O artık genç kız

ANNE Şengül ile baba Hüseyin Başaran, 31 Mayıs 1995’te soğuk algınlığı nedeniyle kızları Ayşen’i Lüleburgaz SSK Hastanesi’ne götürdüler. Küçük kıza burada yanlış iğne yapıldı. 7 ameliyat geçirdikten sonra sol kolu dirsekten kesilen Ayşen, şimdi kolunun olduğu fotoğraflarına bakıp "Acaba kolum olsa nasıl olurdu?" diye düşünüyor. Annesiyle alışverişe çıktığında kıyafet denerken hep kolunu gizliyor. Ancak bunu annesine hissettirmemek için çok uğraşıyor. Her şeye rağmen Ayşen arkadaşlarının "civcivi". O kadar hareketli ki hem annesi hem de arkadaşları ona yetişemiyor. Hayatındaki şeyleri ailesine öyle heyecanla anlatıyor ki enerjisini onlara da yansıtıyor. Okulda basketbol oynuyor, özel gecelerde şarkı söylüyor, bisiklet kullanıyor, güncel konularla ilgili internette araştırma yapmayı seviyor. İstiklal İlköğretim Okulu 8’inci sınıf öğrencisi. Derslerinde zehir gibi. Geçen dönem teşekkür aldı. Şimdi liseye giriş sınavlarına hazırlanıyor. O artık güzel bir genç kız. Bir yanının eksik olmasına çok alışmış.Bu yüzden bir süre kullandığı protez kolu çıkarıp attı. Çocukluğundaki gibi "Kolum yeniden çıkacak mı?" sorusunu kafasından silmiş. Okula başladığı ilk yıl gökyüzünü ve denizi siyaha boyuyordu. Şimdi hayat onun için pespembe.

MÜCADELEYE DEVAM

O hayat dolu, ama anne-baba yüreği onun bir tarafının eksik olmasına dayanamıyor. Bu yüzden 8 yıl boyunca hukuk mücadelesi verdiler. Kazandılar. Ancak mahkemenin uzun yıllar sürmesi ve ihmali bulunan personelin af yasası sebebiyle ceza almaması gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde tazminat davası açtılar.

Ayşen sıkıntılı günler yaşayan ailesini daha fazla üzmemek için hayata gülerek bakıyor. Cam fabrikasında çalışan Hüseyin Başaran, günde 3 paket sigara içmeye başladı. Psikolojik tedavi gören anne Şengül Başaran, "Sorumluları affedemiyorum. Hiç vicdan azabı çekmediler ki aynı hastanede çalışmayı sürdürüyorlar. Bu yüzden yakınımızdaki bu hastaneye gidemiyoruz" diyor.

HAK ARAMANIN SEMBOLÜ OLDU

Başaran ailesinin avukatı Cengiz Hortoğlu, Ayşen’in hak aramada bir sembol olduğunu belirterek dava sürecini şöyle anlattı: "Sorumlular hakkında ceza davası açıldı. İlk raporlarda Ayşen’in kolunun kesilmesinin nedeni olarak hastalığı gösteriliyordu. Bu nedenle sanıklar beraat ettiler. Kararı temyiz ettik. Karar bozuldu. Ayşen’in kolunun yanlış iğneden kesildiği kanıtlandı. 3 sanıktan ikisi yeniden beraat etti.

SSK’ya 26 milyar 723 milyon ceza

İğneyi yapan hemşire Pakize Özkan, 185 bin lira para cezasına çarptırıldı. Cezası ertelendi. Bu kararı da temyiz ettik. Diğer iki sanık beraat etti. Kararı hem biz hem de sanık vekilleri temyiz etti. Temyiz edilen karar bozuldu. Ayrıca Ayşen’in yaşam boyu engelli yaşayacak olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açtık. 2002 yılında SSK’nın maddi ve manevi olmak üzere toplam 26 milyar 723 milyon 454 bin 221 TL tazminata karar verildi.

Aile AİHM’ye başvurdu

Kurumun temyiz etmesine rağmen karar onandı. Tazminat davası 6 yıl 8 ay sürdü. Bu uzun yargılama süreci nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulunduk. Duruşmalara gitmek için neredeyse dünyanın çevresini 2 kez turlayacak kadar yol kat ettim."