Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin ilk Kültür Bakanı Talat Halman anılarını Hürriyet'e anlattı.
Talat S. Halman, Atatürk'ün İhtiyat Filosu Komutanı Tümamiral Sait Halman'ın oğlu. 7 Temmuz 1931'de Kadıköy Şefikbey sokak 13 numarada doğdu ama, çocukluğunun büyük bir bölümünü Gölcük'te geçirdi. Sonra ver elini Amerika... Anne ve babası Trabzonlu olduğundan kendisini de Karadenizli kabul ederek ‘‘Bir dostu gıllıgışsız sever ve över Lazlar’’ der.
TÜNEL HESABI
- Mahir Çayan ve arkadaşlarının hapishaneden tünel kazarak kaçtıkları haberi Bakanlar Kurulu toplantı halindeyken geldi. Sadi Koçaş olayı anlattıktan sonra Başbakan hemen kabinedeki iki mühendis bakandan böyle bir tünelin yapılmasının ne kadar zaman alacağını hesaplamalarını istedi. Bir süre sonra mühendis bakanlanrdan biri 8.5 saat, öteki ise 27 gün dedi. O kadar gülünç bir durumdu ki, arada dağlar kadar fark var. Başbakan Erim toplantı sonunda ‘‘Bu konuyu görüştüğümüzü açıklamayacağız. Bu toplantının konusu Türkiye'nin iktisadi durumu hakkındaydı diye demeç vereceğiz’’ dedi. Bir devlet adamının kasten, sözüm ona memleket menfaati için basını ve kamuoyonu bile bile aldattığını ilk olarak orada bütün çıplaklığıyla gördüm. Rahmetli Nihat Erim, o dönemde birçok arkadaşına başlangıçta çok destek verdi, fakat sonra sırt çevirdi, çoğumuzu harcamaya çalıştı, çok haşin davrandı. Nihat Erim çoğumuz için hayal kırıklığı oldu, bizi topluca aldattı.
KOMÜNİST TİYATROCU
Uzaktan dev gördüklerimiz yakınlarına gidince ne kadar cüce kalıyorlar.
- İlk Devlet Kültür Ödülü'nün Muhsin Ertuğrul'a verilmesini Başbakan Erim'e ilettiğimde gözleri parlayarak ‘‘Çok iyi düşünmüşsünüz, ben de kendisine hayranım, üstelik yakın dostumdur’’ dedi. İstanbul'daki törende belki de siyasi hayatının en güzel irticali konuşmasını yaparak bu ödülü kendi eliyle verdi. Üç gün sonra Ankara'da beni odasına çağırarak ‘‘Muhsin Ertuğrul'a bu ödül verilmemeliydi’’ demez mi... Şaşkınlık içinde kendisine önceki konuşmalarımızı hatırlatınca ‘‘Tamam ama, Genelkurmay Başkanı Memduh paşa çok kızmış. Bir daha böyle şeyler yapmayalım’’ dedi. İki gün sonra yine çağırdı, baktım yine öfke içinde. Önünde Nihal Adsız'ın çıkardığı Devlet dergisi duruyor. Adsız başyazısında ‘‘Bu kızıl komüniste devlet nasıl kültür ödülü verir’’ diyor. Nihal Adsız'ın kimliğini hatırlattığımda Erim'den ‘‘Olsun. biz böyle eleştirilere hedef olmamalıyız, bunlar iyi şeyler değil’’ cevabını aldım.
TAĞMAÇ'IN CEVABI
Durun durun, daha neler duyacaksınız, neler...
- Bakan olduktan bir hafta sonra Başbakan Erim, bana Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'ın ziyaretine gitmemin yerinde olacağını söyledi. Ben de randevu alıp gittim. Rahmetli Tağmaç efendi, kibar bir adam ama, gayet soğuktu. ‘‘Neler yapmayı düşünüyorsunuz?’’ diye sordu. Ben de büyük bir samimiyetle yapacağımız şeyleri söyledim, bu arada Devlet Tiyatro, Opera ve Balesi'nin birçok temsillerinin Anadolu'da görev yapan Silahlı Kuvvetler birliklerine sunmak istediğimizi söyleyerek ‘‘Zannederim Silahlı Kuvvetlerimize de kültür bakımından çok yararlı olur’’ diye ekledim. Tağmaç şöyle gözümün içine bakarak donuk bir ifadeyle ‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kültüre ihtiyacı yoktur’’ dedi.
Vallahi altı ay iyi dayanmış Talat bey.
- Yener bey, Kültür Bakanlığı'ndan ayrılmamın trajikomik sebeplerinden birisi de Cevdet Sunay'dır. Bir gün Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Cihat Alpan paşa bana telefon etti. Ezile büzüle bir konuyu aktaracağını zarif bir biçimde söyleyerek ‘‘Cumhurbaşkanlığının bahçıvanı yaş haddini doldurduğu için emekli oldu. Sunay paşa kendisini çok sever. Duyduk ki Devlet Opera ve Balesi'nde bir marangozluk kadrosu münhalmiş. Bu zatı o kadroya tayin etmenizi istiyor Cumhurbaşkanımız’’ dedi. Elbette yapmadım. Sonra bana ‘‘Bu tayini yapmadığınız için Cumhurbaşkanı çok üzüldü, çok kızdı’’ dedi.
TORPİLLİ SOLİST
İkinci olay da şöyle oldu. Bakanlıktan ayrılmamdan üç hafta önce Nihat Erim telefonla arayıp ‘‘Biliyorsunuz ben iltimastan, adam kayırmaktan asla hoşlanmam. Ama çok güvendiğim birisini tavsiye etmek için sizi arıyorum. Eşimin bir çocukluk arkadaşı var, genç yaşta İtalya'ya gitti, orada okudu ve İtalyan Operası'nda büyük başarılar kazandı. Bu müthiş bir opera sanatçısı şimdi Türkiye'ye döndü. Onu solist olarak Devlet Operası'na almanızı istiyorum’’ dedi. Ben de kendisine bunun için kanun gereği 9 kişilik bir kurulun oluşturulması gerektiğini söyledim. Kurul toplandı, kadın girdi sınava. Birkaç gün sonra Genel Müdür Necil Kamil Akses ağlamaklı bir sesle telefonda ‘‘Bu hanım solist filan değil, Kurul 9-0 olamaz dedi, hatta koro üyesi bile alınamaz diye şerh düştüler’’ dedi. Ben de Başbakanı arayıp durumu aktardım. Erim ‘‘Siz nasıl yapamazsınız, koca bir bakansınız, o adamlar size bağlı’’ diye bana çıkıştı. Zaten ondan sonra da beni affetmedi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Kültür Bakanı Talat Halman'la Swissotel'in Cafe Suisse'inde yemeklerimizi yedikten sonra saatlerce siyasetten edebiyata, yalakalığa kadar herşeyi konuştuk. 12 Mart döneminin Nihat Erim Hükümeti'nin bu teknokrat bakanı o dönemde yaşadıklarını ilk kez gün ışığına çıkardı. Hem de ne açıklamalar... Küçük dilinizi yutmaya hazır mısınız?
Orhan Pamuk Nobel alacak
Orhan Pamuk, çok emin ve hızlı adımlarla Nobel'e doğru ilerliyor. Eminim önümüzdeki 20 yıl içinde Nobel'e aday olacak ve kazanacak. Pamuk, bazen romanlarının kuruluşu, yapısı, dili ve üslubu bakımından savruk ve dikkatsiz oluyor. Bazen de dış piyasayı düşünerek yazıyor. Post modern romanın formüllerini çok iyi kullanıyor, çeviriye elverişli olsun diye yazıyor bazı şeyleri. Yaşar Kemal'in Nobel adaylığı için de hálá ümitliyim. Yaşar Kemal'in talihsizliği, o kadar bizden, o kadar mahalli renklerle Türkçenin zenginlikleri ve renkleriyle öyle haşır neşir olmuş bir yazar ki, tercümede yabancılar aynı derecede tadına varamıyorlar. Bence ‘‘Ortadirek’’ Yaşar Kemal'in şaheseridir. Ama ‘‘İnce Memed’’de kişilerin derinliği yeterince olmamıştır. Adalet Ağaoğlu çok incelikleri olan sofistike bir yazar ama, bazen dramatik gücü eksik kalıyor, yer yer yeteri kadar sürükleyici olamıyor. Adalet hanımın eserlerinde daha sarsıcı bir kuvveti özlüyorum.
Eşi New York'ta
Talat Halman, eşi Seniha Taşkıranel için ‘‘Son derece kuvvetli bir kişiliği vardır. Tiyatro, edebiyat, sinema, opera ve bale bilgisi çok yüksektir’’ dedi. Uzun yılar Birleşmiş Milletler Radyosu'nun Avrupa yayınları bölümünde görev yapan Seniha hanım, kızları Defne ile New york'ta oturuyor.
Tansu Çiller harakiri yaptı
Bence Tansu hanıma çok yazık olmuştur. Eğer Tansu hanım, adına leke sürdüren olaylarla hiç ilişiği olmayan bir politikacı olarak mükemmel bir imaj yaratmış olsaydı, eminim bugün cumhurbaşkanlığının en kuvvetli adayıydı. Bir Müslüman memleket olarak Türkiye için dil bilen, akademik hüviyeti olan, şık, zarif, cerzebeli bir hanımın cumhurbaşkanı olması çok iyi olabilirdi.
Tansu hanım daha sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bile olabilir, milletimizin yüz akı olabilirdi. Tansu hanım kendi hataları ve davranışları yüzünden çok büyük bir siyasi intihar eylemi, harakiri yaptı.
Uzun yıllar yatılı okuduğu için yatak yapma konusunda hayli iddialı. Swissotel'in Kral Dairesi'ndeki röportaj sırasında Yener Süsoy'u bu konuda denedi ve sonunda ‘‘Yener bey, sizin elleriniz yatak yapmaya uygun değil’’ dedi.