Numan Kurtulmuş'tan İslam ülkelerine çağrı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi'nde konuştu. İslam dünyasının bayramları farklı günlerde kutlamasının önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Müslümanlar olarak zor durumdayız, eyvallah. Ülkelerimiz işgal edilmiş vaziyette. İç çatışmalarla, dış kuvvetlerin kullandığı terör örgütleri ile İslam dünyası baskı altındadır. Dünyanın birçok yerinde ülkelerimizin ekonomik bağımsızlıklarını kazandıklarını sağlamak kolay değildir. Siyaseten, ekonomik olarak zor bir zamandan geçiyoruz. Çok kolaylıkla yaşadığımız bu sorunları, dışarıdan gelen tehditlere, tehlikelere bağlamak mümkündür. Bunlar yok demiyorum bunlar var. Ama anlamamız gerek şu. Her toplantıda Müslüman ümmetin birliğinden bahsederiz. Ama maalesef Müslüman dünyasının karşı karşıya kalmış olduğu derin fitnelerin bertaraf edilmesi için acaba üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirebiliyor muyuz?" diye konuştu.

"İSLAM DÜNYASI İKİ DERİN FAY HATTININ ÇATIŞMALARINDA BOĞUŞUYOR"

İslam dünyasının iki derin fay hattının çatışmalarında boğuştuğunu söyleyen Kurtulmuş, "Bunlardan biri etnik çatışmalar. İslam coğrafyası farklı etnik kökenden insanların çatışmalarını en derin şekilde yaşıyor. Coğrafyamız, Ortadoğu'nun en kalabalık dört halkı; Türk, Kürt, Arap ve Farisiler etnik olarak ciddi ayrışma eşiğinde. Bunu ortadan kaldırmak için her türlü çabayı ortaya koymalıyız. Bu etnik farklılıkların yaradılışın bir kuralı olduğunu biliyoruz. Biliyoruz da bunu 'Lailaheillallah' diyen Müslüman milletler nasıl bu etnik ayrışmanın içinde boğuluyorlar. Bunun üzerinde durmalı" şeklinde konuştu.

"İSLAM DÜNYASININ BÖLÜNMESİNİ SAĞLAYACAK SENARYOLARA KARŞI UYANIK OLACAĞIZ"

İslam dünyasının çatışma yaşadığı bir diğer sorunun ise mezhebi farklıklar olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Farklılıklarımızın bizim için sadece bir rahmet meselesi olarak görülmesi gerekir. Bugün İslam coğrafyası Şii ve Sünni mezheplerin siyaseten de ayrıştığı bir süreçten geçiyor. Dolayısıyla bu farklılıkların tabii ki teolojik kısmını çözecek değiliz. Ama bu mezhep farklılıkları üzerinde İslam dünyasının bölünmesini sağlayacak senaryolara karşı uyanık olacağız" ifadelerini kullandı.

Tüm Müslümanların İslam birliğinden bahsettiğini ancak gerçeğin bunun tam tersi olduğunu savunan Kurtulmuş, "Herkes İslam'ın birliğinden bahsediyor, mezhebi farklılıkları bizi ayrıştırmaması gerektiğini söyleyerek acaba nasıl bu vaziyette birbirimizden ayrı düşüyoruz. Ayrı düşmemizi ortadan kaldıracak en önemli işlerden biri İslam'ın pratik alanındaki birliği ortaya koymaktır. İslam'ın bütün Müslümanlara farz kıldığı konularda ortak bir noktaya yönelebilmemiz sağlamaktır. Onun için 'Allahuekber' sesleri ile başlayan ezan Müslümanları günde 5 vakit birleştiriyor. Ama aynı şeyi İslam'ın temel şiarlarından olan oruç konusunda, haç konusunda ortaya koyamıyoruz" dedi.

"İBADETLERİ AYNI GÜN YAPMAYAN MÜSLÜMANLARIN BİRLİK ŞUURUNA ERİŞMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise, kongrenin açılışında yaptığı Arapça konuşmasında, Ramazan Ayı arifesinde düzenlenen programdan dolayı mutluluğunu ifade etti. Prof. Dr. Görmez, Müslüman tebaasında dini günlerin farklı ülkelerde hatta aynı evin içerisinde bile takvim birliği olmayışından bahsederek, "Müslüman alimler baştan itibaren söz konusu ilke ve kuralları anlamaya çalışmıştır. Uzayın keşfi ile hassas gözlem ve dakik hesaplamaların başlamasıyla fıkıh bilgileri güncellenmediğinden fıkıh bilgileri eskide kalmıştır. Arafat bütün dünya Müslümanlarını bir araya getiren ve İslam'ın en önemli birlik, beraberlik ve kardeşlik günüyken, kendi ülkelerinde bayram yapan veya Arafat yapan Müslümanlar bulunuyor. Vahdet anlayışına uymamaktadır. Efendimiz buyuruyor ki 'Hac Arafat'tan ibarettir.' İşte bu durumlar Müslüman camiasına yakışmamaktadır. Müslümanların dini ibadetleri hususunda akıllar karıştırılmaktadır. Resul'ü Ekrem Efendimiz, 'Oruç hep beraber tuttuğunuz gündür, iftar bayram hep beraber gerçekleştirdiğiniz gündür' demiştir. Aynı ibadeti aynı gün yapamayan Müslümanların birlik şuuruna erişmesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.