Güncelleme Tarihi:
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Ahmet Mete Işıkara, depreme son derece dayanıklı olarak inşa edilen nükleer santral gibi kritik yapıların, sarsıntılardan etkilenmediklerini vurguladı. Prof. Işıkara, özel deprem şartnamesine uygun yapılan bu tür yapılarla ilgili şu bilgiyi verdi:
‘‘Yapıları devamlı kontrol altında tutulur. Ayrıca inşaatla ilgili çok ayrıntılı şartlar da mevcuttur. Bu yapılar mutlaka depreme dayanıklı inşa edilir ve sansıntılardan etkilenmez.’’
Nükleer fizik uzmanları ise nükleer santral yapılarının kendi evlerinden bile güvenli olduğunu vurgulayarak şunları söylediler: ‘‘Üzerlerine jet uçağı düşse birşey olmaz. Bu yapıların kurulacağı yerler, sadece deprem kuşağı açısından değil, yeraltı suları, jeolojik yapısı, meteorolojik koşullar ölçülerek seçilir.’’
11 ŞİDDETİNE DAYANIR
Dünyanın en hareketli deprem fayları üzerinde bulunan Japonya'da nükleer santrallerin 11 şiddetindeki depremlere dayanacak şekilde yapıldığını anlatan uzmanlar, Kobe'de 6.9 şiddetindeki sarsıntıda reaktörlerde sızıntı olmadığını hatırlattı.
Uzmanlar ayrıca, 1988 yılında Ermenistan'da 25 bin kişinin öldüğü 7 şiddetindeki depremde nükleer santrallerin zarar görmediğini, sızıntı bile olmadığını bildirdiler.
8 METRELİK ZIRH
Uzmanlar, korumanın nasıl gerçekleştiğini ise şöyle anlattılar:
‘‘Binanın dışında, santralin kalbi dediğimiz bölüm, en az 3 metre kalınlığında bir çelik zırh içine alınır. Bu çelik zırhın dışında da özel bir karışımla yapılmış en az 5 metre kalınlığında beton zırh vardır. Santralin kalbi erise, yakıt çubukları parçalansa bile, dışarıya en küçük bir sızıntı olmaz. Her olasılığa karşı özel güvenlik önlemleri vardır. Santrallerde deprem algılayıcıları da bulunur. Bu algılayıcılar, en ufak sarsıntıda santrali devre dışı bırakır. Tüm işlemler otomatik olarak durur.’’
Nükleer fizik uzmanları, bir santralin ancak teorik olarak santralin zarar görebileceğini bunun da bir meteorun dünyaya çarpmsıyla eşdeğer olabileceğini açıkladılar.