OluÅŸturulma Tarihi: Mart 13, 2000 00:00
NÜKLEER SANTRALİ DESTEKLİYORUMBakanlar Kurulu geçen günlerde bir karar alarak, Türkiye'de kurulması planlanan nükleer santral ihalesi için yeşil ışık yaktı ve ihalenin sonuçlandırılmasını istedi. Türkiye'de aydın ve demokrat olduğunu iddia eden bazı çevrelerce hemen bu konuda karşı kampanyalar başlatıldı ve tepkiler dile getirildi.Doğayı sevmek, çevreci olmak tabii ki insanlarda olması gereken olumlu meziyetler, ancak bir şeye tepki verilirken niye ve ne için soruları sorulmalıdır. Yoksa sırf tepki göstermiş olmak için, çevreye hoş görünmek için, hatta bunu sırf solculuk veya demokratlık adına yapmak bence pek bir anlam taşımıyor.Dünya ve bununla birlikte teknoloji hep bir gelişme içinde. Gelişen teknoloji ve ortaya çıkan yeni araç ve gereçler beraberlerinde hep belirli bir tehlikeyi ve riski de getirmişlerdir. Elektriğin bulunması ile hayatımızda bazı şeyler ne kadar kolaylaştıysa bunun yanında elektrik çarpmaları sonucu ortaya çıkan yaralanma ve ölümler de kaçınılmaz olarak ortaya çıkmıştır.Hayatımızı kolaylaştıran ve bizleri çağdaş ve uygar çevreye getiren teknolojilerin hepsi beraberlerinde az çok belirli tehlike ve riskleri de getirmişlerdir. Hiçbir tehlikesi, doğaya zararı olmayan bir teknolojik gelişme hemen hemen yok gibidir.Nükleer santraller da bence bu çerçevede değerlendirilmelidir. Nükleer santraller bizlere ucuz ve sürekli enerji sağlamakla birlikte beraberinde bazı riskleri taşımaktadır. Ancak diğer teknolojik araç ve gereçlere baktığımız zaman nükleer santrallerin çok da tehlikeli olduğu söylenemez. Mesela bugün yurdumuzda bir yılda
trafik kazalarında ölen ve sakat kalanların sayısı binlerle ifade edilmektedir. Günümüzde neredeyse her ay bir uçak kazası haberi duymaktayız ve bu kazalarda yüzlerce insan ölüyor. Çamaşır yıkarken elektrik kaçağından ölen insanları duyuyoruz. Bugün nükleer santrallere karşı çıkalar ayni mantıkla taşıtların trafiÄŸe çıkmasına karşı çıkmalı, araç fabrikalarının kapatılması için gösteriler yapmalıdır. Herkes risk almamak için maÄŸaralarda teknolojiden uzakta yaÅŸamalı, ulaşımı at sırtında yapmalıdır.Nükleer santraller normal çalışmaları sırasında çevreye bir zarar vermemektedir. Çevreye attığı tek atık su buharıdır. Bir de atık yakıtların güvenli bir ÅŸekilde depolanması gerekmektedir. Normal çalışma ÅŸartlarında bir nükleer santralin önünde çok rahatlıkla denize girebilirsiniz. Nükleer bir kaza riski de diÄŸer teknolojilerde insanların karşılaÅŸtıkları risklerle karşılaÅŸtırıldığında çok düşüktür. Trafik kazasından ölen binlerce insan varken, nükleer santral kazasından ölen binlerce insan yoktur.DiÄŸer bir deÄŸerlendirme açısı da bir ülkedeki enerji kaynaklarını mümkün olduÄŸunca çeÅŸitlendirmenin gerekliliÄŸidir. Belirli ve sınırlı kaynakların yanısıra, alternatif ve sınırsız enerji kaynakları mutlaka denenmeli ve kullanılmalıdır. Bu gelecekteki enerji sıkıntılarının önlenmesi ve belirli kaynaklara baÄŸlı olmanın verdiÄŸi sıkıntıları ortadan kaldıracaktır. Türkiye'de bir nükleer santral kurulması, buranın yapımında ve iÅŸletilmesinde yer alacak Türk iÅŸgücü sayesinde ülkemizin yeni bir teknoloji ve bilgi birikimi saÄŸlayacaktır. Güçlü ve önder olmak isteyen ülkeler tüm teknolojileri bilen ve bunları uygulayabilen ülkeler olmak zorundadır. Bu açıdan da yapılacak bir nükleer santral ülkemizin teknolojik geliÅŸimine katkıda bulunacaktır.Çevremize ve geliÅŸmiÅŸ ülkelere baktığımızda bu teknolojiden yaygın olarak yararlandıklarını görmekteyiz. Rusya Federasyonu'nda 33 adet, Ermenistan'da 1 adet, Bulgaristan'da 6 adet, Ä°ran'da 2 adet, Romanya'da 2 adet, Ukrayna'da 16 adet nükleer santral bulunmaktadır. KomÅŸularımız açısından biz ülke olarak zaten nükleer tehlike riski ile karşı karşıyayız. Bu ülkelerde olabilecek bir tehlike bizim ülkemizi de etkileyecektir. Bu riski komÅŸularımızdan dolayı taşımamıza karşın, biz ülke olarak bu iÅŸin nimetinden yararlanamamaktayız. Zaten bu risk bir ÅŸekilde mevcut iken, biz de kendi nükleer santrallerimizi kurarak bunun nimetlerinden yararlanmalıyız. GeliÅŸmiÅŸ ülkelere baktığımız zaman da durum pek farklı deÄŸil, Fransa'da 58 adet, Almanya'da 20 adet, Japonya'da 53 adet, ABD'de 104 adet nükleer santral bulunmaktadır. Görüldüğü gibi güçlü ülke olmanın yolu ucuz ve sürekli enerji kaynaklarına sahip olmaktan geçmektedir. Bunun bir yolu da nükleer santrallere sahip olmaktır.Çevrecilik, aydın olmanın gereÄŸi, solculuk veya vatanseverlik adı altında nükleer santralle karşı çıkmak, buna karşı gösteriler düzenlemek bence iÅŸin kolay ve gösteriÅŸli yönü. Bence aydın olduÄŸunu iddia edenlerin tüm gerçekler üzerinde düşünmesi gerekmektedir. Nükleer santral kuruluyor aman yandık bittik, çocuklar artık ÅŸeker yiyemeyecek diye felaket tellallığı yapmanın mantıklı olmadığını düşünüyorum. HiroÅŸimo ve Nagazaki sendromlarından kurtularak saÄŸlıklı bir ÅŸekilde düşünmemiz gerektiÄŸine inanıyorum.Sonuç olarak hiçbir teknoloji tehlikesiz deÄŸildir, bizler teknolojiden yararlanmak istiyorsak onların bizlere getireceÄŸi risklerle birlikte yaÅŸamayı da göze almalıyız. Ãœlke olarak bizim de enerji ihtiyacımızın en az %15-20 sini karşılayacak sayıda nükleer santralımız olmalıdır.Tamer TÃœRKALP13 Mart 2000, Pazartesi Â
button