Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2003 00:00
Bir sabah gazeteye gelip e-mail’lerime baktığımda, konusunda ‘‘Bize yardım edin’’ yazan bir mesaj gördüm. Bir anne baba, kızlarının 3 yıl önce bir cinayete kurban gittiÄŸini ve katilinin hálá bulunamadığını yazıyordu. YaÅŸadıklarını anlatırlarsa, belki de 3 yıl boyunca kızlarının cinayetiyle ilgili bilgisi olup da korkusundan susanlar insafa gelir, görgü tanıkları ortaya çıkar ve küçük de olsa bir ipucu verirler diye ümit ediyorlardı. Telefona sarılıp, Gülnur ve Nedim TuÄŸaltay çiftini aradım. Bir araya geldiÄŸimizde, olayı anlatmaya birinin gücü yetmiyordu. Anlatırken boÄŸazı düğümlenen, lafı ötekine devrediyordu. Ä°stanbul, Mecidiyeköy'de öldürülen kızları ÇaÄŸla TuÄŸaltay'ın nasıl öldürüldüğünün esrarı hálá çözülemedi. TuÄŸaltay Ailesi görgü tanıklarına sesleniyor ve ‘‘Bildiklerinizi anlatın’’ diyorlar.15 yaşındaki ÇaÄŸla TuÄŸaltay, 5 Haziran 2000 günü, her zaman olduÄŸu gibi okuldan evine 16.15'te gelmiÅŸ olmalıydı. Annesi Gülnur TuÄŸaltay okul dönüşü kızını karşılardı. Ancak o gün Gülnur Hanım'ın doktor randevusu vardı. Ä°ÅŸi uzadı, istediÄŸi saatte geri dönemedi. Kızının okuldan dönüp dönmediÄŸini kontrol etmek için saat tam 16.15'te evi aradı. Cevap alamadı. BeÅŸ dakikada bir aramaya devam etti. Saat 17.00'de iyice telaÅŸlanmıştı. EÅŸinin bitiÅŸikteki iÅŸyerine uÄŸradı ve bir kez daha aradı. Ne ev telefonu cevap veriyordu ne de ÇaÄŸla'nın okula götürmesi yasak olan, eve gelir gelmez açtığı cep telefonu. TuÄŸaltay çiftinin aklına evin anahtarını bıraktıkları komÅŸuları geldi. Aradılar, ÇaÄŸla'nın evde olup olmadığını kontrol etmesini rica ettiler. BeÅŸ dakika sonra tekrar aradıklarında, sadece çığlıklar duyuluyordu. ‘‘Gelin çabuk gelin, Nedim'i de al gel’’ feryatlarıyla telefon kapandı.HİÇBÄ°R DELÄ°L YOKApar topar eve gittiklerinde, apartmanın önünde telaÅŸlı bir kalabalık ve bir ekip arabası vardı. Kalabalığı yarıp apartmana girdiler. KomÅŸuları Gülnur Hanım'ı durdurdu. EÅŸi Nedim Bey'i ise ne komÅŸular ne de polis engelleyebildi. Evde onu bir felaket bekliyordu: ‘‘Daire kapısı sonuna kadar açıktı, ÇaÄŸla'nın çantası her zamanki gibi kapının yanındaydı. Anahtarlar da kenarında. AÄŸabeyinin odasına girdiÄŸimde, ÇaÄŸla kanlar içinde yatakta çapraz yatıyordu. Odadaki koca halı burulmuÅŸtu. ÇaÄŸla'nın bedeni yatakta, bacakları aÅŸağı sarkıyor, başı da duvara deÄŸmiÅŸ öylece duruyordu. EteÄŸi kaldırılmış ve külodu yatağın üzerindeydi. Baba olarak o an aklımdan sersemce ÅŸeyler geçti; polisler, gazeteciler gelecek, kızımı böyle görecek diye eteÄŸini indirdim, külodunu da üzerine koydum.’’Nedim Bey, evde, dokunmadık yer bırakmadığı için polisi katile götürebilecek delilleri yok etmiÅŸti. Cinayet Bürosu polisleri olay yerine geldiklerinde hiçbir iz bulamadılar. Tek umut mutfaktaki musluk bataryasıydı, zira katil bu musluÄŸun altında ellerini yıkamıştı. Lavabo hálá kanlıydı. Ama musluklarda parmak izi bulunamadı. Yanı başındaki bıçak seti incelendi, olayda kullanılmadığı anlaşıldı. ÇaÄŸla'nın vücudunda sperm de bulunamadı. Gülnur Hanım'a göre, evi o kadar sıklıkta telefonla arıyordu ki, katil bundan rahatsız olmuÅŸ, tecavüzü gerçekleÅŸtirememiÅŸti. ÇaÄŸla'nın kanından baÅŸka birine ait kan izi de yoktu. ÇaÄŸla'nın vücudunda hiçbir morluk ve darp izi yoktu. İç kanama geçirmemiÅŸti. Ölüm sebebi boyun ana damarının kesilmesiydi.KÄ°MSE ÇIÄžLIKLARI DUYMADI MI?ÇaÄŸla'nın öldürüldüğü dairenin alt katında oturan komÅŸunun kızı, o saatlerde babasına ‘‘BoÄŸuÅŸma sesleri duyuyorum. ÇaÄŸla ayyy diye bağırdı’’ demiÅŸ ama babası, ‘‘BoÅŸver abisi gelmiÅŸtir kavga ediyorlardır’’ diye karşılık vermiÅŸti. Bu komÅŸuları daha sonra TuÄŸaltay Ailesi ile hiç görüşmedi. Ä°fadeleri alındı ve serbest bırakıldılar. Aynı komÅŸuları kapının zil çalınarak deÄŸil, üç kere çevrilen anahtar sesiyle açıldığını da duymuÅŸlardı. ÇaÄŸla katille birlikte içeri girse çanta ve anahtarı kapının yanında o kadar muntazam durur muydu? Tanıdığı biriyle içeri girmesine de anne ve babası ihtimal vermiyor, zira kimseyle o yakınlıkta arkadaÅŸlık kurmadığını söylüyorlar. Gülnur Hanım'ın o saatlerde evde olmayacağını ÇaÄŸla, Nedim Bey ve anahtarlarının olduÄŸu komÅŸudan baÅŸka kimse bilmiyordu. Gülnur Hanım sabah kahvesi için komÅŸusuna gittiÄŸinde bahsetmiÅŸti doktora gideceÄŸinden. Olaydan sonra TuÄŸaltay Ailesi'ne, ÇaÄŸla'nın arkadaÅŸlarından baÅŸsaÄŸlığı mektupları geldi. Ama bu mektuplar onlara ulaÅŸmadan önce açılıp okunmuÅŸtu. Muntazam bir ÅŸekilde açılan mektupları kimin okuduÄŸu bir muamma. Bir baÅŸka kafa karıştıran olay da, ÇaÄŸla'nın ölümünden iki yıl sonra oldu. Nedim TuÄŸaltay'ın Antalya'da yaÅŸayan adaÅŸ kuzenine bir telefon geldi. Telefondaki ses, ‘‘ÇaÄŸla'nın babası sen misin?’’ diye sordu. Aldığı cevap, ‘‘Hayır, o benim kuzenim’’ olunca arayan kiÅŸi telefonu hemen kapattı. Kim, niye iki yıl sonra ÇaÄŸla'nın adını telaffuz ederek aramıştı?Ve tabii asıl sorulması gereken soru: Kim, niye 15 yaşındaki dünya güzeli bir kızı öldürmüştü? CÄ°NAYETTE CEVAPSIZ KALAN SORULARKatil Gülnur TuÄŸaltay'ın evde olmayacağını biliyor muydu?BoÄŸuÅŸma seslerini duyan komÅŸular varken, asansörü olmayan apartmanda telaÅŸla merdivenlerden indiÄŸi varsayılan katili kimse görmedi mi?ÇaÄŸla'nın öldürüldüğü yer evin giriÅŸteki soldan üçüncü odası. Katil ÇaÄŸla'yı niye oraya kadar götürdü?Kapı ve pencerelerde zorlama izi yok. Katil içeri nasıl girdi?Herkesin ürkekliÄŸiyle tanıdığı ÇaÄŸla, sadece tanıdıklarına kapıyı açardı. ÇaÄŸla, katilini tanıyor muydu?ÇaÄŸla'nın botları niye mutfakta bulaşık makinesinin yanında düzgün bir ÅŸekilde duruyordu?Ä°ki yıl sonra, ÇaÄŸla'nın adını vererek Ä°stanbul'daki Nedim TuÄŸaltay yerine, Antalya'daki Nedim TuÄŸaltay'ı arayan kimdi?TuÄŸaltay Ailesi'ne gelen mektupları kim açıp okumuÅŸtu?Â
button