O bursları devlet de verdi

ÇAĞDAŞ Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) davasının dayanağı dijital dökümanın sahteliğinin bilirkişi raporlarıyla kanıtlanmasının ardından haklarında suç duyurusunda bulunulan Ergenekon savcıları Zekeriya Öz, Murat Yönder ve Ercan Şafak’la ilgili soruşturmaya çarpıcı bir belge sunuldu.

Dava kapsamında, “Terör eylemlerine katılan öğrencilere suç işlediklerini bilerek burs verildiği” iddiasıyla Prof. Dr. Türkan Saylan’ın evine baskın yapılmış, ÇYDD yöneticilerine dava açılmıştı. Soruşturma dosyasına sunulan belgeye göre, aynı öğrencilere YURTKUR tarafından da burs verildiği ortaya çıktı. YURTKUR’un yanıtını dosyaya sunan müdahil avukat Hüseyin Ersöz, dilekçesinde sicil numaraları belli 2 polisle 3 savcının ‘Kamu görevlisinin taşıması gereken objektiflik ve tarafsızlık ilkeleri ile bağdaşmayan davranışta bulunarak görevi kötüye kullanma ve suç uydurma’dan cezalandırılmalarını istedi. ÇYDD davası sanıklarından F. Nur Gerçel’in avukatı Ersöz, 14-18 Kasım 2014 tarihlerinde 252880 ve 290278 sicil numaralı iki kolluk personeli ile 3 Ergenekon savcısı hakkındaki soruşturma dosyasına belge sunarak şunları söyledi:

İMZASIZ SAHTE BELGELERLE

“Fatma Nur Gerçel, ÇYDD Genel Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürüttüğü sırada hukuka aykırı olarak Ergenekon soruşturmasına dahil edilmiş, iddianamede şahsına ‘ÇYDD’nin terör eylemlerine katılmış öğrencilere burs verdiği’ suçlaması yapılmıştır. Bu asılsız iddia ÇYDD Kadıköy Şubesi’nde CMK’ya aykırı yapılan aramalarda el konulan MAXTOR marka ‘25B6201H10T71Y’ seri numaralı harddisk içinde kayıtlı imzasız bazı dijital dokümanlara dayandırılmıştır. Arsenal Consulting Inc Adli Bilişim Şti., Yeminli Bilirkişi Tevfik Koray Peksayar ve Adli Bilirkişi Tuncay Beşikçi’nin yaptığı incelemelerde bu dokümanların harddisk son kez kapatıldıktan sonra başka bir bilgisayara bağlanarak yüklendiği tespit edilmiş, suç isnat etmek amacıyla oluşturulduğu anlaşılmıştır.

‘TÜRKAN ABLA’ SÖZÜ EKLEME

Harddiskteki ‘2008 toplantı özeti’ manipülatif dokümanda, ‘Polis içinden gelen bilgilere göre araç yakanlar nedeniyle burslar konusunda daha dikkatli davranmak zorundayız. Türkan Abla GEREKİRSE KAYIT SİLİNSİN AMA BURSTA KESİNTİYE GİTMEMELİYİZ görüşünde. Acil durumlarda yalnızca Türkan Abla’nın belirlediği listedeki polis müdürleriyle görüşülecek’ şeklindeki ifadenin sonradan yüklendiği bilirkişi raporlarıyla tespit edilmiştir. Doküman, suç uydurmak amacıyla harddiske yüklenmişse de, ÇYDD’nin binlerce kişilik öğrenci burs listelerinden 252880 ve 290278 sicil numaralı polislerce isimleri tespit edilerek, 10 Ekim 2008 tarihli tutanağa 30 kişinin yasadışı örgüt faaliyetlerine katıldığı yazılmış, bu tespite savcılar Öz, Yönder ve Şafak tarafından iddianamede yer verilmiştir.

SAVCILARA NEDEN DAVA AÇILMADI?

İsimleri tutanak ve iddianameye yazılan bu kişilerin ‘burs aldıkları esnada’ adli sicil kaydına rastlanmamıştır; yani tutanak ve iddianamedeki değerlendirmeler gerçekdışıdır. ÇYDD öğrencilerin etnik, siyasi, dini görüşlerine bakmaksızın öğrenim ve maddi durumları ile adli sicil kayıtlarını göz önüne alıp karşılıksız burs dağıtır. Bu isimlerden adli sicil kaydı olmayan bir kısmı ÇYDD’den burs almıştır. YURTKUR Genel Müdürlüğü’nden ismi belirtilenlere burs, kredi, yurt yardımı alıp almadıkları sorulmuş, 19 Şubat 2015 tarihli yanıtta 26 öğrenciye burs, öğrenim kredisi, katkı kredisi, öğrenci yurdunda kalma yardımında bulunduğu belirtilmiştir. Yani tutanak ve iddianamedeki isimlerin sadece ÇYDD değil, devletin resmi makamlarından da yardım aldıkları anlaşılmaktadır. Aksi yorum YURTKUR Genel Müdürü ile ilgili personelin de yargılanmasını gerektirecektir. Savcılar Öz, Yönder ve Şafak imzalı iddianamedeki ‘ÇYDD’nin terör eylemlerine katılan öğrencilere suç işlediklerini bilerek burs verdikleri’ yönünde gerçekdışı isnat, müvekkil ve derneğin itibarını yok etmek, kamuoyunda küçük düşürmek ve çalışmalarını engellemek amacını taşımaktadır. Cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılsın.”

YURTKUR: ÖĞRENCİLERİN 26’SINA VERDİK

YURTKUR’un yanıtında, öğrencilerden 26’sına burs, öğrenim kredisi, katkı kredisi, öğrenci yurdunda kalma şeklinde yardımda bulunulduğu, bir kısmının bursunun başarısızlık nedeniyle öğrenim kredisine çevrildiği, birinin süresiz, birinin sürekli yurttan uzaklaştırıldığı belirtiliyor.