O geceyi anlattı

Güncelleme Tarihi:

O geceyi anlattı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 1999 00:00

Haberin Devamı

İntihar girişiminde bulunan Hikmet Uluğbay, ‘‘Yaşamam Allah'ın lütfu’’ diyerek ailesinden, dostlarından, çalışma arkadaşlarından ve seçmenlerinden özür diledi. Uluğbay, açık yüreklilikle, intihar gecesinin tüm ayrıntılarını anlattı.

Devlet eski Bakanı DSP'li Hikmet Uluğbay, deprem felaketi nedeniyle intihar girişiminin unutulduğu sırada süpriz bir yazılı açıklama yaptı.

Uluğbay kendisini intihara sürükleyen gerekçeleri ve psikolojisini, tetiği nasıl çektiğinin ayrıntısına kadar açık yüreklilikle anlatırken hayalkırıklığına uğrattıklarından özür diledi.

Uluğbay'ın beş sayfalık yazılı açıklaması dün saat 13.10 sıralarında TBMM'de basın görevlileri tarafından dağıtıldı. Uluğbay, metnin girişinde açıklamasını daha önce hazırladığını, ancak deprem felaketi nedeniyle ertelediğini belirtti. Uluğbay'ın açıklaması özetle şöyle:

Ailemle tartışmadım

30 yıla ulaşmış çok mutlu bir evlilik yaşamım var. Eşim ve çocuklarımla tartıştığım yolunda yer alan bilgiler tümüyle çirkin bir hayal ürünüdür.

Kararı verdiğim an

Yaşamıma son verme kararını aldığım sırada, eşim salonda uykuya dalmıştı. Oğlum da kendi odasında istirahate çekilmişti. Yatak odasına giderek, silahım horozunu kaldırıp, çenemin altına dayayarak ateşledim. Aldığım yara üzerine yatağın üzerine düşmüştüm. Ancak hayatta olduğumu farkettim ve silahımı yerden alıp, horozu yeniden kaldırarak çene altına tekrar ateş etmeyi denedim. Ancak gücümü yitirmiş olmalıyım ki; tabancayı doğru yerde tutamadığımdan ikinci kurşun vücuduma isabet etmemiş. Silah seslerini duyan oğlum ve eşim telaş içinde yanıma geldiler ve derhal hastaneye götürülmem için girişimlerine başladılar.

Sümer Oral ile konuştuk

Girişimim öncesi sadece saat 22.00-23.00 arasında telefon eden Maliye Bakanımız Sümer Oral ile bütçe ve ekonomi üzerinde sohbet ettik ve kısa sürede bir araya gelme konusunda sözleştik. Bu telefon görüşmesi dışında basında tahmin olarak ileri sürüldüğü gibi kimseyle görüşmem ve tartışmam da olmamıştır. Olay günü veya gecesi Başbakan'dan randevu isteyip alamadığım veya görüşmeye çalıştığım da doğru değildir. Başbakan her görüşme talebimi her zaman derhal kabul etmişlerdir. Başbakan'ın bana Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan aracılığıyla ‘Biraz dinlenme’ önerisi ilettiği de yanlış yansıtılmış ve yorumlanmıştır.

Tatil için yer ayırtmıştık

Başbakan ve Özkan'ın yanında eşim de iş yoğunluğum ve yorgunluğum nedeniyle hiç olmazsa hafta sonlarında Ankara dışına çıkıp dinlenmemi tavsiye ediyorlardı. Bu konuları Özkan'la görüştüğümüzde bir hafta sonu benim bir hafta sonu da onun Ankara dışına gitmemizin yararlı olacağına karar vermiştik. Nitekim o hafta sonu biz Bodrum'a gidecektik ve eşim de uçakta yer ayırtmıştı.

Hazine Müsteşarlığı krizi

Hazine Müsteşarlığı'na yapılan atamada, görüşümün alınmadığı da ileri sürülmüştü. Hazine Müsteşarlığı görevi, tarafımdan Demiralp'e IMF görüşmeleri öncesinde önerilmiştir. Atama işlemlerindeki gecikme, yeni hükümetin kurulmasını beklemenin siyasi nezakete uygun düşeceği anlayışından ve hükümet kuruluşunun hemen arkasından IMF görüşmelerinin yer almasından kaynaklanmıştır. Nitekim atama görüşmelerden hemen sonra gerçekleştirildi.

Özkan'la tartışmadım

Hüsamettin Özkan ile tartıştığımız yolundaki haberler de gerçek dışıdır. Nitekim eşim, olay sonrası ambulansı çağırdıktan sonra ilk olarak Özkan'ı aramış ve hemen gelmesini istemiştir.

Neden istifa etmedim?

Yaşamıma son verme girişimi yerine niçin istifa etme yolunu tercih etmediğim sorusu akla gelebilir. Ancak Başbakan'ın bana duyduğu güven nedeni ile istifamı kabul etmesini olası görmüyordum. Geriye dönüp baktığımda aldığım ve uyguladığım kararın akılcı olduğunu savunabilmem mümkün değil. Ancak, gerilimin doruğa ulaştığı anlarda rasyonelliği ön plana çıkarabilmek demek ki her zaman mümkün olamıyormuş.

Olaydan aldığım dersler

Bu olay, bana en azından bazı şeyleri öğretti; birincisi çalışma kadar dinlenmeyi bilmenin de sağlıklı yaşam için vazgeçilmez bir kural olduğunu, ikincisi, sorunları kendi iç dünyamızda biriktirme yerine paylaşarak çözüm üretmenin gerçekçiliğini ve üçüncü ve en önemlisi ise insanların fikirlerini ifade ederken sözcüklerini büyük özenle seçmesi gerektiğini.

Özür dilerim

Sağlığımla ilgili bir sorunum kalmadı. Yaşamıma son verme girişimim nedeni ile hayal kırıklığına uğrattığım aile bireylerim, dostlarım, çalışma arkadaşlarım, siyaset arkadaşlarım ve seçmenlerimden özür dilemeyi bir görev bilirim. Yaşamımın bundan sonraki bölümünde onları yeni bir hayal kırıklığına uğratmamak üzere çalışmalarımı kararlı bir biçimde sürdüreceğime güvenmelerini diliyor ve en içten saygılarımı sunuyorum.

Ecevit'e mi danıştı

Bu arada Uluğbay'ın önceki gün ve dün sabah Başbakanlık binasına gelmesi ve ardından intihar açıklaması yapması, açıklamayı Başbakan Ecevit ve bakan arkadaşlarına danışarak yaptığı, hatta bazı bölümlerde düzeltmeler yaptıkları yorumlarına neden oldu.

Niçin ölmek istedi

Karşılaştığım sıkıntıları ve sorunları kabine ve mesai arkadaşlarımla paylaşmak yerine, çoğu kez kendime saklamayı tercih etmem nedeni ile yıpranma sürecimin hızlandığını sanıyorum. Bu yorucu çalışma ortamı içerisinde beslenme, dinleme ve uyku düzenimde de aksamalar oldu. İçinde bulunduğum bu ortam, faydalı hizmet üretebilme umudumu olumsuz yönde etkilemeye başlamıştı. Bu yöndeki düşüncelerim son günlerde yoğunluk kazanmıştı ve 6 Temmuz gecesi doruğa ulaştığı için o gece yaşamıma son verme kararı aldım ve uyguladım. Ancak Allah bir lütfu olarak girişimim başarısızlıkla sona erdi.

Uluğbay: Hiçbir lidere belge vermedim

Yılmaz'ın ‘Belgeyi Uluğbay’dan aldım' demesine üzüldüm

Devlet eski Bakanı Hikmet Uluğbay, IMF ile toplantı öncesi, sonrası veya sırasında hiçbir liderin kendisinden belge talep etmediği için kimseye doğrudan veya dolaylı olarak belge vermediğini bildirdi. Uluğbay, açıklamasında bu konuya ilişkin görüşlerini şöyle dile getirdi:

‘‘Görsel ve yazılı basına da yansıyan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın grup toplantısında yaptığı konuşmada, IMF belgesini benden aldığını söylemesine üzüldüm. Ancak sonra yaptığı açıklamalarında benden belge değil, liderler toplantılarında bilgi aldığını belirtmiştir. Hükümeti oluşturan partilerin genel başkanlarıyla yapılan iki toplantıya da katılan Sayın Mesut Yılmaz diğer liderler ile birlikte, IMF görüşmeleri konusunda ayrıntılı olarak bilgilendirilmiştir. Zira IMF ile görüşmeler, koalisyon hükümeti adına tarafımdan yapılmakta idi ve koalisyon partilerinin liderlerinin görüşlerini almam gerekirdi. Ne bu toplantı öncesinde, ne toplantılar sırasında, ne de sonrasında hiçbir lider belge talep etmediği için kimseye de doğrudan veya dolaylı olarak belge verme gereği doğmamıştı. Eğer böyle bir istek bir liderden gelmiş olsaydı, koalisyon ortağı tüm liderlere aynı belgeyi, aynı anda sunmak durumundaydım.’’

Ağır depresyon intihara götürmüş

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kerem Doksat, yazılı basın açıklamasında anlatılanlara göre, Hikmet Uluğbay'ın ciddi bir depresif süreçten geçtiğini söyledi. Doç. Dr. Doksat, düzenli, mükemmeliyetçi kişilik özellikleri bulunanların, işler yolunda gitmediğinde daha fazla hayal kırıklığına uğradıklarını belirterek, ‘‘Bardak dolmuş ve taşmış. Ağır intihar girişiminde bulunmuş’’ dedi.

Aşırı stres ve yorgunluk sonucu tükenme sendromu meydana gelebildiğini belirten Doç. Dr. Doksat, ‘‘Tükenme sendromunda kişiler çok yorulup, çaptan düşerler, hayattan bıkarlar. Ancak tükenme sendromundakiler, yeterince dinlenme, çevresel destekler ve tatil yapma gibi faktörlerle toparlanırlar. İntihara kalkışmazlar. Muayene etmeden birşey söylemek zor. Fakat açıklamaya göre, Uluğbay'ın, sevilen bir insan olmasına rağmen, zamanla içine kapanıp, hiçbir sırrını açmaması, soyutlanması, bizim kültürümüze ters de olsa ciddi intihara teşebbüs etmesi, ağır bir depresyon geçirdiğini düşündürüyor. Yine açıklamadaki ifadelere göre, tedavi görmüş ve toparlanmış’’ dedi.

Depresyon geçirenlerin yakınlarından, güvenilir dostlarından ve uzmanlardan yardım istemesinin doğru davranış olduğunu söyleyen Doç. Dr. Doksat, ‘‘Depresyonda içine dönmek doğru davranış değil. Depresyon vakalarında intihar eğilimi yüzde 25-30 kadar. Ayrıca depresyonun tekrarlama istidadı da vardır. Sağlıklı insan ne kadar sıkışırsa sıkışsın intihara kalkışmaz. Depresyon hastaları haftalar ve aylar süren süreç sonunda intihara kalkışırlar’’ diye konuştu.

Açıklama fazla rasyonel

Hikmet Uluğbay'ın imzasını taşıyan ve olay gününü, intihar girişiminin nedenini ve şu an hissetiklerini içeren açıklama, psikiyatrlar tarafından ‘‘fazla rasyonel’’ olarak değerlendirildi.

İntihar girişiminin, ruh üzerinde bırakacağı etkinin bir ay gibi bir sürede geçemeyeceğini belirten uzmanlar, Uluğbay'ın duygusal blokajlar geliştirmiş olduğunu söylediler. Bir uzman şu açıklamayı yaptı:

‘‘İntihar girişimi başarısız olan bir insan geriye dönüp nedenleri derinlemesine araştırmalı. Tabii ki bu depresyon tedavisi terapi ve ilaç ile desteklenmeli.’’

Uluğbay'ın açıklamalarını kendisinin değil bir başkasının yazdığı izleniminin de ortaya çıktığını vurgulayan uzman, özellikle bazı paragraflarda zorlama bir rasyonelliğin olduğunu ifade etti.

Uzman, Uluğbay'ın intihar nedeninin, yapmış olduğu açıklamadaki gibi ‘‘Mesai arkadaşlarının huzursuzlukları’’, ‘‘Reformların engellenmesi’’ ya da ‘‘IMF ile yapılan yoğun görüşmeler’’ olmayabileceğini de sözlerine ekledi.

Uluğbay'ın duygularını bulamadığını ve cümlelerin ‘‘soğuk ve kuru’’ kelimelerden kurulduğunu belirten uzman, bu durumda duygusal başka bir patlama yaşama riskinin yüksek olduğunu vurguladı.

Özellikle ‘‘Uyguladığım kararın akılcı olduğunu savunabilmem mümkün değil. Ancak, gerilimin doruğa ulaştığı anlarda, rasyonelliği ön plana çıkarabilmek demek ki her zaman mümkün değil’’ satırlarının hiç ‘‘rasyonel’’ olmadığına dikkat çeken uzman psikiyatr, kullanılan kelimelerin ‘‘mekanik ve gerçek duyguların bastırıldığı’’ satırlara yansıdığını savundu.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!