Güncelleme Tarihi:
Hürriyet, Astsubay Davut Yıldız’ın isyanını 14 Ocak’ta, ‘Beni içerde unuttular’ manşeti ile duyurdu. 10 gün sonra ise Astsubay Davut Yıldız’ın tutukluğuna ilişkin itirazını inceleyen Bursa 6’nci Ağır Ceza Mahkemesi Astsubay Davut Yıldız’ı tahliye etti. Devlet, ‘Pardon’ demişti. 2009’da babasının ölümünden sonra üniversite öğrenimi gören 2 kız kardeşi ve annesinin tüm sorumluluğu da Davut Yıldız’ın omuzlarındaydı. Cezaevinden çıkar çıkmaz birliğinde mazaret izni aldı. Amasya’da yaşayan ailesinin yanına koştu. Artık
TSK’DAN ATILDIĞINI TELEFONLA ÖĞRENDİ
28 Ocak’ta Davut Yıldız’ın telefonu çaldı. Arayan görev yaptığı İzmir Bornova 57.Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Yılmaz Yıldırım’dı. Davut Yıldız’a “Sana kötü bir haberim var” diye söze başladıktan sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan birliklerine bir yazı ulaştığını, ‘disiplinsizlik gerekçesi ile TSK’dan reesen ihraç edildiğini söyledi.
22 TAKDİRNAMELİ ASTSUBAY DİSİPLİNSİZLİKTEN ATILDI
O an dünya Davut Yıldız’ın başına yıkıldı. Tutuklanmadan 2 ay önce tüm sıralı amirleri tarafından 100 tam sicil notu almıştı. 11 yıllık görev hayatı boyunca 22 defa takdirname ile ödüllendirilmişti. Tüm meslek hayatı boyunca 8 kez 100 tam sicil puanı, 3 kez de 98 sicil puanı almıştı.
‘Disiplinsizlik’ gerekçesi ile ordudan atılmasını içine sindiremedi. İsyanını şöyle dile getirdi: “Çocukluğumdan itibaren içinde olmaktan ve vatana görev yapmaktan mutlu olduğum ordudan disiplinsizlik sebebiyle atılmıştım . Hayatımın en zor günlerinde bana sahip çıkması geren Türk Silahlı Kuvvetleri beni sırtımdan bıçakladı. İnanamadım, haksız yere 2 yıl içerde yat , bakmakla yükümlü olduğum ailemle birlikte tahliyeden dolayı mutluyken atıldığını öğren. Nasıl böyle bir şey olabilir, neden bizimle uğraşıyorlar ,ne istiyorlar benden, ailemden?”
HİZMETE ÖZEL SEVK BELGESİ GİZLİ BELGE OLDU
Davut Yıldız tutuklanmadan önce Denizci bir astsubay arkadaşı ile aynı evi paylaşıyordu. Evlerinde ortak kullandıkları bir bilgisayar vardı. Arama ve el koyma sırasında bu bilgisayarda incelendi. Bilgisayardan ‘Hizmete Özel’ 5 tane denizcilere ait hasta sevk kağıdı çıkmıştı. Bu sevk kağıtları ilginç bir şekilde ‘Devlete ait Gizli’ belge olarak değerlendirildi. Halbuki o sevk kağıtları da Davut Yıldız’a ait değildi. Kendisi Kara Kuvvetleri sağlık astsubayıydı. O sevk kağıtları ise deniz birliklerinde geçerliydi. Kendisine ait olmadığını söyledi. Hatta ev arkadaşı Deniz Sağlık Astsubayı mahkemeye tanık sıfatıyla gelerek, ‘O sevk kağıtlarının kendisine ait olduğunu söyledi’
"BENİ TSK’DAN HANGİ GÜÇ ODAKLARI AYIRDI"
Davut Yıldız ise son sözlerini Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar’a yönelik, ‘Başbakan, ‘Emniyette, yargıda çete var. Orduya sızmaya çalışıyorlar’ demişti. Demek ki bu çete orduya çoktan sızdı. Onlar mı ayırdı beni ordudan? Genelkurmay Başkanıma ve Kara Kuvvetleri Komutanımın vicdanlarına “’Hizmete özel’ sevk kağıdına devletin güvenliğine ilişkin gizli belgedir diye rapor verip beni cezaevine atan güç odakları kim ? Disiplinsizlik” nedeniyle üniformasını onurla taşıdığım TSK’dan hangi güç odakları ayırdı beni ?”
TELEFONDAKİ SES ŞAKA OLMADIĞINI SÖYLÜYORDU
Davut Yıldız 1999’da askeri okula girerek mesleğe ilk adımını attı. Yıldız, 2003’te GATA’dan sağlık astsubayı olarak mezun oldu. Kara Kuvvetleri’nde sağlık astsubayı olarak göreve başladı. 10 Mayıs 2012’de görev yaptığı İzmir’de engelliler için yapılan temsili yemin töreni sırasında telefonla polis tarafından arandı. Evinde arama yapılacağını ilk kez o zaman öğrendi. Önce inanmadı. Kötü bir şaka sandı. Telefondaki ses, şaka olmadığını söylüyordu. Komutanlarından izin aldı. Evine gitti. Şüpheli olduğunu öğrendi. Sorgulandı. Tutuklandı. 21 ay tutuklu kaldı. 24 Ocak’ta tahliye oldu. 27 Ocak’ta TSK’dan atıldı.