Güncelleme Tarihi:
KÜTAHYA’da, dört yıl önce bir Süleymancı yurdunun mutfağında kaçak şekilde çalıştırılırken, kolunu kıyma makinesine kaptıran 16 yaşındaki Nurettin Ekşi, dün koluna kavuşurken “Kazadan sonra hiçbir şey yapamıyordum. Şu an çok sevinçliyim. Bir ay boyunca evde alıştırma yaptıktan sonra protezi rahatlıkla kullanabileceğim” dedi. Annesi Muhterem Ekşi de mutluluktan ağladığını belirterek, “Sevincimin tarifi yok, anlatamam. Çok mutluyum. Artık adalet yerini bulsun istiyorum” dedi. Devletin kendilerine el uzatmadığını kaydeden Ekşi, “Bu süreçte diğer oğlumun da psikolojisi bozuldu. Yeni yeni toparlanıyoruz” diye konuştu.
HÜRRİYET DUYURMUŞTU
O tarihte 12 yaşında olan Nurettin Ekşi, 22 Ağustos 2015’te, ağabeyi Serkan’ın kaldığı, Süleymancı tarikatına ait Özel İkizhöyük Orta Öğretim Erkek Öğrenci Yurdu’na gitti. Müdür Mehmet Kalkan’a başvuran Nurettin Ekşi, ağabeyi ile çarşıya çıkmak için izin istedi. Kalkan, iki kardeşi çalışmak için mutfağa gönderdi. 15 yaşındaki Serkan Ekşi, aşçı Bünyamin Dağ’ın yönlendirmesiyle bulaşığı yıkarken, Nurettin etleri kıyma makinesine koymaya başladı. Ekşi’nin makineye kaptırdığı kolu dirseğinden koptu.
Kalkan ve Dağ’a taksirle yaralanmaya neden olma suçundan Kütahya 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bilirkişinin kaleme aldığı raporda, ağabey Serkan Ekşi’nin sigortasız çalıştırıldığı, kardeşinin ise yasalara göre çalışamayacak yaşta olduğu vurgulanarak, “Bu yasağı hiçe sayan bir yönetim anlayışının sergilendiği görülmektedir” denildi. Dağ’a 18 ay 20 gün hapis cezası verilirken, iyi hali ve mahkemenin olumlu kanaati nedeniyle ceza ertelendi.
2 GÜNDE 160 BİN LİRA TOPLADIK
Hürriyet gazetesi sayesinde Nurettin Ekşi’nin dramından haberdar olduklarını belirten sanatçı Haluk Levent, şunları söyledi: “Haber çıkınca ‘Bu olayın peşini bırakmayacağız’ dedik. Aileyi aradık. Bakanlık ve valilikten izin aldık. Sosyal medyada takipçilerime çağrı yaptım. İki günde 160 bin TL’yi topladık. En düşük fiyatı veren protez firmasına para aktarıldı. Nihayet Nurettin, koluna kavuşmuş oldu. Çok sevinçli ve çok keyiflilerdi. Bizler de mutlu olduk.”