Güncelleme Tarihi:
Gökova Körfezi’nde yer alan Sedir Adası, namı-ı diğer Kleopatra adası enfes bir doğa harikası olarak her yıl sayısız turiste ev sahipliği yapıyor.
Altın sarısı kumları ile meşhur olan Sedir Adası içinde yer alan Kleopatra Plajı hakkında çok sayıda rivayet bulunuyor. Efsaneye göre, kendisiyle evlenmeyi kabul eden Kleopatra’ya bu coşkusunun hediyesini vermek isteyen Antonius, yaklaşık 3 bin yıl önce Kleopatra’yı götüreceği Sedir Adası'na Mısır’dan 60 büyük gemiyle her tanesi aynı büyüklükte olan kumları getirtti. Tabii ki bu sadece bir efsane… Uzmanlar, bu plajdaki kumların özelliğinin jeolojide ‘ooid’ olarak adlandırılan tanelerden oluşması olduğunu söylüyor.
TERLİKLE DAHİ BASMAK YASAK
Bu taneler ise öyle kıymetli ki, Mısır Kraliçesi’nin ismini taşıyan Kleopatra Plajı’nın kumsalı uzun yıllardır koruma altında. 24 saat boyunca adadaki görevliler tarafından korunan altın sarısı kumlara turistlerin terlikle dahi basmasına izin verilmiyor, kumsalda oturmaya ve güneşlenmeye de müsaade edilmiyor. Güneşlenmek isteyenler kumsalın arka tarafında bulunan kayalık alanlardaki şezlonglara uzanabiliyor. Denize girenlerin, mayo ve bikinilerindeki kumları plaj dışına taşımamaları için duş almaları da bir diğer zorunluluk.
Kumların dışarı taşınmasını önlemek için 2007 yılında kumsal alanı iplerle çevrildi. Sedir Adası’na gittiğinizde Kleopatra Plajına doğru yürürken ''Plajdan hiçbir şekilde kum alınamaz, taşınamaz, kum alındığının tespiti halinde 2863 no'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında yasal işlem uygulanacaktır” uyarısı ile karşılaşıyorsunuz. Peki ama Kleopatra Plajı’ndaki kumun özelliği ne? Neden koruma altına alınmış durumda? Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Gül, adanın ve plajın önemini, kumların neden korunma altına alındığını 4 soruda anlatıyor.
‘KLEOPATRA PLAJI ÖZEL KOŞULLARIN BİR ARAYA GELDİĞİ BİR ALAN’
1- Koruma altına alınan Kleopatra plajındaki kumun özelliği nedir?
Kleopatra Plajı’nın dış yüzeyi pürüzsüz, çapı 2 mm altında (ağırlıklı olarak 1mm civarında), küremsi-yuvarlak şekilli inci gibi gözüken, jeolojide ‘ooid’ olarak adlandırılan tanelerden oluşuyor. Bu tür tanelerin oluşumu için uygun su derinliği, çalkantılı deniz tabanı, yeteri kalsiyum karbonat doygunluğu gibi özel koşulların bir arada olması gerekiyor.
Kleopatra Plajı bu özel koşulların bir araya geldiği özel bir alan olması nedeniyle, korunumu oldukça önemli. Sahip olduğu bu özel niteliklerinden dolayı gerek yerli gerekse yabancı araştırmacıların ilgisini çekiyor bilimsel yayınların yanı sıra belgesellere de konu oluyor. Ooidlerin özellikleri yanında, Mısır’dan taşınıp taşınmadığı da bu araştırmalarda tartışılmış olup hala merak konusu olmaya devam ediyor.
2- Dünyada korumaya alınan pek çok plaj var. Kleopatra Plajı’ndaki kumun diğerlerinden farklı bir özelliği var mı?
Renklerinden, bileşenlerinden, coğrafik konumlarından ya da hikâyelerinden dolayı dünyada birçok plaj koruma altında. Kleopatra Plajı’ndaki gibi özel ooid kumlarından oluşan plaj sayısı oldukça az. Ayrıca tarihi meşhur Romalı General Markus Antonius ve Mısır Kraliçesi Kleopatra arasında geçen destansı aşk hikâyesiyle de ilişkilendirilmesi plajın değerini ve cazibesini daha da artırıyor.
3- Benzeri başka hangi plajlarda var?
Günümüzde Bahama, Abu Dabi, Basra Körfezi, Büyük Set Resifi, Mısır ve Tunus gibi alanlarda benzeri oluşumları görmek mümkün. Ancak ooidli plajların boyutları çok büyük sahaları kapsamıyor. Bu nedenle Kleopatra Plajı, ülkemize ve Muğla ilimize değer katan ender doğal oluşumlardan biridir.
‘YOK OLURSA GERİ GETİRMEK MÜMKÜN DEĞİL’
4- Kumun azalmasının doğaya zararı nedir?
Kleopatra Plajı’nda olduğu gibi bu tür sahalar bölgedeki canlı oluşumuna ev sahipliği yapıyor. Plaj yok olumu bu tür canlıların başka sahalara göç etmesine neden olabilir. Önemli hususlardan biri, bölge morfolojisinin önemli bir bileşeni olan, oluşumu onlarca yüzlerce yıl devamlılığı olan özel koşullar gerektiren plajın yok olması halinde geri getirmek pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla, oldukça sınırlı alanda gelişen, küçük miktarlarda olan ooidli plaj kumlarının etkin bir şekilde korunmaya devam edilmesi gerekiyor.
Dünyada da Kleopatra Plajı’ndaki gibi eşşiz kumlara sahip plajlar devlet tarafından koruma altına alınıyor ancak bu paha biçilmez kumlar bulundukları ülkelerden kaçırılıp kimi zaman bir akvaryumu süslüyor, kimi zaman internet sitelerinde satışa sunuluyor, kimi zaman birilerine hediye ediliyor ama giden kumun yerine yenisi asla gelmiyor.
İşte bunlardan biri de İtalya’nın batısında bulunan Sardinya adası…‘Adanın kum hırsızları ile başı belada...
BU YIL 6 TON KUM ÇALINDI
'Sardinya Soyuldu ve Yağmalandı' anlamına gelen bir Facebook aktivist grubu pandemi nedeniyle dışarı kaçırılan kum miktarındaki azalmanın ardından 2021 yılında şimdiye kadar alınan kum miktarını hesapladı. Yerel kampanyacılar, 2021 yılında Sardinya adasını ziyaret eden turistlerin kumsallarından 6 ton kum çaldığını söylüyor. Sardinya kumunu, çakıltaşlarını ve deniz kabuklarını alıp satmak 2017 yılında yasa dışı hale gelmişti.
YAKLAŞIK 30 BİN TL PARA CEZASI VAR
Buna rağmen kimileri bilmeden kimileri hatıra olsun diye kimileri de ticari amaçlı kum ve deniz kabuklarını çalmaya devam ediyor ve yaklaşık 3 bin euroya varan (29 bin 816 TL) para cezalarıyla karşı karşıya kalıyor.Kum kaçakçılarını en çok cezbeden şey Budelli adasında bulunan pembe kum.
Budelli'nin pembe plajı, 1994’ten beri milli parkın bir parçası ve ziyarete kapalı. Buna rağmen yerel kampanyacılar, internette "bulması çok zor" diye pazarlanan satılık pembe kum torbalarının fotoğraflarını buldu. Belediye başkanını en çok rahatsız eden şey, Sardunya'nın batı kıyısındaki beyaz kumlu Sinis plajında suçlarını gizlemeye çalışan turistlerin cüretkarlığıydı.
Temmuz ayı sonlarında bir sabah, İtalya'dan gelen çocuklu bir ailenin plastik şişelere kum doldurduğunu gören bir ada sakini durumu hemen polise bildirdi.
BİR AVUÇ KUMA HAPİS CEZASI
20 kilometrelik bozulmamış sahil şeridine sahip Cabras kasabasının belediye başkanı Andrea Abis, “Polis geldiğinde çift bunu reddetti ve kum dolu şişeleri bir plaj havlusunun altına saklamaya çalıştı.” Çifte olay yerinde 850 £ para cezası kesildi ama maalesef bu manzara nadir görülen bir durum değil.
Her yaz, Sardunya'nın eşsiz plajlarından tonlarca kum yağmalanıyor. Para cezaları 500 € ile 3.000 € arasında değişiyor. Çaldıkları yüklü miktarlarla adayı terk etmeye çalışırken yakalananlar ise hapis cezasına çarptırılıyor. Suçluların çoğu, Sardunya kumunu hatıra olarak, akvaryumlarında kullanmak veya internetten satmak için evlerine götürmek isteyenler.
2019'da da polis, bir feribota binmek üzereyken Fransız bir çifti arabalarının bagajında 14 büyük plastik şişede bulunan 40 kg kumla yakalamıştı. Çift, akvaryumlarını süslemek için gerçek Sardunya kumu istedikleri için bunu yaptıklarını söylemişti.
SUÇ İŞLEDİKLERİNİN FARKINDA OLMAYANLAR DA VAR
Adanın üç havaalanını ve limanını denetleyen özel bir polis birimini var. Yaz aylarında her gün yolcular bagaj kontrolünden geçerken bagajlarında kum şişeleri buluyorlar. Sardunya'dan gelen kuma talep yüksek olduğu için ekip ayrıca yasa dışı satışlar için de bir yandan interneti araştırıyor.
Bu sezon şimdiye kadar binlerce avroluk para cezası verildi. İnsanların çoğunluğu bir suç işlediklerinin farkında bile değil. Bu yaz sosyal medya, radyo ve televizyon üzerinden yürütülen bir bilgilendirme kampanyası, kum kaçakçılığının Sardunya'nın çevresine ne kadar zarar verdiğini vurguluyor. Polisler plajları devriye geziyor, doğal kaynakların çalınmasının kesinlikle yasak olduğu konusunda herkesi uyarıyor.
GİDEN KUMUN YERİNE YENİSİ GELMİYOR
Olbia mali polisinin grup komutanı Carlo Lazzari "Amacımız sardunya için bir kaynak olan turistleri terörize etmek değil, insanları bilinçlendirmek. Her şeyden çok amacımız çevremizi korumaktır." diyor.
İtalya'daki çevreciler, bu şekilde kumların azalmasının özellikle kayaların erozyonundan üretilen beyaz ve pembe renkli kuvars kumu içeren Sinis gibi plajların azalmasına yol açabileceğinden korkuyorlar çünkü jeolojik açıdan bu kumlar çoğalmıyor ve bu nedenle kaybedilen kumun yerine yenisi gelmiyor.
2015 yılında, kum hırsızlığı olaylarını kamuoyu önünde kınayan ve kışın azalan kumların alındığı kumsalları yenilemekle geçiren gönüllüler bir araya gelerek Sardinya Robbed and Plundered'ı oluşturdu. Grubun başkanı Franco Murro, “Biz Sardinyalılar adamıza çok bağlıyız. Bu çok büyük bir iş ama çevre için faydalı bir şey yaptığımızı bildiğimiz için çok tatmin edici” dedi."Sardunya'da en çok rağbet gören kumları arasında olan Budelli adasındaki pembe kumlu Spiaggia Rosa plajında, 1990'ların ortalarında ziyaretçilerin plaja girmesi yasaklanmadan önce, kum hırsızlığı olağan bir olaydı.
PİŞMAN OLUP ÇALDIKLARI KUMLARI GERİ GÖNDERİYORLAR
Adadan kum çalan onlarca kişi yaptıklarından pişman olup ve kumu Sardunya'ya iade etti. Budelli'ye yakın bir ada olan Caprera'daki mineralojik ve vahşi yaşam müzesinde itiraf mektupları ve iade edilen bu kumlar sergileniyor. Müze müdürü Tommaso Gamboni, "Karayipler'e gittiğimde hatıra olarak birkaç fotoğrafla geri döndüm ve başka hiçbir şeyle gelmedim" dedi.
Cabras kasabasının belediye başkanı Andrea Abis, “Her kum çalındığında çocuklarımın geleceğinin bir parçasının elimden alındığını hissediyorum. İnsanlar asla geri gelmeyecek bir şeyi çalıyorlar.” diye isyan ediyor.