Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Türkiye Gazetesi gündem toplantısına katıldı. Toplantıda önemli açıklamalarda bulunan Numan Kurtulmuş, yıl dönümünde 28 Şubat sürecini anlattı.
28 Şubat’ın kendisinden önceki darbelerde önemli bir farkı olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, “28 Şubat öncesi darbelerin tamamı ortak noktası siyasete müdahale etmesiydi. 28 Şubat Türkiye sosyolojisine müdahale etmeyi öngörmüştü. İnsanların kendi inançları ile gelenekleri ile toplumun içinde var olmasının önüne geçmek için, geniş bir kesimin yükselmesinin ve ülkeyi yönetmekte söz sahibi olmasının önüne geçmek için yapılan bir harekettir. Doğrudan sosyolojiye müdahaledir” şeklinde konuştu.
“28 Şubat, FETÖ’nün önünü açan bilinçli bir operasyondur”
28 Şubat’ın FETÖ terör örgütü ile bağlantısına işaret eden Kurtulmuş, “28 Şubat, FETÖ’nün önünü açan bilinçli bir operasyondur. Samimi insanlar dışarı itilmiş, bu ezoterik örgüt, Hasan Sabbah zihniyetinde kendini gizleyerek bir şekilde toplumda var olmaya devam etmiş ve devletin başına bela olmuştur. Terör örgütü lideri Gülen’in söylediği söz önemlidir. O dönemde ‘Başörtüsü füruattır’ diyerek darbeye destek vermiş, kendi kisvesi altında gayri meşru örgütlenmeye meşruiyet sağlamaya çalışmıştır. ‘Din sadece imam hatiplerde mi öğretiliyor’ diyerek darbeye destek olmuştur” diye konuştu.
“FETÖ’cü hakimler 28 Şubat davalarında sepeti taşınmayacak hale getirip sulandırdı”
28 Şubat ile hukuki anlamda tam olarak yüzleşilmediğini vurgulayan Kurtulmuş, “Çok sayıda dosya aslında milletin vicdanında açık kaldı. Binlerce memur işten atıldı. İstanbul Üniversitesi’nde ikna odaları vardı. İkna odalarının hesabını sorabildik mi. Hukuki ölçekte 28 Şubat’ın hesabı sorulamadı. 28 Şubat davaları devam ederken, o zamanki FETÖ’cü hakimlerin sepeti taşınmayacak hale getirip o davaları sulandırdığını şimdi daha iyi anlıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Devlet hakim olunacak değil, hizmet edilecek bir yer”
Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında yaşananları da değerlendirerek, “28 Şubat planlarda başarı olmuş bir darbe, 15 Temmuz ise başarısız olmuş bir darbe girişimi. Allah muhafaza 15 Temmuz başarılı olmuş olsaydı, çok ağır bir sonuçtan bahsedecektik. Belki de şu anda bazı bölgeleri Türkiye’den ayrılmış olan fiili bir ayrışma sürecine girecektik. Şükür bu önlendi. Türkiye’nin kuvvetli bir orduya ihtiyacı var, çok iyi yüksek teknolojileri kullanan bir ülke olmalıyız. Aynı zamanda Türkiye’nin hiçbir şekilde siyasete müdahale etmeyen bir silahlı kuvvetler zihniyetine ihtiyacı var. 15 Temmuz sonrası Türkiye’nin en büyük kazanımı bu oldu. Devletin ele geçirilmesi gereken bir yer olmaktan çıkarılması. Sağcısı solcusu, şu grup bu grubu herkes devleti ele geçirmeyi çalıştı. Devlet böyle bir yer değil ki. Herkes işini yapacak. TSK işini yapacak, parlamento işini yapacak, sivil siyaset güçlü olacak, bürokrasi işini yapacak. Devlet hakim olunacak değil, hizmet edilecek bir yer” dedi.
“Siyasetin içinde Türkiye’nin varlığına, birliğine kasteden farklı gruplara destek verenler olmasa beka meselesinden bahsetmezdik”
Yerel seçim sürecini de değerlendiren Kurtulmuş, “İnşallah Cumhur İttifakı açık ara birçok yerde başkanlıkları kazanacaktır. Onu görüyoruz. Beka meselesini durduk yerde söylemiyoruz. 7 Şubat MİT krizi, Gezi Parkı olayları, 17-25 darbe girişimi, Kobani olayları. Tüm bunlara baktığınızda ne yazık ki bütün devlete karşı ülkenin birliğini ortadan kaldırmaya yönelik hareketlerin tamamında bir şekilde siyasetin gölgesi var. 15 Temmuz darbe teşebbüsünü bir örtülü darbe olarak tanımlayan bir Cumhuriyet Halk Fırkası anlayışı var. Gerçekten ülkeyi yıkmak isteyen gruplara destek olan siyasi unsurlar var. HDP içindeki ana omurga ‘PKK bir terör örgütüdür’ deseydi bugün bekadan bahsetmezdik. CHP içindeki bazı unsurlar ‘15 Temmuz devlete karşı yapılış bir eylemdir, biz buna karşıyız, hükümeti sonuna kadar destekliyoruz’ deseydi yine söyleyecek bir şeyimiz olmazdı. Gezi Parkı olayları ile Türkiye’yi dağıtmak isteyenler yanında bakıyorsun CHP milletvekilleri var. Siyasetin içinde Türkiye’nin varlığına birliğine kasteden farklı gruplara destek verenler olmasa beka meselesinden bahsetmezdik, bu seçim sadece bir yerel seçim olurdu. Ama son 5-6 yılda bu kadar kuvvetli tehditlerle muhatap olmuş bir ülke tabii ki bunu beka meselesi olarak görür” diye konuştu.
Yerel seçimde İstanbul ve Ankara’da Cumhur İttifakı için bir problem görmediğini söyleyen Kurtulmuş, İzmir’de ise Nihat Zeybekci’nin başarılı bir kampanya yürüterek yarışın içerisinde yer aldığını kaydetti.