Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ile sel afeti yaşanan bölgelerde incelemelerde bulunmak için Rize’ye geldi. Partisinin il başkanlığında, basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görevlendirmesiyle afet bölgesini inceleyip, son durumu, yapılan çalışmaları yerinde bir kez daha görmek için bölgeye geldiklerini belirtti.
Afganistan’da yapılan saldırıyla ilgili konuşan Numan Kurtulmuş, “Türkiye olarak bu saldırının karşısında güçlü bir şekilde durduğumuzu ifade etmek istiyorum. Terör bir insanlık suçudur. Maalesef Afganistan’da dün yaşanan terör bir kez daha terörün esas kaynaklarının ne olduğunu küresel olarak düşünmemizi ortaya koyuyor. Orada 12 Amerikan askeri öldü. 80’in üzerinde Afgan sivil öldü. Çok sayıda, yüzlerce yaralı var. Bu rakam daha da artacak. Üzülerek ifade ediyorum ki bu haberi veren haber kaynakları 12 Amerikan askerinin ölümünü başa çıkarmış. Altta da sanki değersizmiş gibi '80 Afgan hayatını kaybetti' şeklinde, uluslararası haber ajansları haberi bu şekilde geçti. Bu aslında Afganistan’dan kurtulmak için uçağın kanadına sarılıp havalanan, gücü yetmediği için düşerek parçalanan insanın fotoğrafını tişörtüne yazan anlayıştan hiçbir farkı olmayan anlayıştır. Kendi hayatlarını ciddiye alan ama masum milyonlarca Afgan’ın hayatını hiçe sayan bir anlayışın ürünüdür. Bunun da doğru olmadığını ifade etmek istiyorum” dedi.
‘TERÖR VARSA EN TEMEL NEDENİ YABANCI İŞGALİ’
Afganistan’da, Orta Doğu’nun birçok yerinde terör varsa bunun en temel nedenlerinden birinin, yabancı işgali olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Eğer Afganistan’ın işgali olmasaydı bugün dünyadaki birçok terör örgütünün yaşayacağı vücut bulacağı bir ortam olmayacaktı. Mesela Irak‘ın işgali olmasaydı, Irak'ın işgaliyle ortaya çıkan çok sayıda terör örgütü bugün dünyada var olmayacaktı. Öncelikle bu ülkeleri işgal eden emperyalist güçlerin şunu görmesi gerek ki terörün gelişmesinin kaynağı, emperyalistlerin ülkeleri işgalidir. Afgan halkına yazık değil mi? Önce 1979’da Rusya’nın işgali, onların çekilmesinin arkasından Amerikan işgali. On milyonlarca insan sürekli yokluk içerisinde ama tepelerinden bombaların yağdığı bir hayatı neredeyse 40 senedir yaşıyor. Ondan sonra birtakım terör örgütleri de kendi halkına eziyet etmeye başlıyor. Dolayısıyla uluslararası terör kaynağını oluşturan bu işgal meselesinin uluslararası sistem tarafından çözülmesi şarttır. Ayrıca işgal terörü ortaya çıkardığı gibi buna eş zamanlı olarak ortaya çıkardığı bir başka şey de maalesef küresel göçtür. Önlenemeyen yasa dışı göç meselesidir. Eğer bu işgaller olmasaydı, terör örgütlerinin Asya’da Afrika’da ortalığa dehşet saçan tavırları olmasaydı bugün çok sayıda insanın belirsiz ve hatta ölüme göç eden göçmen yolculukları olmayacaktı.”
'TÜRKİYE OLARAK AFGAN HALKININ YANINDAYIZ'
Afganistan’da işlerin normale dönmesi temennisinde bulunan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“O uçağa karşı hücum eden insanların görüntüsü insanlık duygusu olan herkesin yüreğini parçalamalıdır. Nasıl olur da bir daha hiçbir ülkenin bu duruma düşmemesini sağlayacak siyaset geliştirilebilir, bunun üzerinde durulması lazım. Biz Türkiye olarak Afgan halkının yanındayız. Afgan halkı bizim dostumuz, kardeşimiz, tarihsel ilişkilerimiz olan önemli bir halktır. Büyük kültürlerin merkezi medeniyeti olmuş bir ülkeden bahsediyoruz. Bu ülkenin adı terörle, yoklukla, kıtlıkla, insan katliamlarıyla anılacak bir ülke değildir. Ümit ediyoruz, dua ediyoruz ki Afganistan’da en kısa zamanda işler normale döner ve yeniden küllerinden doğarak o tarihteki görkemli kültür ve medeniyet ülkesi olan Afganistan haline gelir.”
'AFETLER SİYASET ALANI DEĞİLDİR'
Ülkede son yaşanan afetleri de değerlendiren Kurtulmuş, “Gerek orman yangınları gerek sel felaketi olsun hemen ilk andan itibaren tüm kurumlarımız başarıyla bu süreçleri yönetti. Güçlü bir liderlik ortaya konulmuştur. Burada da çok şeyler yapıldı. Yaklaşık 340 milyon civarında belediyelerin ve merkezi hükümetin tespit ettiği bir ziyanla karşı karşıyayız. Şimdi bundan sonra yıkılanın yerine daha iyisini, daha güçlüsünü yapmak için çalışacağız. Hem orman yangınları hem sel afetleri karşısında Türkçe’nin iki tane güzel deyimi aklımıza gelmiyor değil. Türkçe’de derler ya ‘yangına körükle gitmeyin’, bazılarının yangına körükle gittiğini, buradan siyaset devşirmek için gayret içerisinde olduğunu ne yazık ki gördük. Çok azınlık, çok marjinal bir gruptan bahsediyorum. 'Selden kütük aşırmak' ya da 'selden kütük almak' derler. Bazıları da selden kütük almaya çalıştı. Bunlara gerek yoktur. Türkiye’de herkes bu millet-devlet kaynaşmasına destek versin. Buradan siyaset çıkmaz, buradan siyaset yapılmamalıdır. Afetler siyaset alanı değildir, afetler birlik, beraberlik, dayanışma ve bütün noksanları, kusurları en kısa sürede sarma çabasını gerektirir” ifadelerini kullandı.