Netanyahu’nun Mossad’a verdiği son suikast emri tam bir fiyaskoydu

Mossad’ın Türkiye’deki HAMAS yöneticilerini de hedef alacağına ilişkin iddialarla ilgili tartışmalar devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan tepkisini açık ve sert bir şekilde dile getirdi. Konu uluslararası basının da takibinde. Netanyahu şimdilik sessiz ama bu olay onun 1997’de HAMAS’ın o zamanki siyasi büro şefi Halid Meşal’in öldürülmesi emrini vermesini ve büyük bir fiyaskoyla sonuçlanan bu suikast girişimini de gündeme getirdi.

1) ZAAFI ÖRTMEK İÇİN BİR HEDEF SEÇİLDİ

İsrail yönetimi Kudüs’te 30 Temmuz 1997’de 16 kişinin öldüğü bombalı saldırıdan sorumlu tutulan HAMAS’a yönelik misilleme arayışındaydı. İlk hedef olarak HAMAS şeflerinden Musa Ebu Merzuk belirlendi. Ancak ABD pasaportu taşıdığı için vazgeçildi. Sonra siyasi büro şefi Halid Meşal’in ismi gündeme geldi. Ofisi Ürdün’ün başkenti Amman’daydı. Orada bir operasyon MOSSAD için hiç zor görünmüyordu. Başbakan Binyamin Netanyahu da suikast emrini tereddüt etmeden verdi. 16 kişinin öldüğü onlarca kişinin yaralandığı saldırıdaki istihbarat zafiyeti bir an önce örtülmeliydi.

2) ÖLDÜRÜCÜ ZEHİR BULUNDU

Tecrübeli ajanlardan bir ekip kuruldu. Ürdün’le çok gerilmemek için sessiz bir operasyon yapılacaktı. Suikast için özel geliştirilen bir zehir seçildi. Bu zehrin birkaç damlası bile kalp krizinden öldürüyor, bedende iz bırakmadığı gibi otopside de bulunamıyordu. Suikastın ilk provaları Tel Aviv’de sonrası Amman’da Meşal’in ofisinin etrafında yapıldı. 25 Eylül’de her şey hazırdı. MOSSAD ajanları Meşal’in Amman’daki ofisinin etrafına yerleşmişti. Birçok kez tecrübe ettikleri gibi Meşal arabasıyla ofisin önüne geldi. Arabadan indi ve ofise doğru yürümeye başladı. Kanadalı turist kılığındaki iki ajan süreci yönetiyordu. Meşal’e yaklaşıp zehri sıkacaklar, ardından da arabayla kaçacaklardı.

3) DETAYLI PLAN HAZIRLANDI

Plan şuydu: Meşal ofise doğru giderken karşısından gelen ajanlardan biri elindeki bol asitli teneke kola kutusunu açarak Meşal’in dikkatini dağıtacak, diğer ajan da tam bu sırada öldürücü zehri Meşal’e püskürtecekti. Meşal hiçbir şey anlamadan da ajanlar oradan uzaklaşacaktı. Fakat beklenmeyen bir şey oldu.

4) HALKA KOPTU PLAN SUYA DÜŞTÜ

Meşal o sırada kendisine seslenen arabadaki çocuklarından birine döndü. Ajan ise salladığı kola kutusunun halkasını kopardı ama kapağı açamadı. Diğer ajan da zehri püskürtmeyi beceremedi. Sadece birkaç damla Meşal’in kulağına geldi. Canı acımasa da bir şey olduğunu fark etti. Ajanlarla boğuşmaya başladı. Sonra da korumaları yetişti. Korumalardan biri Ruslara karşı Afganistan’da savaşan Ebu Seyf (Kılıcın babası) adlı tecrübeli biriydi. Boğuşma devam ederken polisler geldi.

5) NETANYAHU DARMADAĞIN

İş karakola basit bir kavga olarak yansıdıktan kısa bir süre sonra gerçek anlaşılacaktı. Meşal yere yığılır. Panzehir verilmezse birkaç saat içinde ölecektir. Netanyahu Yahudi yeni yıl partisine giderken arabasında durumu haber alır. Ürdün Kralı Hüseyin ile görüşüp durumu anlatmaktan başka çaresi yoktur. Kral’a durumu anlatır, Meşal’i kurtaracak panzehir de gönderilir. Tutuklanan iki ajan karşılığında İsrail hapishanelerindeki 20 Ürdünlü serbest bırakılır. Böylece Netanyahu’nun bir zaafı örtmek için giriştiği suikast büyük bir fiyaskoya döner. Ariel Şaron daha sonra bu durumdaki Netanyahu için “Tamamen darmadağın oldu ve onu tekrar toplamamız gerekti” diyecekti.

İLYA VE FRANKLİN’İN “ÇEVRİMİÇİ” ŞEBEKESİ

MOSSAD’ın “Çevrimiçi Operasyon Merkezi” adlı birimi tarafından yönetilen ekiple bağlantılı 57 kişinin yargılaması İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. İddianameye göre hedeflerindeki Filistinlileri kaçırmayı veya öldürmeyi planlayan bu yapı kurduğu ağ ile özel bilgiler topluyordu. İddianamede MİT’in bu konudaki tespitlerini içeren bir rapor da var.

İddianameye göre MOSSAD’ın hedefinde Avrasya Kültür ve Yardımlaşma Vakfı, Filistin Beyaz Eller Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, Filistin Dışındaki Alimler Heyeti Derneği’nin üyeleri vardı.  İsrail istihbarat servisi bu kişilere yönelik “yasal çerçevede meşruiyeti olmayan eylemler” planlıyordu. Bunun için de MOSSAD’ın “Çevrimiçi Operasyon Merkezi” harekete geçmişti.

PARALAR İLYA VE FRANKLİN’DEN

Önce Türkiye’deki çekirdek bir kadro üzerinden bilgi toplama ağı kuruldu. Bu ağ giderek genişledi. İlya ve Franklin adını kullanan istihbarat ajanları düzenli olarak bu ağdaki isimlere para gönderdiler. Bu ağdakiler hedeflerine yönelik bilgileri doğrudan ve dolaylı olarak topladılar.  Ayrıca özel dedektiflik şirketlerini de kullandılar. Kamu kurumlarında sadece yetkili personelin ulaşabildiği özel bilgileri de bu sayede topladılar. Araçlara çip takarak takip ettiler. Talep edilen yer ve şahısların fotoğraflarını çektiler. Süreci fark eden Millî İstihbarat Teşkilâtı bu ağı takibe aldı. Türkiye’deki MOSSAD bağlantılı isimleri, onların yurtdışı bağlantılarını ve para trafiğini tespit etti. Durum İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirildi. İstanbul ve diğer illerde geçen aralık ayında yapılan operasyon ile 66 kişi gözaltına alındı.

“ÇEVRİMİÇİ OPERASYON MERKEZİ”

57 sanık hakkında 28 Temmuz’da dava açıldı.  Sanıklar arasında Türklerin yanı sıra Fas, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Pakistan uyruklular da var. İddianamede MİT’in savcılığa gönderdiği rapora yer verildi. Rapordaki değerlendirmeler şöyle:

-İsrail İstihbarat Servisi Çevrimiçi Operasyon Merkezi tarafından başta İsrail'in Filistin politikasına muhalif Filistinli aktivistler olmak üzere ülkemizdeki Ortadoğulu şahıslara ve anılanlarla bağlantılı vatandaşlarımıza yönelik çevrimiçi yöntemlerle istihbari faaliyet yürütüldüğü istihbar olunmuştur.

-Yapılan çalışmalardan İsrail İstihbarat Servisi Çevrimiçi Operasyon Merkezi’nin; canlı kaynaklarıyla ilk teması GSM'lere kodlanan Telegram ve Whatsapp uygulamaları, sosyal medya hesapları, Linkedin, e-posta üzerinden sağladığı, irtibatı operasyonel Telegram ve Whatsapp uygulamaları üzerinden sürdürdüğü, kesinlikle görüntülü veya sesli görüşme yapmadığı,

-Kaynaklarına WhatsApp grubu kurma/yönetme, web sitesi kurma/yönetme, araştırma, biyografik bilgi toplama, keşif, tahkikat, canlı takip, takip cihazı yerleştirme, canlı kurye bulma, para transferi, foto/video dokümante, darp/yaralama, soygun, operasyonel hat temini, Suriye ve Lübnan'da araştırma yapabilecek canlı kaynak temin etmenin yanı sıra siber faaliyetler kapsamında görevler verdiği,

-İşi parçalara bölerek istihbari faaliyetin hukuki takibini zorlaştırmayı ve görevi ifa eden kişinin işin mahiyetinden haberdar olmasını engellemeyi amaçladığı, yapılan işlerin çoğunlukla tek başına sakınca içermediği görünmekle birlikte adam kaçırma, tehdit/şantaj veya cinayet gibi eylemlerin altyapısını oluşturduğu,

-Yapılan işler karşılığındaki ödemeleri, takibi zor olan; uluslararası para transfer şirketleri, kripto paralar, havale ofisleri ve canlı kuryeler vasıtasıyla gerçekleştirdiği tespit edilmiştir.

“ADAM KAÇIRMA VE CİNAYET”

Dosyadaki bütün delilleri değerlendiren savcılık zanlıların “casusluk” suçundan cezalandırılmasını istedi. İddianamede şu değerlendirme de yer aldı: “İsrail İstihbarat Servisi Çevrimiçi Operasyon Merkezi’nin istihbari yöntemler kullanmak suretiyle para karşılığında bilgi aldıkları bir ağ kurdukları, bu ağ kapsamında Kamu Kurumlarından elde ettikleri gizli verilerin de kullanılması suretiyle ülkemizde cinayet, adam kaçırma, tehdit/şantaj gibi suçları işlemeyi tasarladıkları değerlendirilmektedir”