Güncelleme Tarihi:
RAHMİ Turan’ın iddiası, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu da karşı karşıya getirdi. Kılıçdaroğlu iddiaların ardından Fox TV’ye, “Okuduğumda doğrudur dedim. İsim vermek istemiyorum” dedi. Erdoğan ise sert tepki göstererek, “Eğer yiğitsen ben cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum, sen genel başkanlığını ortaya koyabiliyor musun?” sözleriyle iddiayı yalanladı. Görüşmeye ilişkin ortaya birçok isim atılırken, AK Parti ve CHP cephelerinden gelen karşılıklı açıklamalarla da tartışma büyüdü.
‘PİŞMANIM’ DEDİ
Tedavi için gittiği Londra’dan gazetesinin internet sitesine konuşan Rahmi Turan ise Erdoğan ile görüşen ismin Muharrem İnce, iddianın kaynağının ise gazeteci Talat Atilla olduğunu söyledi. Turan, önceki akşam katıldığı CNN Türk canlı yayınında da, “Kaynağımın bana söylediğine göre, Saray’da Erdoğan’la görüşen CHP’li isim Muharrem İnce’ymiş. Hatta kaynağım İnce’nin hangi araçla geldiğini, saat kaçta Saray’a girdiğini, kaçta çıktığını dakika dakika söyledi. Ben de gazetecilik refleksiyle aldığım bu önemli bilgiyi köşemde isim vermeden yazdım. Yanlış yaptıysam özür dilerim... Gereğini yapacağım” dedi.
Turan dün katıldığı Habertürk canlı yayınında da, “Kaynağa güvendiğim için inandım ve yazdım ama hata yapmıştım, pişman oldum. Burada yanlış olan bir şey var. İnce ve Cumhurbaşkanı haklıdır. Ben de bunu düzeltmek için gerekeni yapacağım, gazetemde yazacağım. Her insan hata yapar, ben de hata yaptım ve gerekeni yapacağım” açıklamasını yaptı.
Turan, daha önce yaptığı açıklamada, “20 yıldır tanıdığı ve Beştepe çevrelerinden iyi haber alan bir gazeteci” olarak tanımladığı kaynağını da yine dün gazetesinin internet sitesine, “gazeteci Talat Atilla” olarak açıkladı.
TALAT ATİLLA: ‘KEMAL BEY BİR ŞEKİLDE DOĞRULADI’
Rahmi Turan’ın “Kaynağım” dediği gazeteci Talat Atilla, “O benim” derken, yeni bir iddia ortaya attı: “Kılıçdaroğlu’na bir şekilde haberin doğruluğunu onaylatınca içimde şüphe kalmadı. Ne Muharrem İnce’ye.. Ne CHP’ye... Ne iktidar partisine karşı değil, sadece habercilik arzusuyla davrandım.”
ADI gündeme gelmeden Twitter hesabından, “Rahmi Turan aynı zamanda benim sitemde yazıyor diye Rahmi Turan’ın yazısını benimle irtibatlandıranların hepsini mahkemeye vereceğim. Çok çirkin. ‘Olay doğru, ismi açıklayamam’ diyen Kılıçdaroğlu’na ‘Açıklamama lüksünüz yok’ denmesi gerekirken, hedef şaşırtarak Turan’a ve haber kaynağına yüklenilmesi tiraji komik bir akıl tutulması” açıklamasını yaptı. Turan’ın ismini açıklamasından 10 dakika sonra saat 13.49’da ise Atilla, “20 dakika sonra tüm ayrıntıları yazacağım” paylaşımda bulundu. Atilla, saat 15.05’te kendisine ait internet sitesinden yaptığı paylaşımda şu iddialarda bulundu:
“Rahmi Turan ‘Gazeteci kaynağını açıklamaz’ dediği için ve Rahmi Turan’ı korumak için ‘Benim’ dememeyi tercih ettim. Konuyu en ufak ayrıntısına kadar yazmanın vakti geldi. Haber bana geldiğinde çok yönlü çek ettim... Hatta, bununla yetinmedim. Bu haberi CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na da bir şekilde ‘Bu haber doğru mu?’ diye doğrulattım.
Haberi ilk önce zaman zaman yazılarımdan alıntı yapan, Türktime’da yazan Rahmi Turan’a verecektim ama yurtdışı telefonu çalınca saat farkını o an hesaplayamadığım için gece olabilir diye arayıp kapattım. Bunun üzerine sahibi olduğum haber sitesini kendi hesabında öneren Uğur Dündar’ı aradım. Dündar bana ‘CHP’yi dizayn ediyor diye saldırırlar’ dedi. Bunun üzerine haberi kendi sitemde yazmaya karar verdim ancak Rahmi Turan’ı çaldırıp kapattığım için, neden aradın sorusuna da yanıt olsun, hem de ilk haberi yazmasına niyetlendiğim kişi olduğu için arayarak haberi söyledim. ‘Tamam, yazarım’ dedi. Ve bilgileri gönderdim.
GÖRÜŞME 9 KASIM’DA
Şimdi geleyim bu habere… 1. 9 Kasım gece 01:15’de görüşme olduğu… 2. Giren ve çıkan plakaların isimleri. Resmi kaydı olmayan 06 SFG 4543 plakalı araçla giriş yapıldığı, çıkarken de 06 GHJ 1290 plakalı beyaz Audi marka araçla çıkıldığına kadar ayrıntılı bilgiler vardı. Tüm bunlar bilgi olarak geldi. Kısa süre önce İYİ Partili bir yetkilinin de Erdoğan’la gözlerden uzak görüşmesi kamuoyuna sızmıştı.
Tüm bunlara rağmen Kılıçdaroğlu’na bir şekilde haberin doğruluğunu onaylatınca, içimde şüphe kalmadı. Ne Muharrem İnce’ye… Ne CHP’ye… Ne iktidar partisine karşı değil, sadece habercilik arzusuyla davrandım.”
‘KAYNAĞIM CHP’Lİ’
“Gelelim haber kaynaklığı meselesine… Kaynağımın ismini söylemem söz konusu olamaz ama bir CHP’li... Ya Kemal Bey ya da kendisinin konuşmasını beklerim doğrusu. Kılıçdaroğlu haberi doğruladıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın net açıklamaları üzerine haberi yeniden kaynağıma sorgulattım. Yine altını çizerek ‘Yüzde 100 doğru’ dedi. Şimdi, Kemal Bey’in ve doğrulattığım CHP’li kaynağın konuşmasını bekliyorum...”
TARTIŞMALI HABERLERİN YAZARI
GAZETECİ Talat Atilla, tartışmalı haberlerle gündeme gelen bir isim. Atilla bir süre önce, 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün makam aracında zehirli gaz yoluyla öldürülmek istendiğini, Hayrünnisa Gül’ün eşinin hareketlerinden şüphelenerek son anda suikastı önlediğini iddia etmişti. Atilla, Aylin Nazlıaka’nın bir milletvekilinin odasındayken duvardaki Atatürk resmini indirdiği iddiasını da haberleştirmişti. Bu haberi takip eden aynı içerikte haberler uzun süre devam etmişti. Bu süreç, “partinin tartıştırılmasına neden olduğu” gerekçesiyle Nazlıaka’nın CHP’den ihracına kadar gitmişti. Nazlıaka daha sonra, Atilla’ya dava açmış ve 12. Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi, Talat Atilla’yı 9 bin TL tazminat ödemeye mahkum etmişti. Nazlıaka ile Atilla, 2017 yılında da karşı karşıya gelmişti. Nazlıaka, TBMM’deki Anayasa görüşmeleri esnasında, kendisini kürsüye kelepçeleyerek tasarıyı protesto ederken, o dönemde Atilla, “kelepçeli-kırbaçlı eylem” değerlendirmesinde bulunmuştu. Nazlıaka, değerlendirmenin cinsel imalar içerdiğini belirterek, yargı yoluna başvurmuş ve tazminat kazanmıştı.
‘BU PLAKALARA SAHİP ARAÇ KAYDI YOK’
İLETİŞİM Başkanı Fahrettin Altun, Talat Atilla’nın iddialarına dair yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
“Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili ortaya atılan mesnetsiz iddianın haber kaynağı olarak gösterilen şahıs tarafından yapılan son açıklama gerçeği yansıtmamaktadır. Söz konusu şahıs, bahsi geçen tarihte ‘Külliye’ye 06 SFG 4543 plakalı bir araçla giriş, 06 GHJ 1290 plakalı bir araçla da çıkış gerçekleştirildiği’ni iddia etmektedir. Her şeyden önce Ziyaretçi Kabul Programı’nda bu plakalara sahip herhangi bir araç kaydı söz konusu değildir. Dahası Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığımız kayıtlarına göre bu plakalar mevcut dahi değildir. Türkiye kamuoyunu böylesi bir gündemle manipüle etmeye, algı operasyonlarıyla demokratik siyasetimize gölge düşürmeye çalışanları milletimizin vicdanına havale
ediyoruz.”
MUHARREM İNCE: ‘DAHA İLK GÜN ANLAMIŞTIM’
MUHARREM İnce ise adının ortaya atılması üzerine Twitter hesabından çok sert bir açıklama yaptı: “Daha ilk günden Rahmi Turan’ın dile getirdiği iddiaların merkezine benim adımın oturtulacağını bana gelen bilgiler doğrultusunda tahmin etmiştim. Bunun benim üzerimden parti içi muhalefete yönelik bir operasyon olduğunu ve bunun Genel Merkez’in mutfağında bir çete tarafından pişirildiğini biliyordum. Tahminlerimde yanılmadım.
Bu şerefsiz, onurdan insanlıktan nasip alamamış kalemşörle ve kaynağım dediği saray soytarısıyla mutlaka yargı önünde hesaplaşacağız. Siyaseten bu operasyonun parçası olan ve Cumhurbaşkanlığı seçim akşamından bu yana şahsıma yönelik kampanya yürütenlerle de hesaplaşmamız kamuoyunun huzurunda devam edecektir. Şundan herkes emin olsun ki kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır. Ben kendimin ne olduğunu biliyorum. Madem ismimi ortaya attınız, elinizdeki belgeleri de tüm Türkiye ile paylaşmanızı bekliyorum. Bu konu artık benim için siyasi bir konu olmanın çok ötesine geçmiş bulunmaktadır. CHP yönetimi bu saatten sonra konuyu geçiştiremez. Bu konuyla ilgili benim üzerimden mutlaka bir disiplin soruşturmasını da başlatmalıdır.”
‘HARAKİRİ YAPARIM’
Gazeteci Nedim Şener ise “Rahmi Turan’ın açıklaması sonrası Muharrem İnce ile konuştum; ‘Eğer ben Saray’a çıkmışsam Taksim meydanında
harakiri yaparım, peki 80 yaşındaki gazeteci Rahmi Turan yapar mi?’ dedi” ifadesini paylaştı.
‘KUMPAS KURMAYA ÇALIŞIYORLAR’
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gündemi sarsan “Erdoğan ile Beştepe’de görüşen CHP’li” iddialarıyla ilgili olarak İzmir’de konuştu. Kılıçdaroğlu, CHP’ye kumpas kurulduğunu iddia ettiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı televizyonda tartışmaya çağırdığı konuşmasında özetle şunları söyledi:
CHP’YE YÖNELİK KUMPAS VAR
“Az önce iş isteyen bir kadınımız geldi ve ağladı. Bu feryadı nasıl duymazsınız. Saray’da oturan zatlar bu feryadı duyuyor mu acaba? Bir elleri yağda bir elleri balda geziyorlar. Bunlar vatandaşın derdini bilmiyorlar ama bizimle uğraşmak için özel çaba harcıyorlar. Nasıl bir kumpas kurabiliriz, CHP’yi nasıl geriletebiliriz ve bundan sonraki seçimlerde nasıl başarılı olabiliriz... Bunun için CHP örgütlerine yönelik ciddi bir kumpas var.
HER YERDE TARTIŞMAYA HAZIRIM
Erdoğan geldi İzmir’e, dündü galiba. Bir sürü laflar etti. Şu cümle çok önemli: ‘Ben cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum, sen genel başkanlığını ortaya koyabiliyor musun’ diyor bana. İzmir’den, ilk kurşunun atıldığı kentten sesleniyorum. Erdoğan’a da yakınlarına da sesleniyorum. Sen ister cumhurbaşkanlığını koy ister koyma, seninle her yerde her ortamda tartışmaya hazırım. Sayın Erdoğan’a bir daha çağrı yapıyorum. Olur ya benim dediğim, bağımsız haber yapan televizyonlara gelmezsin. Ben senin istediğin televizyona gelmeye hazırım.
Alacaksın devletin gücünü arkaya, benim aleyhime, partimin aleyhine bir sürü laflar edeceksin ve ben de sesimi çıkarmayacağım. Ben senin bildiğin adamlardan değilim. Alnı temiz, yüreği temiz, insanı seven, insanlar arasında ayırım yapmayan, bütün insanların başımın üzerinde yeri vardır. Benim çoluk çocuğum gidip de dolar peşinde koşmaz, Amerikalarda büyük binalar satın almaz, aldığı binayı mal varlığı araştırılıyor diye ucuza satmaz. Çünkü biz kul hakkı yemekten korkarız.
Belli çevreler, Erdoğan’ın bana yönelik eleştirilerini özel olarak destekliyorlar. Belli medya grupları, havuz medyası. Onlara da sesleniyorum. Sizin benim nezdimde toplu iğne ucu kadar itibarınız yoktur. Ya şu milletin haline baksanıza, işsizlik gelmiş bir bela gibi duruyor. Aylık geliri 663 liranın altında olan 8.5 milyon insan var. 17 yıldır köşeyi döndüler, bütün sülalelerini zengin ettiler.
İSTEDİĞİN TELEVİZYONDA
Çağrımı yineliyorum. Erdoğan’a söylüyorum. Senin bir sürü televizyonun var. İster yalnız ister ordunla gel. Söz veriyorum yalnız başına gideceğim. Kendine güveniyorsan gelirsin. Bizim verilmeyecek hesabımız yoktur. Seni de, yakınlarını da tanıyorum. Köşeyi dönenleri, kul hakkı yiyenleri de tanıyorum. Sen bana on soru soracaksın ben sana on soru soracağım. Ne olduğunu millet görecek. Tank paleti de soracağım. Katar ordusuna kim peşkeş çekti. Hiç meraklanmayın bu konunun arkasını bırakmayacağım.
Sizin ipliğinizi pazara çıkarmak Kılıçdaroğlu’nun görevidir. Senin televizyon kanalında, vallahi de billahi de yalnız geleceğim. Hiç korkmayın, çekinmeyin, mücadele edeceğiz. Aslanlar gibi mücadele edeceğiz. Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunacağım.” (Rifat BAŞARAN/İZMİR)
ÖZTRAK: AMAÇ CHP’DE KARIŞIKLIK ÇIKARMAK
RAHMİ Turan’ın, “Saraya giden CHP’li Muharrem İnce, kaynağım da Talat Atilla” açıklamasını yapmasının ardından Kılıçdaroğlu bazı MYK üyeleri ile kısa bir toplantı yaptı. Edinilen bilgiye göre, iddiaları ve açıklamaları değerlendiren Kılıçdaroğlu, “CHP’yi karıştırmak istiyorlar. Bir operasyon yapılacağını biliyorduk” dedi. Bu toplantıdan sonra bir basın toplantısı düzenleyen CHP Sözcüsü Faik Öztrak ise özetle şunları söyledi:
“Vatandaşlarımızın esas gündemi, borç ve işsizliğin yarattığı çaresizlik hissiyle ailelerimizin yaşamlarına son vermesidir. Birileri cambaza bak diyerek bu sorunların üstünü örtmeye çalışmaktadır.
Rahmi Turan bilgiyi ‘saraya yakın bir kaynaktan’ aldığını söylemiştir. Saray menşeli bu operasyonun amacı gayet açıktır. İktidara yürüyen, vatandaşın dertlerine derman aradığı adres olarak gördüğü CHP’de karışıklık çıkarmak, CHP’ye kumpas kurmaktır.”