Güncelleme Tarihi:
63 yaşındaki Talat Öncü, 26 yıldır aralıksız olarak kitap biriktiriyor. Biriktirdiği kitapların sayısı 3 bine ulaşınca eşinin, “Ya kitapların ya ben” sözü üzerine ilk deposunu almış. 10 bin kitapta ikinci, 30 bin kitapta ise üçüncü deponun sahibi olmuş. Bugün altı depo dolusu kitabı var. Kitaplarını depoda değil, kütüphanede biriktirmek istediğini söyleyen Öncü, “Biriktirdiğim her şeyi kütüphaneyi kurup işletecek vakfa bağışlayacağım” diyor. Öncü 200 bin kitaplık kütüphane hayalini şöyle anlatıyor: “Ankara’da halkın yararlanabileceği kütüphane sayısı son derece az. Araştırmacılar için de durum pek farklı değil. 200 bin kitaplık Ankara araştırma kütüphanesi olsun istiyorum. Hayalimdeki kütüphane üç bölüm olacak. Vatandaşların yararlanacağı ödünç verme bölümü. Araştırmacıların yararlanacağı farklı bir yer ve ancak özel izinle yararlanılabilecek eski yazı ve antika kitapların bulunduğu kapalı kitaplık. Kütüphanenin duvarlarını süsleyecek koleksiyon değerindeki eserler bile biriktirdiklerim arasında mevcut.”
KOLEKSİYONER DEĞİLİM
Koleksiyoner olmadığını belirten Öncü, kendisini ‘profesyonel bir biriktirici’ olarak tanımlıyor: “Koleksiyoner tematik bir toplayıcıdır. Bense bir kütüphane içerisinde yer alabilecek her şeyi topluyorum. Ayda 600 ila 1000 kitap alıyorum. Ama bu çapta bir biriktirici olunca elbette elinizde çok ama çok değerli koleksiyon eserleri de bulunuyor. 1000’e yakın değerli kitabım var. 1500’lü yıllardan kitaplar, özel baskılar, çok nadide el yazmaları, eşi olmayan haritalar, pullar, fotoğraflar... Ayrıca ‘biriktirici’nin bir anlamı da şu ki hiçbir şeyin peşinde koşmam, bulduğumu, fiyatı uygun olduğu takdirde alırım. Dolayısıyla bugüne kadar ‘Ah şu kitap benim olsa’ dediğim olmamıştır. Değişmeyen bir düsturum var, ‘Her kitap bir gün eski kitapçılara düşecektir’. Sabrım sayesinde bulunulması imkânsız nice kitapları dahi çok uygun fiyatlarla alabilmişimdir.”
HER KİTAP KAYITLI
Öncü’nün asıl mesleği bilgisayar yüksek mühendisliği ve uluslararası alanda da kullanılan programlar yazıyor. Topladığı kitapları da yazarı ve nitelikleri ile birlikte kendi yazdığı program üzerinden tek tek kayıt altına alıyor. Aldığı kitapların kendisinde olup olmadığını da bu yazılım üzerinden cep telefonu üzerinden bile görebiliyor.
GOOGLE’DA ÇIKIYOR
Talat Öncü, depolarındaki 45 bin kitabın kayıt ve tasnif işleminin de sürdüğünü söylüyor: “Benim farkım kitaplarımın künyelerini internette yayınlıyor olmam ve arama motorlarında bulunabilmesi. Düşünün ki milli kütüphanede 700 bin kitap var ama Google’da bir kitap aradığınızda sadece benim sitemdekiler bulunuyor. Tabii böyle olunca onlarca mesaj alıyorum. Ama maalesef kitap vermiyorum. Ancak hiçbir yerde bulamadıysa ve önemliyse istisna.”
POŞETTEN ÇIKTI ANITKABİR’E GİDECEK
TALAT Öncü, bir süre önce satın aldığı bir poşet dolusu kitabı karıştırırken gördüğü imzayla şaşkına döndü. Kitap Atatürk’e manevi kızı Afet İnan tarafından imzalanmıştı. Öncü, gözlerini dolduran kitabın öyküsünü şöyle aktardı:
“Kitap alma yollarından biri ‘toptan alış’tır. Yine bu şekilde çok küçük bir paraya, bir poşet dolusu kitap satın aldım. Kitapları inceliyordum. Aralarında yazarı belirtilmeyen 1930 baskısı küçük bir kitap vardı. Adı, ‘Türk çocuklarına tarih notları. Eski Mısır tarihi’. Kitabın ön sayfasındaki 22 Şubat 1930 tarihli ithaf yazısı ve imza dikkatimi çekti, yalnızca yazarını açıklamakla kalmıyor, sahibini de belirtiyordu; ‘Gazi Babam Reisi Cumhur hazretlerinin yüksek huzurlarına toplayan, teşci, teşvik, irşat ve çok yardımlarınızla. Muallim Afet.” Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan, yazdığı kitabı Çankaya’da Mustafa Kemal Atatürk’e imzalı olarak vermişti. Kitabın hikâyesi de ilginç. Musiki Muallim Mektebi Kütüphanesi’ndeyken bu kütüphane Devlet Konservatuarı’na veriliyor. Devlet Konservatuarı da ellerindeki kitapların bir kısmını tasfiye ediyor. Bu kitap da herhalde onlardan biri. Antika bir kitap için bir değer biçilebilir ama kitapların içeriklerine paha biçilemez. Bu da öyle bir kitap benim için; içerisindeki ithaf yazısı ve imza asla paha biçilemez. Nasıl taş yerinde ağırsa kitap da şahsında değerlidir. Dolayısıyla bu kitabın olması gereken yer adına imzalandığı ilgili kişinin yanı... Yani Atatürk’ün ebedi mekanı Anıtkabir. Anıtkabir Komutanlığı ile konuşup Anıtkabir Müzesi’ne bu kitabı bağışlayacağım.”