Ertuğrul ÖZKÖK
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2002 02:06
"Musul ve Kerkük’ün petrol kaynaklarının ileriye yönelik kullanımında her türlü ihtimali düşünmek lazım. Bu bölge için herkesin senaryosu ve hayalleri olabilir."
Başbakan Abdullah Gül, dün sabah Dışişleri Konutu'nda gazetelerin genel yayın yönetmenlerine bir brifing verdi. Brifingin tek konusu vardı. Irak savaşı. Başbakan Abdullah Gül, gazete genel yayın yönetmenlerine Türkiye'nin Irak politikasını şöyle özetledi.
KERKÜK-MUSUL SENARYOMUZ VAR
ABD'lilerle yaptığınız görüşmelerde, onlara Kerkük ve Musul petrollerinden Türkiye'ye belli bir miktarda pay ayrılması yolunda bir görüş dile getirdiniz mi?
Gül Kerkük ve Musul'da büyük kaynaklar var. Bu kaynakların ileriye yönelik kullanılması elbette herkesin ilgiyle izlediği bir konudur. Böyle konularda her türlü ihtimali dikkate almak gerekir. Bölgeyle ilgili herkesin hayalleri vardır. Bölgeyle ilgili birçok senaryolar vardır. Bütün bunların masaya konduğu anlamına gelmez ama her tür senaryo düşünülebilir.
Bu sözlerinizden Türkiye'nin de böyle bir hayal egzersizi bulunduğu anlamı mı çıkıyor?
GÜL Her ülke gibi bizim de altına inemeyeceğimiz kırmızı bir çizgi vardır. Bu konuda bizim de senaryomuz vardır.
Wolfowitz, Sedat Ergin'e verdiği mülakatta Kerkük petrollerine kimse göz dikmesin dedi. Grossman'la yaptığınız görüşmelerde Kerkük, Musul meselesi gündeme geldi mi?
GÜL Biz Kuzey Irak'ın üniter yapısının korunmasını istiyoruz. Musul ve Kerkük'teki petrollerin, bu çerçeve içinde Irak halkının bütün unsurlarının faydalanacağı şekilde kullanılmasını savunuyoruz. Yani Arap, Türk ve Kürtlerin ortak yararlanmasını. Ama bu olmaz, orada bu petrollerin geleceğine yönelik yeni oluşumlar söz konusu olursa, elbette buna seyirci kalamayız. Bu konuda bizim de senaryomuz var.
TÜRKİYE'SİZ BİR SAVAŞA İLGİSİZ KALAMAYIZ
Yani, otonom bir bölge olursa bunun karşısında ne yapacağınızın senaryosu var mı?
GÜL Veya belli bir etnik yapılanmaya giderse.
Yani, şunu düşünebilir miyiz, Irak'ın üniter yapısı bozulursa Türkiye Mesul ve Kerkük üzerinde hak iddia eder.
GÜL Bizim politikamız şu, biz üniter Irak kalsın diyoruz, bunu temenni ediyoruz.
ABD ile yaptığınız görüşmelerde Saddam'ın işbaşında kalacağı bir barış ihtimalinden söz edildi mi?
GÜL Bu detaya girmedik.
ABD, ikinci BM kararını almayıp, Türkiyesiz bir savaşa girerse bu durumda Türkiye'nin durumu ne olur?
GÜL Bu bizi elbette ilgilendirecektir. Bizim de buna uygun senaryomuz var.
Barış çabanızı sürdürürken Irak'ın görüşünü aldınız mı? Irak'ı da barışa ikna etmek için çabalarınız olacak mı? Yoksa sadece Arap ülkeleriyle mi ilgili kalacak
GÜL Büyükelçimiz yeni gitti. Önümüzdeki günlerde bir bakan başkanlığında kuvvetli bir heyeti de Irak'a göndereceğiz.
KERKÜK VERİLİRSE BURDAN UÇAK KALKMAZ
Siz, Musul ve Kerkük Kürtlere verilirse, Kürt devleti kurulursa, buradan bir asker geçiremezsiniz, bir uçak kaldıramazsınız dediniz mi?
GÜL Elbette başından beri söylediğimiz şey bu. Biz savaşı önleyemezsek elbette ilgisiz kalamayız. Biz Yunanistan değiliz. Biz hükümet, Genelkurmay ve ekonomik olarak bir ‘‘task force’’ (özel çalışma ekibi) kurduk. Bu paralel gidiyor. Şu kadar para istiyoruz diye bir şey konuşmadık. Biz işin yöntemini konuşuyoruz. İşin boyutuna göre ‘‘flexible’’ (esnek) ve ‘‘adaptable’’ (uyarlanabilir) bir yöntem izliyoruz.
4 NOKTADAN MALİYET HESABI
Bu savaşın Türkiye'ye maliyet hesabı yapıldı mı?
EKONOMİ BAKANI ALİ BABACAN Biz hesabımızı yaparken dört noktadan hareket ediyoruz. Bir, Gayrisafi Milli Hasıla'ya olan etkisi. İki, bütçe üzerindeki etkisi. Üç, cari işlemler dengesi, yani döviz üzerindeki etkisi. Dört, dış borçlar üzerindeki etkisi. Burada iyimser ve karamsar senaryolar var. ABD'de de kendi senaryolarını yapamıyor, ABD'de de muhtemel bir savaşla ilgili 100 milyar dolarla, 2 trilyon dolar arasında bir maliyet hesabı yelpazesine sahip. ABD bu tür operasyonlarda girişte yaptığı hesabın 10 katı maliyet çıkmış.
GÜL Şu olaylar olmasaydı sınır ticaretini açacaktık.
Türkiye'nin bu işleri zora sokması, böyle davranması Saddam üzerindeki caydırıcılığı azaltmıyor mu?
GÜL İyi bir noktaya temas ettiniz.
Caydırıcılığınız nereye yönelik, Saddam'a mı, yoksa Bush'a mı?
GÜL Bu savaşın hangi boyutlara ulaşacağını bilemeyiz.
Ama önümüzde 1991 örneği var ve Sırbistan örneği var. 91'de bombaladı ve savaşı kazandı. Sırbistan'da ise bombaladı bombaladı ve Miloseviç'i alıp götürdü.
ABD'NİN VURUŞ KABİLİYETİ GELİŞTİ
GÜL Bunu biz de düşünüyoruz. Son 10 yılda ABD'nin nokta vuruş kabiliyeti çok fazla gelişti. Yani bu iş Körfez Savaşı'ndaki gibi de olmayabilir.
Bu bilgileri nereden aldınız? Amerikalılar mı verdi?
GÜL Hayır, Newsweek'te, Time'da okudum.
Hazırlık ne safhada. Gidecek askerin hukuki statüsü bile konuşuluyor. Nedir bu?
ABD İMZALASAYDI KEŞİF BAŞLAYACAKTI
GÜL Biz keşiflere izin verdik. Biz evet dedik ama, başlamadı. Yaptığımız bir ‘‘memorandum of understanding’’ (anlayış mutabakatı) var. Biz tamam dedik. Ama Amerikalılar bunu imzalamadılar. İşte burada bazı hukuki sorunlar var. Mesela İncirlik'ten Diyarbakır'a giden Amerikalı bir subay kaza yaparsa hangi hukuka tabii olacak? Türk mü, yoksa Amerikan mı?
DIŞİŞLERİ TEMSİLCİSİ Onlar NATO çerçevesinde olsun diyor. Ama bize göre bu konuda bir NATO kararı veya mutabakatı olmadığı için, bunun ikili ilişki çerçevesinde ele alınıp, yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
Keşfe katılacak Amerikalı sayısı ne kadar?
DIŞİŞLERİ TEMSİLCİSİ 150 kişi kadar. Biz buna ‘‘modus operandi’’ (icra mutabakatı) diyoruz. Amerikalılar imzalasalardı, keşif çalışmaları geçen cuma günü başlayacaktı.
Tarihi hassasiyet yüzünden İngilizlere izin vermedik
İngiliz askerini bölgeye sokmamamızın nedeni tarihi hassasiyetlerden mi?
GÜL Başta böyle bir istek
söz konusu oldu. Ama sonra bu mesele kapandı. Herhalde İngiliz askeri konusundaki tarihi hassasiyetimizi algılamış bulundular.
Geçen haftaki savaş haberleri ekonomiyi etkiledi
Geçen hafta bir savaş rüzgárı esti. Bu Türkiye'nin ekonomik bazı göstergelerini de olumsuz etkiledi. ABD de kesin kararını vermedi. Olayın biz aktif tarafı olmuşuz gibi bir hava çıktı. Böyle bir şey yok. Ekonomik kararları kesinlikle devam ettireceğiz.
GÖRÜŞMEDEN
O halkına zulüm eden bir diktatör
Peki, Irak'la ilgili görüşünüz nedir. Saddam'ı nasıl değerlendiriyorsunuz?
GÜL Ben bu konudaki görüşlerimi eskiden de söyledim. Başbakan olmadan da söyledim, başbakan olduktan sonra da söyledim. Irak'ta 10 yıllık acımasız bir diktatörlük var. Onun kendi halkına yaptığı zulüm de hálá hafızalarımızda. Elinde kitle imha silahları bulunuyor ve geçmişte bunu kendi halkına karşı kullandığını bile gördük. İran'la savaşa girdi. 1 milyon insan öldü, bunlar bu bölgenin insanları. İran-Irak savaşından önce Irak'ta fert başına düşen gelir 9 bin dolardı. Halkının refahına harcayacağı parayı savaşa harcadı. O açıdan Irak yönetiminin üzerine düşen görev var.
Irak otoriter de Suriye, İran, Suudi Arabistan rejimi otoriter değil mi? Bu öngörüşünüz onlar için de geçerli değil mi?
GÜL Yabancı güçlerin bu bölgeye getirilmesine Irak yol açtı. Ben meseleye o açıdan bakıyorum. Doğru, bölgedeki rejimlerin durumu ortada. Ama bu rejimlerin değiştirilmesi bizim görevimiz değil.
K. Irak’ta De Facto (fiili) durumumuz var
Kuzey Irak'ta kaç askerimiz var?
GÜL Müsaade ederseniz buna cevap vermeyeyim. Ancak şunu söyleyebilirim: Bugün Kuzey Irak'ta ‘‘De facto’’ bir durumumuz vardır. Kararımız yapılacak anlaşmaya uygun olacak. Ancak peşinen teslimiyetçi olmayız. Rüzgára kapılmış bir ülke olamayız. Olaya sadece ABD açısından değil, bizim açımızdan da bakmak lazım.
MGK kararına ABD tepkisi ne oldu?
GÜL Olaya bir yerde ABD çıkarları ile Türk çıkarlarının birleştiği noktadan bakmak lazım. Ben bu iki menfaatin ‘‘optimal’’ (en yararlı) bir noktada buluşacağına inanıyorum. Biz geleli daha bir ay oldu. Dosyaları yeni açtık. ABD 50 ülke ile görüşüyor. Hiçbirinden bu kadar acil bir şey beklemiyor. Bizden niye bekliyor?
Kuzey Irak'a Türk gazetecileri sokulmuyor. Öteki ülkelerin gazetecileri giriyor. Buna bir çare bulunamaz mı?
DIŞİŞLERİ TEMSİLCİSİ Genelkurmay güvenlik nedenleriyle burayı kapalı tutuyor. Ama bize göre de Türk gazetecilerinin girmesi gibi bir ihtiyaç var.
Meclis’te kapalı oturum yapacağız
ABD Dışişleri Bakanı Powell görüşmelerde ‘‘Kararınızı bir an önce verin, yoksa dostluğumuz zedelenecek’’ dedi mi?
GÜL Tabii kararı bir an önce verin diyorlar. Biz de daha siz kararınızı vermediniz. Neden bizden acale karar bekliyorsunuz, diyoruz. Türkiye açık bir toplum. TBBM'nin bilgilendirilmesi zorunludur. Bu amaçla önümüzdeki günlerde TBMM'de kapalı oturum yapacağız.
DIŞİŞLERİ TEMSİLCİSİ Ben Dışişleri Bakanımız ile yaptığı görüşmenin zabıtlarını okudum. Çok nazik ve zarif bir konuşma olmuş.
ABD, bizsiz bir savaşa girerse bu vazo çatlamaz mı? Çünkü Amerikalılar duygusal insanlar. Dostluk zedelenmez mi?
ABD'Yİ KÜSTÜRMEYİZ
GÜL Sorunuz çok doğru. Maalesef bu konuda ‘‘früstürasyon’’ (takıntı) var. Biz işte bu vazoyu kırmadan işi götürmeye çalışıyoruz. Dediğim gibi bizim de halkımız, meclisimiz var. Ama Amerika'yı küstürmeyiz.
Evet, biz de varız dediğiniz takdirde Meclis'i ikna edebilecek misiniz?
GÜL Biz, bu olayın şu kadarında varız dersek, Meclis'e gideceğiz. Bu Meclis'in insanları vatanseverdir. Elbette Türkiye'nin yararına olacak bir karara ikna olurlar. Ama olmazsa da yapacağımız bir şey yok.