Esra ÜLKAR
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2015 01:09
YARDIMCI Doç. Dr. Çiğdem Yalçın, atomaltı parçacık fiziğinde çığır açan ‘Quark’ları keşfedince ‘Quark’ların babası’ olarak tanınan, ünlü Santa Fe Enstitü’nün kurucularından 1969 Nobel Fizik Ödüllü Prof. Dr. Murray Gell-Mann ve karmaşık sistemler alanındaki önemli bilimsel çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Alberto Robledo ile birlikte çalışma yaptı.
Ortak makaleleri, ABD Bilim Derneği’nin dünyanın en fazla referans verilen dergisi ‘Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America’da (PNAS) 30 Eylül 2014 günü yayımlandı.
Bu çalışmayla, İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümü tarihinde Prof. Dr. Fikret Kortel’in, 1932 Nobel Fizik Ödüllü Werner Heisenberg ile 1955 yılında yazdığı makaleden sonra ilk kez bir öğretim üyesi Nobel Ödüllü fizikçiyle ortak makaleye imza atmış oldu. Yrd. Doç. Dr. Yalçın, Hürriyet’e konuştu:
Aile ve eğitim hayatınızdan bahseder misiniz?
Orta gelirli bir ailenin çocuğuyum. Liseyi Fatih Vatan Lisesi’nde okudum. 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü’nü bitirdim. Orada 2005’te yüksek lisans ve 2010’da doktora derecemi aldım. Aynı yıllarda Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Bilimleri’nden tezsiz yüksek lisans ve Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nden de lisans diploması aldım.
FİZİKTEN SINIFTA KALDIM
Fizik alanına ilginiz nasıl başladı?
Lisede fizik dersinden tüm sınıf olarak kalınca fiziğe merakım birden arttı ve sonrasında kendimi fizik dünyası içinde buldum.
Prof. Dr. Murray Gell-Mann ile tanışmanızı anlatır mısınız?
Doktora çalışmamı Prof. Dr. K. Gediz Akdeniz (İstanbul Üniversitesi) ve Prof. Dr. Yani Skarlatos’un (Boğaziçi Üniversitesi) danışmanlığında ‘kaotik sistemler ve karmaşıklık’ konusunda yaptım. Atomaltı parçacık fiziğinde çığır açan ‘Quark Modeli’nin öncüsü ve ‘Quark’ların babası’ olarak bilinen 1969 Nobel Fizik Ödüllü Prof. Dr. Murray Gell-Mann ile Singapur’da bir konferansta tanışma ve doktora çalışmamı sunma fırsatı buldum. Murray Gell-Mann da dünyada çok önem kazanan ‘kaos ve karmaşıklık’ üzerine çalışmaya başlamıştı. Daha sonra beni ortak çalışmalarda bulunmak üzere Santa Fe Enstitüsü’ne davet etti.
Makalenizin konusu nedir?
Bilindiği gibi ‘kaotik ve karmaşık sistemler’ üzerine istatistik mekanik çalışmalar yapmak ve öngörülerde bulunmak mümkün olmuyor. Biz Prof. Dr. Murray Gell-Mann ve Prof. Dr. Alberto Robledo (Mexico city Üniversitesi) ile ‘kaotik ve karmaşık sistemler’ için önerilen ‘q-istatistik yöntemlerin deprem, güneş lekeleri ve finans gibi sistemlerdeki ortak gizemini’ araştırdık.
Çalışma süreciniz nasıldı?
Oldukça yoğun ve stresli geçti. Bir yandan da Londra Queen Mary Üniversitesi’nde Prof. Dr. Christian Beck ile ‘iklim değişimi ve yüksek enerji fiziğinde süperistatistik’ çalışmalarımız devam etti.
ÇOK BÜYÜK SORUMLULUK
Nobel ödüllü bir fizikçiyle ortak makale hayatınızda neleri değiştirecek?
Murray Gell-Mann’ın ‘Quark Model’ ile atomaltı fiziğine yeni bir paradigma getirdiği ve şimdi de ‘Yeni Fizik’te bir paradigmanın peşinde olduğu biliniyor. Tabii ki onun gibi biriyle çalışmak hem müthiş gurur veriyor hem de bilim dünyasında çok büyük sorumluluklar getiriyor.
Ayrıca Türkiye’de benim bildiğim
kadarıyla bir Nobel ödüllüyle makale yapan ilk Türk bilim kadını olmanın ağır yükünü de omuzlarımda hissediyorum.
Bu çalışmanın üniversitenize ne gibi katkıları olacağını düşünüyorsunuz?
İstanbul Üniversitemizin hem tarihiyle hem de Feza Gürsey, Fikret Kortel gibi ünlü fizikçileriyle fizik dünyasında önemi biliniyor. Ben de bu çalışmamla üniversitemizin fizik dünyasındaki ününe bir nebze katkıda bulunabilmiş isem ne mutlu bana…
Türkiye’de akademik kariyer yapmak zor. Hedefe ulaşmak için neler yapmak gerekiyor?
Haklısınız. Türkiye’de bunun üstesinden gelebilmek için özellikle fizik alanında iyi bir eğitimden geçmiş olmanın yanı sıra önemli bilim merkezlerinde, güncel konularda ve önemli bilim insanlarıyla çalışmak çok önemli. Ben bu konuda İstanbul Üniversiteli olmaktan ve hem danışmanlarım K.Gediz Akdeniz, Yani Skarlatos hem de şu anda çalışmakta olduğum Murray Gell-Mann, Alberto Robledo ve Christian Beck’ten dolayı çok şanslıyım.