Güncelleme Tarihi:
Mesut Özil, Miroslav Klose, Lukas Podolski veya Sami Khedira gibi milli takımda yer alan göçmen kökenli olması onu farklı kılmıyor. Shkodran Mustafi, 23 kişilik kadrodakiler arasında Bundesliga'da bir maç bile oynamadan milli takıma yükselen tek futbolcu. Hiç Bundesliga oynamadığı gibi yedek bile soyunmadı. Takım arkadaşları gibi milli takıma Bundeasliga'da üzerinden gelmedi. Everton'dan Sampdoria'ya, Sampdoria üzerinden de milli takıma ulaştı.
Dünya Kupası'na gitmeyi hayal bile etmezken kendisine kadroda yer buldu. Joachim Löw, milli takımın Güney Tirol'daki kampına onu da çağırdı. Polonya'ya karşı Hamburg'da oynanan maçta ilk kez formayı teslim etti. İyi de bir maç çıkardı. Son 23 kişilik kadro açıklanınca, elini sıktı ve başka turnuvalarda görüşmek üzere diyerek kadrodan çıkardı. Milli takımdaki arkadaşlarıyla vedalaştı ve evinin yolunu tuttu.
Umudu kırık, hayalleri yıkılmış bir halde o evine giderken, Alman milli takımı son hazırlık maçını Kamerun'a karşı oynamak için Mainz'a doğru yola koyuldu. Ertesi gün nerede tatil yapacağının planlarını kurmaya başladı.
Mainz'da oynanan maçta Bundesliga'da yılın futbolcusu seçilen Marko Reus sakatlandı. Maçtan sonraki günün sabahı doktorlar Reus'un sakatlığının ciddi olduğunu ve şampiyonaya yetişemeyeceğini Löw'e rapor etti. Löw, Reus'u kadrodan çıkardı. Yerine de üç gün önce gönderdiği Shkodran Mustafi'yi çağırdı. Mustafi, tatil için hazırladığı bavulunu boşalttı bu kez Brezilya'da gerekli eşyalarını koyup milli takıma katıldı.
Shkodran Mustafi, Arnavut bir ailenin çocuğu olarak 17 Nisan 1992'de Bad Hersfeld'de doğdu. Babası küçük yaşta onu futbol kulübüne götürdü. Büyüdüğü Bebra kentindeki 1. FV Bebra'da futbola başladı. Oradan SV Rotenburg takımına geçti. O dönemde forvet oynuyordu. Attığı kafa golleriyle dikkatleri çekti. 14 yaşındayken Rotenburg formasıyla katıldığı turnuvada Hamburg'un takımının alt yapı antrenörlerinin dikkatini çekti. Hemen sezon sonunda onu Hamburg'un alt yapısına aldılar.
Üç yıl burada orta sahada ön libero olarak top oynadı. Bu kez İngiliz takımları peşine düştü. 17 yaşında Ada'ya Everton'a gitti. 20 yaşına geldiğinde İngiliz kulübünde istediğini bulamadı. İtalyan Ekiplerinden Sampdoria Genau'ya transfer oldu. Buradan da milli takıma.
Alman milli takımının neredeyse alt kademedeki tüm takımlarda oynadı. U16'dan U21'e kadar 61 kez milli takım forması giydi. Löw onu milli takıma çağırana kadar hiç tanınmıyordu. Adı bile bilinmiyordu. Ne zaman ki Löw onu çağırdı, Mustafi tanındı.
Tesadüfen girdiği kadroda şimdi oynuyor. Son dakikada katıldığı milli takımın şimdiye kadar şampiyonada yaptığı iki maçında da forma buldu. Defansta kim sakatlansa Löw'ün aklına ilk o geliyor. Portekiz maçında sakatlanan Hummels'in, Gana maçında da devrede soyunma odasında kalan Boateng'in yerine oyuna girdi. İlk maçından sonra da hala o bile ne olup bittiğini anlayamadı. Portekiz maçından sonra “Hala neler olup bitiyor ben de tam olarak anlamış değilim. Oynamak müthiş bir duygu” sözleriyle şaşkınlığını anlattı.