Güncelleme Tarihi:
Başbakan Binyamin Netanyahu yaz tatilinden sonra seçim düzenlenmesi için kurmaylarını ikna etmiş görünürken, Knesset'ten sızan bilgiler, İşçi Partisi, Likud ve Şas partisinin geçen hafta, erken seçim için 4 Eylül tarihinde anlaştıkları yönünde.
Hükümetlerin ortalama 25 aylık ömrünün olduğu İsrail'de normal seçim tarihi 22 Ekim 2013 idi. Ancak kabine içindeki derin çatlaklar, masada duran İran'a askeri müdahale olasılığı ve Kasım ayında Amerika'da yapılacak seçimler, hükümeti ciddi anlamda erken seçimi düşündürmeye zorladı. Başbakan Netanyahu'nun önceki hafta erken seçimi Knesset'te ilk kez yüksek sesle dillendirmesi, bir anda İsrail'de, İran'a operasyon tartışmalarını bile unutturdu. Geçen hafta babası vefat eden Netanyahu'nun, konuyu gelecek hafta başında meclise taşımasına kesin gözüyle bakılıyor.
İsrail medyasının güçlü gazetelerinden Haaretz, bugün yayımladığı ankette Başbakan Netanyahu'yu yüzde 48 oyla şimdiden seçimlerin kesin favorisi olarak ilan etti. Öte yandan Maliye Bakanı Yuval Steinitz, "Yeniden gelecek seçimleri kazanarak hükümeti kuracağız. Seçim tarihi bizim için fark etmez" dedi.
2009'DA ÇOK PARÇALI MECLİS ÇIKMIŞTI
2009 seçimlerinin ardından parlamentoda ortaya çıkan tablo, sancılı hükümet arayışlarının ilk habercisi olmuştu. Tablo, tarihi koalisyonlarla geçen İsrail'de yeni bir koalisyon hükümetini kesin kılarken, bölünmüşlük önceki seçimlerle mukayese edilmeyecek kadar çok artmıştı. Seçimin galibi o dönem parti liderliğini Tzipi Livni'nin yaptığı muhafazakar çizgisiyle öne çıkan Kadima partisi olmuştu. Oyların yüzde 22'sini alan parti, 120 sandalyeli Knesset'te 28 sandalyenin sahibi oldu. Ancak bu oy onu iktidar yapmaya yetmedi. İkinci sırada ise oyların yüzde 21'ini alan yine sağ çizgideki Likud partisi vardı. Likud'un Knesset'teki sandalye sayısı da 27 kaldı.
Seçimin mutlak kaybedeni ise sosyal demokrat çizgideki İşçi Partisi olmuştu. Oyların ancak yüzde 11'ini alabilen İşçi Partililer meclise sadece 13 milletvekili sokabildi. Seçimlerden en karlı çıkan parti ise aşırı sağcı eğilimiyle dikkati çeken, liderliğini Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Avigdor Lieberman'ın partisi Evimiz İsrail partisiydi. İşçi Partisi'ni küçük bir farkla geride bırakan Evimiz İsrail, Knesset'te 15 sandalye kazanarak bir anda koalisyon pazarlıklarında kilit noktaya gelmişti. Seçimin kazananları arasında adını yazdıran başka bir parti de yine aşırı muhafazakar ve sağcı kimliğiyle öne çıkan Şas partisiydi.
Şas parlamentoda 11 sandalye aldı. Hemen arkasından onu takip eden Yahudi Yurdu Partisi ise üç sandalyeyle meclise girmeyi başardı.
Seçimin galibi Kadima'nın lideri Tzipi Livni hükümet kurma yetkisini Cumhurbaşkanından aldıktan sonra Binyamin Netanyahu'yu merkez partilerin kuracağı bir koalisyona davet ettiyse de hükümet kurma çalışmalarında başarısız kalarak görevi iade etti.
Görevi devralan ikinci parti durumundaki Likud lideri Binyamin Netanyahu, İşçi Partisi'ni de yanına alarak aşırı sağcı eğilimli partilerle, Evimiz İsrail, Şas ve Yahudi Yurdu ile hükümeti kurdu. İsrail böylece tarihinin en aşırı sağcı hükümetiyle tanışmış oldu. Aşırı sağcıların hükümetteki ağırlığı çok geçmeden, ilk İsrail devlet başkanı Ben Gurion'un kurarken üzerine adeta kazıdığı sosyalist sol çizgi geleneği taşıyan İşçi Partisi'nde rahatsızlıklara yol açtıysa da 30 kişilik kabinede İşçi Partisi lideri Ehud Barak Savunma Bakanlığını, aşırı sağcı evimiz İsrail Partisi lideri Avigdor Lieberman da Dışişleri Bakanlığı koltuklarına oturdu.
LİVNİ KOLTUĞU BIRAKMAK ZORUNDA KALDI
Hükümette gerilimler sürerken ana muhalefet görevini yürüten Kadima'da da beklenmeyen köklü bir değişim yaşandı. Partinin 27 Mart'ta yapılan kongresinde eski Mossad elemanı Tzipi Livni koltuğunu eski genelkurmay başkanı Şaul Mofaz'a kaptırdı. Mofaz delegelerin yüzde 62'nin oyunu alarak partinin yeni genel başkanlığına ismini yazdırdı.
Bir İran Yahudisi olan Mofaz'ın liderliğe gelmesi Kadima'ya nasıl bir rüzgar katacağı şimdilik bilinmiyor. Ancak Mofaz'ın seçilmesi Olmert, Livni gibi sivil siyasetçilerin gözden düşerken, asker kökenlilerin yeniden yükselişe geçtiğini gösteriyor.
İsrail halkı eski genelkurmay başkanlarının siyasette boy göstermesine pek yabancı değil. Mofaz, İsrail'de 1998-2002 yıllarında genelkurmay başkanlığı yapmış ve daha çok sertlik yanlısı tutumuyla tanınmıştı. Zira Mofaz'ın selefi Tzipi Livni, parti kongresinde Mofaz'ı Netanyahu'dan bile daha sağda olmakla suçlamıştı.
Ancak yapılan ilk kamuoyu yoklamalarında Mofaz'ın yeni yapılacak bir seçimde zaferden çok uzak olduğunu gösteriyor. Seçim sonrası koalisyon
pazarlıkları Kadima'nın hükümette yer alıp almayacağını belirleyecek.
İran konusunda katı duruşa sahip olduğunu saklamayan Mofaz'ın, hükümette yer alması halinde aşırı sağcı görüşlere destek vereceğinde şüphe yok. Mofaz'ın bu tavrı İsrail tarihinin en sağcı başbakanı Netanyahu'nun, çizgisini daha da sağa kaydırmasını olasılı kılıyor.