Güncelleme Tarihi:
Duruşmada sanıklar suçlamaları kabul etmezken, mahkeme bir tutuklu sanığın tahliyesine karar verdi.
Nişantaşı Valikonağı Caddesi’nde 24 Aralık 2014’te ünlü mafya babası Sedat Şahin’in kardeşi Vedat Şahin ve şoförü Ferdi Topal’ın öldürülmesine ilişkin 11 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.
İstanbul 11’inci ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada tutuklu sanıklar Nesim Denizci, İlhan Kurt, Hasan Erdem, Hurşit Aydın, Yaşar Sarar, Mert Genç ve tutuksuz sanıklar Türker Aydoğdu ve Ahmet Tekin ile avukatları hazır bulundu. Şikayetçi taraftan hiç kimse duruşmaya katılmazken sanıklar Yakup Kerem Saral, Ender Doğan ve Özkan Korkut firari olduğu öğrenildi.
SANIKLAR DURUŞMA SALONUNDA ÇELİK YELEKLE OTURDU
Yoğun güvenlik önleminin alındığı davada, tutuklu sanıklar ve cezaevi askerinin çelik yelekle duruşma salonunda oturması dikkat çekti. İddianamenin okunmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Sanıklar haklarındaki suçlamaları reddederek masum olduklarını söylediler.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık İlhan Kurt, yaklaşık 8 aydır firari sanık Ender Doğan’ın yanında çalıştığını ve bu olayda kendisinin yem olarak kullanıldığını söyledi. Sanık Kurt’un ifadesi esnasında çok stresli ve heyecanlı olduğunu belirtmesi üzerine mahkeme başkanı sakin olmasını ve ceketinin düğmesini açabileceğini, diğer tutuklu sanıklara da isterlerse çelik yeleklerini çıkarabileceklerini söyledi.
“BİLSEYDİM İSTANBUL’DA DURMAZDIM”
Mahkeme başkanının bu sözü üzerine tutuklu sanıklar çelik yeleklerini çıkartırken sanık Kurt ifadesine devam etti. Kurt ifadesinde, “Ailemin yanımda yemek yerken özel harekât polisleriyle operasyon yapıldı. Suçsuzum demiyorum ama tamamıyla kullanıldığımı düşünüyorum. Ben bu işin böyle olacağını bilseydim İstanbul’da 1 saniye bile durmazdım” dedi.
“SARALLAR’DAN ŞİKAYETÇİYİM”
“Olay gecesi ben, Sarallar’ın yeğeni diye bildiğim Süleyman isimli biri, Özkan Korkut ve Ender Doğan aynı araçtaydık” diyen sanık Kurt, “Yapılan planlardan haberim yoktu. Birden ortalık karışınca Süleyman sağ arka camdan dışarı doğru, ben ise kapalı olan sağ ön camdan ateş ettim. Kimseyi hedef almadım ve öldürme kastım yoktu. Panik ortamı olunca 2-3 el ateş ettim. Sonra Mecidiyeköy’e doğru gittik, ben araçtan indim ve ruhsatsız silahımı aracın içine attım. Özkan Korkut’a Bursa’ya gitmek istediğimi söyledim. Telefonumu kırmamı söyledi. Dediğini yapıp Bursa’ya gittim. Yakup Kerem Saral, Özkan Korkut ve Süleyman’dan şikayetçiyim. Ben 4 aydır cezaevinde yatıyorum, onların nerede oldukları belli değil” dedi.
Tutuklu sanıklardan Nesim Denizci, Vedat Şahin’e saldırı için Nişantaşı’nda tutulduğu öne sürülen dairenin kira sözleşmesinin kendisi üzerine olduğunu ancak evin kiralanmasının nedeninin bu olmadığını savundu. Sanık Denizci, Türkiye’nin sayılı prodüksiyon şirketlerinden birinde görüntü teknisyeni olarak çalışırken olay nedeniyle işini kaybederek cezaevine girdiğini belirtti. Telefon görüşmeleriyle bir ilgisi olmadığını öne süren sanık Denizci, emniyette baskı yapıldığını ileri sürdü. Denizci, “Bana ‘senin diğerleriyle alakan yok, seni kurtarırız, ifadeyi kabul et’ dediler. ‘Sigarayı bıraktım’ şeklinde mesaj atılan hattı kullandığımı kabul etmem istendi. O hat bana ait değil” dedi.
“KIZLARA DÜŞKÜN OLDUĞUMDAN O EVİ KULLANIYORDUM”
Sanıklardan Özkan Korkut’un bir ev kiralamak istediğini ancak infazı nedeniyle sorun olacağını söylemesi üzerine kira sözleşmesini ve faturaları kendi üzerine düzenlettiğini belirten sanık Denizci, “Özkan Korkut’un tuttuğu evin sözleşmesini ben imzaladım. Ben kızlara fazla düşkün biriyim. Sürekli otele para bayılmamak için sanık Özkan Korkut’un kirasına destek oluyordum” dedi. Emniyetteki ifadesinde kabul ettiği telefon görüşmeleri ve sanıklarla buluşma ifadelerini reddeden Denizci, suçsuz olduğunu ve saldırıyla bir ilişkisinin olmadığını belirterek, tahliyesini talep etti.
“UTANDIĞIMDAN SAHTE KİMLİK ÇIKARTTIM”
Döviz bürosu sahibi olduğunu belirten tutuklu sanık Hurşit Aydın, Sarallar’ı tanımadığını belirterek, “Diğer sanıkları ilk kez Organize Şube’de gördüm. Polisler, döviz büromun bulunduğu yerde ne kadar esnaf varsa getirip benim çetemin üyesi olduğunu söylediler. Ben 17 yaşımdan beri silah taşırım, 5 kez yakalatmışlığım var. Uyuşturucudan sabıkam var bu yüzden polis ailemin kimlik kontrolü yaparken beni detaylı arıyordu. Bu yüzden sahte kimlik çıkardım” diye konuştu.
“BİR SÜRÜ İŞLETMEM VARKEN BU OLAYA NEDEN GİREYİM”
İş adamı olduğunu ve birçok yerde işletmesinin bulunduğunu belirten tutuklu sanık Hasan Erdem ise, “Böyle bir konumda olup bu tür işlere girmem. Sanık Yakup Kerem Saral’ı tanırım, kendisi benim küçüğümdür. İşletmelerime gelir gider. Olayla bir ilgim yoktur, tahliyemi istiyorum” ifadelerini kullandı.
“TEK SUÇUM YAKUP KEREM SARAL’I TANIMAK”
Tutuklu sanık Yaşar Sarar, mahkeme başkanının, Yakup Kerem Saral ile otelde neden bir araya geldiklerini sorusuna, “Benim Alman vatandaşlığımda var. Her 6 ayda bir gider gelirim, yoksa oturumum iptal olur. Almanya’da kumar aletleri imalatı üzerine şirketim var. Gürcistan’daki kumarhanedeki aletleri görmek, onlarla bu konuda ticaret yapabilmek için orada bulundum. Yakup Kerem Saral ile orada karşılaştık. Benim bu tarz şeylerle işim olmaz. Tek suçum Yakup Kerem Saral’ı tanımak olduğunu düşünüyorum. 6 aydır nedenini bilmeden cezaevinde yatıyorum” yanıtını verdi.
1 TUTUKLU SANIK TAHLİYE EDİLDİ
Sanıkların savunmaları ve avukatlarının beyanlarının ardından mahkeme ara kararını açıkladı. yaklaşık 8 saat süren duruşmada mahkeme heyeti, tutuklu sanık Yaşar Sarar’ın tahliyesine karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Nişantaşı'nda suç örgütü lideri olduğu öne sürülen Sedat Şahin'in kardeşi Vedat Şahin ile iki koruması uzun namlulu silahlarla saldırıya uğramıştı. Saldırıda Vedat Şahin ve Ferdi Topal ölürken, Evren Aydın yaralanmıştı. Soruşturma sırasında 8 kişi tutuklanmış, aralarında Yakup Kerem Saral’ın da bulunduğu 3 kişi hakkında da firari oldukları için yakalama kararı çıkarılmıştı. İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturma sonunda 11 kişi hakkında "Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma, silahlı örgüte üye olma, tasarlayarak ve kan gütme saiki ile iki kişiyi öldürme, tasarlayarak ve kan gütme saiki ile bir kişiyi öldürmeye teşebbüs" suçlamalarıyla dava açıldı.
İddianamede örgüt yöneticisi olarak geçen Yakup Kerem Saral ve 5 örgüt üyesi hakkında 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 16 yıldan 29 yıla kadar hapis talep ediliyor. Diğer örgüt üyesi 5 kişi hakkında ise 47 yıldan 65 yıla kadar hapis isteniyor.