Nevruz yeni sürecin müjdesi

Güncelleme Tarihi:

Nevruz yeni sürecin müjdesi
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2013 00:07

Zeytinburnu’nda gerçekleşen Nevruz kutlamasına katılan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, önce nevruz ateşini yaktı. Daha sonra alandaki onbinlerce kişiye hitap eden Demirtaş, "2013 Nevruz’u yeni bir sürecin müjdesiyle kapımıza geldi" dedi.

Haberin Devamı

Kazlıçeşme Meydanı’ndaki kutlamaya BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP İstanbul Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel ve BDP İstanbul İl Eş Başkanı Asiye Kolçak katıldı.

İSTANBUL KAZLIÇEŞME'DE NEVRUZ ATEŞİ YANDI / FOTO GALERİ

"SİYASETÇİ MİSİN, DOZER OPERATÖRÜ MÜ? "

’Çözüm nasıl olacak?’ diyenlere, işte Kazlıçeşme Meydanı" diyen Demirtaş,"Bizler bugüne kadar verdiğimiz bütün mesajlarda Halkın Emek Partisi’nden bugüne kadar yaptığımız bütün konuşmalarda şunun altını çizdik; Kürt sorunu konuşarak, müzakereyle çözülür, dedik. Bu talebimizde ısrarcı olduk. Sizler görkemli direnişlerle bu yöntemi esas kılmak için çok uğraştınız. Kan akmasın diye, Kürt gençleri, Türk gençleri ölmesin diye, bu sorunun çözümü için uğraşıp durduk. Şimdi geldiğimiz nokta bütün bu mücadelenin, emeğin, bedellerin bir sonucudur" dedi.

Demirtaş, birilerinin barış sürecinden rahatsız olduğunu söyleyerek, "Tek bir çözüm önerisi yapmadan ’Neden Öcalan’la, PKK ile, BDP’yle görüşmeler oluyor?’ diye feryat figan bağıran oluyor. Bazıları diyor ki, ’Kandil’i dümdüz edelim.’ Yaptığı çözüm önerisine bakar mısınız? Siyasetçi misin, dozer operatörü mü? Sen çözüm üret, çözüm. Tek bir çözüm önerisi yapmayanlar gece gündüz ’Burayı yakalım, şurayı basalım’ diye her tarafı kışkırtmaya çalışıyor. Onlara sormak istiyorum, siz hiç Gabar’da, Cudi’de nöbet kulübesinde gece yarısı nöbet tuttunuz mu? Kandil’i dümdüz ederiz, diyenler, kendilerini davet ediyorum omuzuna G3’ü takıp gitsinler, Gabar’da nöbet tutsunlar bakalım. Kandil dümdüz oluyor mu olmuyor mu. Ankara’dan sallamak kolay geliyor tabii" diye konuştu.

’SAVAŞ DİLİ YERİNE KARDEŞLİK DİLİNİ KURALIM ’

Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu halkın evlatları ölmek istemiyor, bunu daha anlamadınız mı? Kürt ve Türk gençleri ölmek ve öldürmek istemiyor. Bırakın gönüllü askerliği özel ordu için 50 kişilik kadroya 5 bin kişi bile başvurmadı. Üstüne para, erken emeklilik hakkı veriyorsunuz, yine gençler savaşmak istemiyorlar. Bunu daha anlamadınız mı? Kürt gençlerinin de Türk gençlerinin de mesajı budur, oturun bu sorunu konuşarak çözün mesajıdır. Sorunu tartışmaktan kimse zarar görmez. 29 defa isyan, onlarca defa katliama, yüz binlerce insanın ölümüne neden olan bir sorunu konuşma zamanı gelmedi mi daha? Daha kaç kişinin ölmesi lazım? Daha kaç yıl geçmesi lazım? Yüz yıllardır bu topraklarda halkları birbirine karşı savaştırarak, kışkırtarak, birbirine düşmanlaştırarak yönetmeye, bölmeye, parçalamaya çalışıyorlar. Biz bunun kader olmadığını söylüyoruz. Bütün halklar, bütün ezilenler el ele verip kendi geleceklerini birlikte, eşitçe, özgürce kurabilirler diyoruz. Savaş dili yerine kardeşlik dilini kuralım diyoruz. Her birimizin diliyle, kimliğiyle özgürce yaşayacağı bir toplum, bir model, bir sistem yaratabiliriz diyoruz. Bundan kim niye rahatsız olur anlamakta zorlanıyoruz. Kürt halkı bu topraklarda, eşitçe, birlikte yaşamak istiyoruz, dilimizle, kimliğimizle, kültürümüzle bu ülkenin sınırları içinde çözüm geliştirilmesini istiyoruz diyor ve siz buna karşı çıkıyorsanız daha demokratik bir model önermeniz lazım. Eğer çözüm öneriniz yoksa susun, yerinizde oturun. Bari gölge etmeyin, bari insanları kışkırtmaya çalışmayın. Bütün diller ve kültürler kendi inancıyla özgürce yaşasın. Barış budur işte. Barışın gerçekleşmesi önünde engeller varsa bunu siyasetçiler olarak hep birlikte kaldıralım diye elimizi taşın altına koyduk. Barış deyince tüyleri diken diken olanlar var. Barıştan korkanlar var bu ülkede. Şunu herkes bilmelidir ki, barış parmak hesabı işi değilir. Hak ve özgürlükler parmak hesabı, anket hesabı işi değildir. Türkiye toplumunun hepsi barış istiyorsa, önemli bir kısmı akan kanın durmasını istiyorsa hak ve özgürlüklere karşı da duyarlı olması gerekiyor. Barış gökten zembille inmez. Barış dediğiniz şey demokrasi, özgürlük olmadığı zaman içi boş bir balondur. Kürtlerin, ezilenlerin, Alevilerin bütün dillerin ve kültürlerin talepleri, demokratik özgürlükçü bir anayasada inşa edilirse barışın ayakları yere basar. Yoksa uçan balon gibi elimizden kayar gökyüzünde kaybolur."

"BARIŞ MÜCADELESİ KARARLILIK, İNANÇ VE CESARET İŞİDİR"

Hükümetin attığı müzakere ve görüşmeye dair adımları desteklediklerini ve desteklemeye devam ettiklerini ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu:

"Ama biz BDP olarak AKP ile ittifak yapmıyoruz, seçim işbirliği yapmıyoruz. Muhalefet partisi olarak, iktidar partisine karşı her türlü demokratik muhalefet hakkımızı her zaman her yerde kullanmaya devam ediyoruz. Ama barış süreci barışın dili ve insanların ölmeyeceği bir müzakere masasını da desteklemeye devam edeceğiz. Bu süreci doğru okumayanlar, anlamayanlar Kürt halkının yürüttüğü görkemli direniş tarihine bir kez daha bakmalıdır. Kürt halkı sadece ve sadece milliyetçi, ırkçı duygularla sadece kendisini düşünerek ırkçı bir niyetle hareket etmiş olsaydı, inan ki bu topraklarda çok daha fazla kan akardı ve kimse halkların kardeşliğinden söz edemezdi. Ama Kürt halkı, Türkiye’de demokrasi mücadelesinin lokomotifi oldu. Tıkalı bütün kanalların açılmasına öncülük yaptı. Çok ağır bedeller ödeyerek bu mücadeleyi bugünlere getirdi. Şimdi Kürt halkı, Kürt gençleri diyor ki, bizler gelinen noktadan sonra demokratik siyaset yöntemiyle mücadelemizi sürdürelim istiyoruz. Eğer bu talebe karşı birileri ısrarla hayır Kürt gençleri slah bırakmasın, diyorsa bu bir yerden sonra savaş kışkırtıcılığı olur. Barış mücadelesi uzun soluklu, sabır işidir, aynı zamanda kararlılık, inanç ve cesaret işidir. Biz demokratik siyasal mücadelemize, örgütlü yapımıza güveniyoruz. Biz sizlerin el ele omuz omuza yürüttüğünüz mücadeleye güveniyoruz. Yoksa biz AKP’ye bakarak bu süreçten heyecan duymuyoruz. İktidar ancak sizin güçlü duruşunuzla yol alabilir, iktidara yön vermek sizin elinizdedir. Rojava’da bir devrim süreci yaşanıyor. Rojava’da halk kendi örgütlü, kararlı iradesiyle gün be gün kendi geleceğini örüyor. Örgütlü olmazlarsa savrulup gidecekler. İşte örgütlü bir halkın neler yapabileceğinin en güçlü göstergesidir Rojava. Orada devrimi ilmek ilmek ören Kürt gençlerine, kadınlarına, bütün devrimcilerine selam gönderiyorum, onların da Nevruz’u kutlu olsun diyorum. Yine bugün rehin olarak tutulan bütün siyasetçi arkadaşlarıma Nevruz meydanından sıcak selamlarımızı gönderiyoruz. Bir sonraki Nevruz’da bu meydanda bizlerle olacaklar, bunun sözünü veriyoruz."

"ARTIK YENİ TÜRKİYE’Yİ BÜTÜN HALKLARLA İNŞA ETMENİN ZAMANIDIR"

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) adına konuşan Sırrı Süreyya Önder de, Abdullah Öcalan’ın selamını getirdiğini belirterek, şunları söyledi:

"Nevruzunuz kutlu olsun, barışa vesile olsun. Yeni bir sürece başlıyoruz, bunun adına barış masası, diyorlar. Bu başta Kürt halkı olmak üzere tüm ezilenlerin eseridir. Barışınız kutlu olsun. HDK olarak Kürdistan ve onun onurlu evlatları ile onur duyuyoruz. Bir yıl önce yine barış için bu alana geldik, sokulmadık. O gün de barış diyorduk, bugün de diyoruz, yarın da barış diyeceğiz. İşte bu yıl girdik. Bu, barış masalarının değil, bu iradenin eseridir. Biz bir mücadelenin sonuna gelmedik. Biz bir mücadelenin en acı bölümünün, yakıcı bölümünün sonuna geldik. Bundan sonrası artık yeni Türkiye’yi bütün halklarla inşa etmenin zamanıdır. Demokratik, yeni Türkiye’yi mazlumların bütün emekçilerin mücadelesiyle inşaa edeceğiz. Biz, siz bizi kabristanlarla mı korkutacaksınız biz orayı gülistana çeviririz, alanları Nevruz, 1 Mayıs alanları yaparız, dedik. İşte buradayız. Bu barış onun eseridir. O nedenle kutlu olsun. Bu barış iradesini güvercin kasaplarının eline doldurtmayacağız. Sayın Öcalan dedi ki, ’Ne eskisi gibi savaşacağız, ne de halkımız eskisi gibi yaşayacak. Halklarımız teslimiyete boyun eğemeyecek. Biz de HDK olarak bu iradiye sahip çıkacağız" diye konuştu.

Nevruz kutlaması çeşitli sanatçıların verdiği konserlerle devam etti. Konserlerin ardından kalabalık olaysız dağıldı.

ÇEŞİTLİ İLLERDEN 400 POLİS HAVAYOLUYLA GELDİ

Nevruz kutlamaları için çeşitli illerden 400 polis havayoluyla İstanbul’a getirildi. Gümüşhane, Rize ve Trabzon illerinde çevik kuvvet polisi olarak görev yapan yaklaşık 400 polis, İstanbul’a Türk Hava Yolları’ndan kiralanan iki uçakla saat 06:00’da geldi. Polisler, silahlarını, kumanyalarını, kask ve ve kalkanlarını otobüslere yükledikten sonra görev yapacakları Kazlıçeşme Meydanı’na hareket etti. Bu arada İstanbul Atatürk Havalimanı’nda görev yapan yaklaşık 300 polisin de Nevruz kutlamaları için görevlendirildi.

ARAMALARDA TERTİP KOMİTESİ GÖREVLİLERİ DE HAZIR BULUNDU

Nevruz kutlamaları nedeniyle sabah erken saatlerde çok sayıda polis ekibi meydan ve çevresine geldi. Organizasyon nedeniyle görevlendirilen yaklaşık 7 bin güvenlik personeli, alanın çevresindeki belirlenen noktalarda güvenlik önlemi aldı. Kutlamaların yapılacağı alanın içerisinde İstanbul Emniyetine bağlı Bomba İmha Uzman Ekipleri dedektörlerle arama yaptı. Oluşturulan arama noktalarında tertip komitesi görevlileri de hazır bulundu, meydan bariyerlerle çevrildi. Organizasyon nedeniyle meydana çıkan bazı yollar da polis ekipleri tarafından trafiğe kapatıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü internet sitesi aracılığıyla trafiğe kapatılan yollarla ilgili vatandaşları uyardı.

TÜRKÜLER EŞLİĞİNDE HALAYLAR ÇEKİLDİ

Kutlamalara katılan vatandaşların arama noktalarında üst araması yapıldıktan sonra alana girmesine izin verildi. Yöresel kıyafetlerle alana gelen kadınlar da çalan türküler eşliğinde halay çekti. Bu arada, kutlamalara katılan vatandaşlar ile görev yapan polislerin bir benzin istasyonunda ihtiyaç gidermek aynı sıraya girmeleri dikkati çekti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!