Nefertiti’nin namusu Mısırlılar’dan sorulur

Güncelleme Tarihi:

Nefertiti’nin namusu Mısırlılar’dan sorulur
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2003 21:47

Nefertiti’yi bilirsiniz değil mi, hani Eski Mısır’ın en ilginç firavunlarından Ahenaton’un sevgili karısı. Nefertiti’yi tanımasanız bile, meşhur büstünü bilirsiniz en azından. İşte Mısır halkı, MÖ 1370’lerde yaşamış olan bu kraliçenin namusunu korumak için ayağa kalktı şu günlerde. Kimin haddine düşmüş, bir Mısır kraliçesinin çıplak heykelini dikmek!

Haberin Devamı

Önce bilmeyenlere iki kelimeyle Ahenaton ve Nefertiti’yi anlatayım.

Asıl adı 4.Amenofis ya da Neferheperure Amenhotep olan Ahenaton, 18.sülaleden bir Mısır firavunudur. Milattan önce 1379-1362 yılları arasında hüküm sürmüştür.

Çok farklı bir kraldır Ahenaton. Bir kere – bütün diğer firavunlar çoktanrılı Amon kültüne bağlıyken – Ahenaton tektanrıcı Aton dininin kurucusudur. Belki de ilk tektanrılı hükümdardır.

Atalarının dinini ve hayvan tanrıları reddetmiş, güneş-tanrı Aton’a dayanan bir tektanrılı din yaratmıştır sıfırdan. Başkent Teb’i boşaltmış, Ahetaton (Bugün Tel el-Amarna) diye yepyeni bir başkent kurmuştur Aton kültü için.

Sonra, Mısır firavunları, duvar kabartmalarında ve heykellerde daima (torpil yapılarak) yakışıklı, tığ gibi gösterilirken, Ahenaton koca kafalı, koca kulaklı, uzun boyunlu, dar omuzlu, bir kadınınkine benzer geniş kalçalı, göbekli... yani muhtemelen “olduğu gibi” resmedilmiştir bütün eserlerde.

Sonra – tanrı-firavunlar hep karılarından ve çocuklarından biraz uzak ve üstün gösterilirken - Ahenaton bütün duvar kabartmalarında ve fresklerde tek ve sevgili karısı, büyük aşkı Nefertiti ve kucağında kızlarıyla görülür.

Uzun uzun anlatmayayım (1), Ahenaton ve Nefertiti, Mısır panteonunun en farklı ve ilginç çiftidir hasılı...

*

Gelilim Nefertiti’nin namusu meselesine....

Berlin’deki Mısır Eserleri Müzesi’nin Müdürü Dietrich Wildung-Schoske, zamanında Mısır’dan çalıp Almanya’ya getirdikleri o muhteşem Nefertiti büstünün altına ... çıplak bir kadın vücudu sipariş etti durup dururken. Belki de “durup dururken” değil, anlatacağım.

İki Macar sanatçı bronzdan iki tane çıplak kadın vücudu yapacak, üstüne de Nefertiti’nin büstünün bir replikası oturtulacak.

... Haberi duyulunca Mısır ayağa kalktı, Kraliçe’nin namusuna yapılan bu saldırı karşısında!

Önce Eski Mısır uzmanları ve aydınlar isyan etti bu saldırıya ve zevksizliğe. Sonra, Mısır gazeteleri haberi yapıp, temsili fotoğraflar yayımlayınca, Mısır halkı infial etti bu sefer.

Mısır Kültür Bakanı “Nefertiti’nin derhal anavatanına iadesini” talep etti, Mısır Dışişleri Bakanlığı “Mısır tarihine karşı yapılan bu terbiyesizliği” kınarken, Unesco’ya bir çağrıda bulundu.

Benim de bu haberi okuduğum Le Monde muhabiri Alexandre Buccianti diyor ki:

“Mısırlılar ‘Eski Mısır tarihi ve sanatı’ adına tepki gösterdiklerini söyleseler de, 3 bin yıl önce yaşamış bile olsa, bir Mısır devlet başkanının karısının çırılçıplak temsil edilmesi çok ağırlarına gitti aslında!”

Mısırlılar bu menfur saldırının “sebebini” de biliyorlar aslında: Alman Mısır bilimcilerin intikam operasyonu! Çünkü Mısır Hükümeti, bundan tam 80 yıl önce, tarihî eser hırsızlığıyla suçladıkları Alman araştırmacıları kapıya koymuşlardı.

Gerçi tarih, Mısır Hükümeti’nin bu şüphelerinde ne kadar haklı olduğunu defalarca gösterdi ya.

Mesela Zeus Sunağı’nın, anavatanı Anadolu’dan yüzlerce kilometre uzakta işi ne... Almanlar tarafından çalınmamış olsa?

Aynı şekilde, söz konusu Nefertiti büstünün Berlin’de işi ne, Almanlar tarafından çalınmamış olsa?

Pardon ... daha doğrusu Almanlar büstü bulduklarını Kahire Hükümeti’ne bildirmeyi “unutmamış” olsalar diyecektim!

*

6 Aralık 1912’de el Amarna’da yapılan bir kazı sırasında Alman arkeolaglar “sarayın baş heykeltraşı” Tutmes’in atölyesini keşfetmişler. Ve buldukları bu muhteşem Nefertiti büstünü yerel yöneticilere bildirmeyi “unutuvermişler” !

Büst on yıl sonra, 1922’de, Berlin Müzesi’nde teşhir edilince, Mısırlılar da – cevaben – “hırsız” Almanlar’ın araştırma yapmalarını yasaklamışlar ülkelerinde.

Sahi, Truva hazinelerini bulan ve Türk hükümetine bildirmeyi “unutarak” yurt dışına kaçıran arkeolog Heinrich Schliemann nereliydi?



(1) Söz konusu firavun Ahenaton’un aslında, Tevrat’taki Hazreti İbrahim olduğuna dair çarpıcı bir tez okumuştum bir zamanlar, daha doğrusu koskoca bir kitap. Hatta Hürriyet’te haber bile yapmıştım o tarihte. Museviler bu tezden – haklı olarak – hiç hazzetmemiş, Mısır bilimciler de fena içerlemişti. Ama Allah için ilginç bir tezdi.

Nefertiti davasıyla ilgili ne düşündüğümü de merak ederseniz eğer, söyleyeyim: Bir Mısır kraliçesinin çıplak tasvir edilmesi beni ırgalamaz, Kleopatra’nın görmediğimiz yeri kalmadı mesela. Ama Ahenaton ilginç bir firavundur ve eşiyle, ailesiyle münasebeti çok “modern”dir, çok sıcaktır. Onun için Nefertiti’ye yapılanı büyük bir ayıp, çirkin bir saldırı olarak görüyorum ben de. Bu konuda Mısırlılar gibi düşünüyorum!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!