Niyazi Bey, ‘çalıştı, hak etti’
Güncelleme Tarihi:
<B> Orhan SAAT</B>
Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2002 14:57
Niyazi Manav, 40 yıl önce Kimya Mühendisi olmak için İstanbul'a geldi ancak bu mesleği yapamayacağını anlayınca bir lokanta açtı. Beş restorandan oluşan küçük bir zincir haline gelen Niyazibey Restoranları geçtiğimiz günlerde, kendi sektörü için çok zor bir başarı olan 'ISO 9002 Kalite Belgesi'ni almaya hak kazandı. İşte Sivas'tan İstanbul'a uzanan bir başarı öyküsü.
Niyazi Manav'ın sahibi olduğu Niyazibey Restoranlar Zinciri geçtiğimiz günlerde çok zor bir sektörde ISO 9002 Kalite Belgesi'ni almaya hak kazandı.
Manav, kalite belgesine ulaşmalarını, ‘‘Çalıştık hakettik‘‘ diye açıklıyor. Hikayesi, 1941'de, Sivas'ta başlıyor. Yaz tatillerine, Sivas lokantalarının yemek kokusu hakim olmuş. Bulaşık yıkamış, soğan doğramış, masaları silmiş, servis yapmış.
Galatasaray Mühendislik Yüksek Okulu Kimya Bölümü'nde okumak için İstanbul'a gelmiş. Beyoğlunda Kebapçı İskender'in yeğeni Selahattin Usta'yla tanışmış. Ustası ona İskender Kebap'ın simyasını öğretmiş. Okulu bitirince, diplomalı mesleğinin peşinden sürüklenip, Otosan'da Kimya Mühendisi çalışmaya başlamış. Ancak sevmemiş. 1965 yılında, Aksaray'da ilk kebapçı dükkanını açmış. O küçük dükkandan bugün tescilli bir marka haline gelen Niyazibey Restoranlar Zinciri doğmuş.
Kanav, başarıya 'temizlik ve titizlik' sayesinde ulaştığını söylüyor: ‘‘Titiz olduğum için önceleri kimse bana şatış yapmak istemiyordu. Özellikle et konusundaki hassasiyetim en üst düzeydeydi. Sonunda satıcılar isteklerimi kabul ettiler. Bize mal satmaya çalışanlar önceleri kaçtılar ancak bizim uygulamalarımız bir süre sonra onların müşterilerinin artmasını sağladı. Şimdi herkez memnun.‘‘
Kadıkoy, Üsküdar, Feneyolu, Maltepe ve Sivas'taki beş şube arasında koordinasyonu sağlayan Niyazi Manav, ISO belgesine ulaşmasına büyük katkıda bulunan prensiplerini şöyle sıralıyor:
‘‘Her sabah 08.30'da işimin başındayım. Kahvaltı ve öğle yemeğini personelle yerim. Haftada iki kez tırnak kontrolü yaparım. Her sabah mesai başlamadan, tüm personel ellerini yıkar ve dezenfekte eder. Yoğun iş temposunda, özellikle ter kokusuna karsı mutlaka dedorant kullanmalarını isterim. İşe yeni başlayan her elemanıma bir diş fırçası ve macunu hediye ederim. Bu bizde gelenektir.‘‘
Kalite belgesi almak için başvurunca servisten kebab sunumuna kadar bir çok konuda eğitim alarak bilgilerini yenilediklerini anlatıyor Niyazi Bey:
‘‘Şimdi benim bulaşıkçım, bakterilerin nasıl ortamlarda çoğaldıklarını ve ne zararlar verdikleri biliyor. Daha titiz çalışıyor. Alınan eğitim son derece faydalı. Eğitim programlarını her yıl kış aylarında tekrarlayacağız.‘‘
ASKER GİBİ YEMİN EDİYORLAR
Niyazi Bey Restoranları'nda, askeriyede oldugu gibi işe yeni başlayan personel için yemin töreni düzenleniyor. Masaların üzerine bayrak seriliyor. Kuran'ı Kerim konuluyor. Niyazi Manav söylüyor, personel tekrarlıyor:
‘‘Yemediğimi başkalarına yedirmeyeceğime, bozuk gıda satmayacağıma, halkın sağlığını her şeyin üzerinde tutacağıma, mesleğin saygınlığını koruyacağıma, emrimde çalışanlara sevgi saygı ile yaklaşarak, onlara mesleğin her türlü inceliklerini öğreteceğime şerefim ve namusum üzerine and içerim.‘‘
Manav, kalite belgesine ulaşmalarını, ‘‘Çalıştık hakettik‘‘ diye açıklıyor. Hikayesi, 1941'de, Sivas'ta başlıyor. Yaz tatillerine, Sivas lokantalarının yemek kokusu hakim olmuş. Bulaşık yıkamış, soğan doğramış, masaları silmiş, servis yapmış.
Galatasaray Mühendislik Yüksek Okulu Kimya Bölümü'nde okumak için İstanbul'a gelmiş. Beyoğlunda Kebapçı İskender'in yeğeni Selahattin Usta'yla tanışmış. Ustası ona İskender Kebap'ın simyasını öğretmiş. Okulu bitirince, diplomalı mesleğinin peşinden sürüklenip, Otosan'da Kimya Mühendisi çalışmaya başlamış. Ancak sevmemiş. 1965 yılında, Aksaray'da ilk kebapçı dükkanını açmış. O küçük dükkandan bugün tescilli bir marka haline gelen Niyazibey Restoranlar Zinciri doğmuş.
Kanav, başarıya 'temizlik ve titizlik' sayesinde ulaştığını söylüyor: ‘‘Titiz olduğum için önceleri kimse bana şatış yapmak istemiyordu. Özellikle et konusundaki hassasiyetim en üst düzeydeydi. Sonunda satıcılar isteklerimi kabul ettiler. Bize mal satmaya çalışanlar önceleri kaçtılar ancak bizim uygulamalarımız bir süre sonra onların müşterilerinin artmasını sağladı. Şimdi herkez memnun.‘‘
Kadıkoy, Üsküdar, Feneyolu, Maltepe ve Sivas'taki beş şube arasında koordinasyonu sağlayan Niyazi Manav, ISO belgesine ulaşmasına büyük katkıda bulunan prensiplerini şöyle sıralıyor:
‘‘Her sabah 08.30'da işimin başındayım. Kahvaltı ve öğle yemeğini personelle yerim. Haftada iki kez tırnak kontrolü yaparım. Her sabah mesai başlamadan, tüm personel ellerini yıkar ve dezenfekte eder. Yoğun iş temposunda, özellikle ter kokusuna karsı mutlaka dedorant kullanmalarını isterim. İşe yeni başlayan her elemanıma bir diş fırçası ve macunu hediye ederim. Bu bizde gelenektir.‘‘
Kalite belgesi almak için başvurunca servisten kebab sunumuna kadar bir çok konuda eğitim alarak bilgilerini yenilediklerini anlatıyor Niyazi Bey:
‘‘Şimdi benim bulaşıkçım, bakterilerin nasıl ortamlarda çoğaldıklarını ve ne zararlar verdikleri biliyor. Daha titiz çalışıyor. Alınan eğitim son derece faydalı. Eğitim programlarını her yıl kış aylarında tekrarlayacağız.‘‘
ASKER GİBİ YEMİN EDİYORLAR
Niyazi Bey Restoranları'nda, askeriyede oldugu gibi işe yeni başlayan personel için yemin töreni düzenleniyor. Masaların üzerine bayrak seriliyor. Kuran'ı Kerim konuluyor. Niyazi Manav söylüyor, personel tekrarlıyor:
‘‘Yemediğimi başkalarına yedirmeyeceğime, bozuk gıda satmayacağıma, halkın sağlığını her şeyin üzerinde tutacağıma, mesleğin saygınlığını koruyacağıma, emrimde çalışanlara sevgi saygı ile yaklaşarak, onlara mesleğin her türlü inceliklerini öğreteceğime şerefim ve namusum üzerine and içerim.‘‘