaptığı Hasan Aydın, 4 ay sonra yakınlarını telefonla arayıp, "Suriye'ye geldik. Membiç'teyiz, biz iyiyiz merak etmeyin" diyerek DEAŞ saflarına katıldığını söyledi.
DAVUT AYDIN: FOTOĞRAFTAKİ KİŞİ HASAN DEĞİL
Aydın'ın 2 ağabeyi Remzi ile Recep Aydın ise 31 Aralık'ta Adana'daki operasyonda gözaltına alınıp tutuklandı. Aynı operasyonda gözaltına alınan diğer ağabeyi Davut Aydın ise sevk edildiği mahkemece adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Doğankent Mahallesi'ndeki evine dönen Davut Aydın, gazetelerde yayınlanan fotoğraflardaki kişinin kardeşi Hasan Aydın olmadığını ileri sürdü. Davut Aydın, "Ben videoyu izlemedim, ama izleyen yeğenlerim, bana fotoğrafını gönderdiler. O vahşet görüntülerindeki teröristlerden ön planda olanın kardeşim olduğunu ileri sürdüler ama fotoğraf karesinde ön plandaki değil, arka planda kalan biri var o kardeşimize benziyor. Yani gazetelerde yayınlanan fotoğraftaki terörist Hasan Aydın değil" dedi.
KEŞKE CEZAEVİNDE OLSAYDI
Kardeşinin Hatay'a askeri malzeme götürürken yakalanıp serbest bırakılmasına tepki gösteren ağabey Davut Aydın, "Keşke o zaman serbest bırakmak yerine tutuklasaydılar. Öyle olsaydı, şimdi Hasan Aydın cezaevinde, yeğenlerim de yanımızda olurdu. En azından böyle vahşi bir örgüte hizmet etmezdi. Şimdi yeğenlerim, hayatta mı, değil mi bilmiyorum. Biz her gün bu acı ile kahroluyoruz" diye konuştu.