OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 05, 2003 00:00
Taksim-Bostancı minibüsünde şoförle birlikte dokuz kişiydik. Sıkışık Boğaz Köprüsü trafiğinde ağır aksak ilerlerken, bir yandan da açık olan radyoda Adana'daki bir televizyon yayını vardı. Sonradan adının Yüksel Mert olduğunu öğreneceğimiz sunucu, konuklarından birine adamakıllı öfkelenmiş, öfkelenmekle de kalmayıp ‘‘Ne haliniz varsa görün’’ diyerek stüdyoyu terk etmişti. Sonradan isimlerinin Abdurrahman Boztaş ve Cezmi Yurtsever olduğu öğreneceğimiz iki konuk ve hakemlik yapsın diye çağrılan işadamı Kemal
Aslan ÅŸaşırıp kalmışlardı. Tartışılan konu yani Nuh'un gemisinin Adana'ya gelip gelmemesi deÄŸildi artık önemli olan. Önemli olan Yüksel Mert'in stüdyoya geri dönüp dönmeyeceÄŸiydi.Dinledikçe, Taksim-Bostancı yolcuları kahkahaya boÄŸuldu. ‘‘Mertçe SöyleÅŸiler’’ olduÄŸunu sonradan öğreneceÄŸimiz program muhteÅŸemdi gerçekten. Peki ama kimdi bu Yüksel Mert?Yüksel Mert'in iki televizyonda birden yaptığı programın yüksek reytingiyle Adanalıların eÄŸlencesi olduÄŸunu öğrenmekte gecikmedik. Programlarında sınır tanımıyor, canını sıkan olursa canlı yayını terk ediyor veya konuklarının söyledikleri hoÅŸuna gitmediÄŸi takdirde 'atma be kardeÅŸim' diyebiliyordu. Sümerbank'ta 23 yıl süren memurluÄŸu boyunca pek çok kitap okumuÅŸ. Sümerbank özelleÅŸince kitapçılık, gömlekçilik, pazarcılık derken köşe yazarlığına gelmiÅŸ sıra. Arkasından da televizyon. Åžimdi Çukurova ve Tempo televizyonlarında 'Mertçe SöyleÅŸiler' yapıyor ve tek kuruÅŸ para almıyor. Çukurova'nın Reha Muhtar'ı diye dillerde gezinmesi de boÅŸuna deÄŸil. Adana Havaalanı'nda bizi Yüksel Mert ve ‘‘Mertçe SöyleÅŸiler’’ ekibi karşıladı. Ekip, Yüksel Mert, kızı ve kameramanı ZiÅŸan, bir de programın hakemi iÅŸadamı Kemal Aslan'dan ibaretti. Biz güya kendisiyle söyleÅŸi yapmaya gelmiÅŸtik ama Mert de fırsatını bulmuÅŸken bir ‘‘Mertçe SöyleÅŸiler’’ programı gerçekleÅŸtirdi gözlerimizin önünde. Kurban-konuk da bizdik üstelik. Yüksel Mert 1954'te Adana'nın Osmaniye ilçesinde doÄŸmuÅŸtu. Çocuklarından birine Ojen Mesih ismini verince karşılaÅŸmıştı ilk kez devletin asık suratıyla. Mersin Katolik Kilisesi'nin Kütüphane Müdürü'nü çok sevmiÅŸ, bu nedenle ismini oÄŸluna vermiÅŸti. Osmaniye Nüfus Ä°daresi, Türk gelenek ve göreneklerine aykırı demiÅŸti. O da üst makamlara baÅŸvurmuÅŸ, sorumluluk benim diyerek kabul ettirmiÅŸti Ojen Mesih ismini. Ne var ki bu çabası bir iÅŸe yaramamış boÅŸandığı eÅŸi çocuÄŸun ismini Samet diye deÄŸiÅŸtirmiÅŸti.O sıralar artık gömlek iÅŸindeydi. Satış baÄŸlantılarını yaptığı 110 gömlek arabadan çalındığında, farkında olmadan medya dünyasına doÄŸru ilk adımını attı. Adana Express gazetesinde ‘‘Hırsıza centilmen mektubu’’ diye bir yazısı yayımlanınca, hırsıza ‘‘sayın’’ dediÄŸi için sorguya alındı. O da Adana Express'e yeni bir mektup döşenmekte gecikmedi.Yazılı medyadan görsel medyaya sıçraması hiç de zor olmadı. BeÅŸ kuruÅŸ para istemeden program yaptığı ve programdaki tavırları Reha Muhtar'a benzetildiÄŸi için kısa sürede Çukurova'nın popüler isimleri arasına katıldı. Ancak evinde sobası bile olmadığı için hala şöhretin keyfini çıkartamıyor.Reha Muhtar başımızın tacıdırSize neden Çukurova'nın Reha Muhtar'ı diyorlar?-Reha Muhtar başımın tacıdır. Onu kendime yakın buluyorum. Tarzımız benziyor birbirine. Kaliteli, güzel bir abimizdir ve ben kendisinin hayranıyım zaten. Sokaklarda beni görenler, ‘‘Reha Muhtar geliyor’’ diye espri yapıyor. Ben de bundan keyif alıyorum. Reha Muhtar'ın bütün eleÅŸtirilere raÄŸmen reyting rekorları kırması, Türkiye ailesinin kültürüyle özdeÅŸleÅŸen güzelliÄŸinden kaynaklanıyor. Ben de onun gibi açıp kapatmaya gayret ediyorum programlarımı. Niye milletle kavga ediyorsunuz programda?-Valla kavga filan etmiyorum. Belki biraz provoke ediyorum ama bazen de konuklar beni provoke ediyor.Programların gördüğü ilgiyi neye baÄŸlıyorsunuz?-Ben iyi bir konuÅŸma üstadıyım ama Türkçe'nin anasını belleyen bir tarafım da var. Türkçe'yi düzgün kullanamıyorum fakat söz aramızda yutturuyorum. Peki bütün bu lafları nereden buluyorsunuz?-KardeÅŸ bende ciddi bir birikim var, fark etmiyor musun?Transfer teklifi aldınız mı hiç?-Yok, nedense insanlar pek umursamıyor. Ama teklif gelirse düşünürüm.Program incileriSiyahla beyaz arasında 64 milyon ton farkı vardır. Herhangi bir konuda kesinlikle demeden önce bir daha düşünün. DeÄŸerlerinize verdiÄŸiniz deÄŸer kadar deÄŸeriniz olduÄŸunun bilincindeyim. Aslında elle tutulur yanım yok. Sayılamayacak kadar eksiÄŸim var. Futbol takımım yok, doÄŸumgünüm yok, uÄŸurlu sayım yok, uÄŸurlu rengim yok. Mecbur edildikçe susmayı, mecbur edilmedikçe de konuÅŸmayı sevmem. Canlı olmaktan gelen haklarımın yüzde ellisini kullanayım yeter.Â
button