Okuduklarımdan bahsederim gerçi burada. İlginç bir şey gördüm mü, size de anlatırım. Ama doğrusu kitap tavsiye etmem çok kolay değil. Değil çünkü benim ilgilendiklerim herkese uymaz.
Mesela, bu bir haftalık Fransa yolculuğu sırasında, vakit bulabildikçe – demek ki havalimanlarında ve uçakta – okuduğum üç kitabı söyleleyim sana, bak bakalım ilgilenir misin...
(1) Elie Wiesel’in ‘Gece’ adlı kitabının yeni tercümesiSizi çok yakın bir tarihte bu kitabın hikayesini anlatmıştım. Gidince hemen aldım.
<ımg><ı>
Nobel Barış Ödülü sahibi yazarın ilk kitabıdır. 1958’de yayımlanmıştır. Romanya’da sakin ve mutlu bir hayat sürerken ‘bir gecede’ hayatlarının nasıl değiştiğini, hayvan vagonlarıyla aç susuz getirildikleri Auschwitz’i, ilk gece ayrıldığı ve bir daha hiç görmediği annesini ve küçük kız kardeşini, babasıyla birbirlerine dayanarak ayakta durmaya çalıştıkları Birkenau ve Buchenwald kamplarını anlatır. Nazizm ve ölüm kamplarının ‘günlük olağan’ dehşetinin yanısıra, insanı en çok etkileyen sahne ise, ihtiyar ve hasta babasının bir nazi subayı tarafından dövüldüğü, ama 16 yaşındaki Elie’nin korkarak müdahale etmediği, hatta kendini ‘Babam zaten ölmek üzere, ekmeğini ve çorbasını ben alsam ne olur?’ diye düşünürken yakaladığı sahnedir...Wiesel’in bu ilk ve temel kitabı, karısı tarafından yiddişten ve aslına daha uygun olarak çevrildi. Onun için tekrar okudum.*(2) Jacques Attali’nin varlığından bile haberim olmayan küçük bir tarihi romanı: La Confrérie des Evéillés, nasıl tercüme edelim, ‘Gözü Açıklar Tarikatı’ gibi bir şey. Aslında kitabın adında bir kelime oyunu var: gizli bir gerçeğe vakıf olanlar ile uyanık duranlar, diken üstünde duranlar...Özetle (kitabın arka kapağından aktarıyorum) 12.yy’da Kordobalı bir Yahudi zanaatkâr işkence altında ölmeden evvel yeğenine ‘bir insan tarafından yazılmış en önemli kitap’tan bahseder. Avrupa ve Mağrip kentlerinde bu kitabın peşine düşen Moşe’nin yolu genç bir Arap bilgini, Muhammed bin Ahmed ile kesişir. Ve gizemli bir tarikat, Gözü Açıklar Tarikatı, iki genç bilginin bu ‘tehlikeli’ kitaba ulaşmasını engellemek için her çareye başvurur. 300 sayfalık kitapta, Attali, ilahiyatçı, hukukçu ve tabip iki genç dehâya bol bol felsefe ve din tartıştırıyor. Her ikisi de tarihe geçecektir: Yahudi olanı Musa İbn Meymun (batılıların Maimonide’i), Müslüman olanı da İbn Rüşt (Averoes) adıyla...Gülün Adı ile Da Vinci Şifresi karışımı, hoş bir kitap ama, meraklısına...
*
(3) Amerikalı tarih profesörü Patrick J. Geary’nin ‘Uluslar Tarihi Yeniden Yazarken’ adlı bir araştırması. (Orijinali ‘The Mith of nations. The medieval origins of Europe) Geary, etnik milliyetçiliğin ve ayrılıkçılığın arttığı Avrupa’da, ulusların nasıl ortaya çıktığını ve ‘burada herkesten önce biz vardık’ diyen etnik grupların tarihinin aslında 19.yy’da, ulus-devlet fikrini ortaya atan tarihçiler ve aydınlar tarafından ‘yazıldığını’ anlatıyor.*Nurhayat, ben sana - senin ilgini çekecek ve senin bu yaşta okumana değecek - bir iki kitap adı vereyim en iyisi.Bana e-postanı hatırlatır mısın...<ımg>
