Güncelleme Tarihi:
Hakim Metin Turan’ın duruşma sırasında oturabileceğini söylediği Nedim Şener, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunmasına atıfta bulunarak, “Biz Silivri’de oturuyoruz zaten" diyerek duruşma boyunca ayakta durdu.
ŞENER EŞİNE GÜLÜMSEMEKLE YETİNDİ
Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ve Milliyet Gazetesi’nde 3 Nisan 2010 tarihinde "Rüşvet paraları ceplerden taşıyor" başlığıyla yayımlanan haberinde gizliliği ihlal ve basın yoluyla hakaret ettiği iddiasıyla yargılanmasına başlanan sanık Nedim Şener duruşmaya Silivri Cezaevi'nden getirildi. Tutuksuz sanık Milliyet Gazetesi eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hasan Çakalkurt da duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Şener’in annesi Hüsniye Şener, eşi Vecide Şener, yeğeni Eda Yaman, yakınları ve taraf avukatları ile araştırmacı gazeteci Haluk Şahin katıldı. Hakim Rüveyde Kaner’in izinli olması nedeniyle duruşmaya hakim Metin Turan hakimlik yaptı. Nedim Şener’in aynı mahkemede, geçtiğimiz günlerde görülen duruşmasında, duruşmada salonunun küçük olması nedeniyle basın mensuplarının çoğu duruşmayı izleyememişti. Şener'de eşine sarıldığı için hakim tarafından uyarılmıştı. Ancak bu duruşmada hakim bütün gazetecileri ve izleyicileri salona aldı. Ancak Şener bu duruşmada eşi Vecide Şener'e sarılmak yerine gülümsemekle yetindi.
“BİZ SİLİVRİ’DE OTURUYORUZ ZATEN"
Duruşmada ilki olarak tutuksuz sanık Hasan Çakalkurt’un savunması alındı. Haberin yapıldığı dönemde gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olduğunu ifade eden Çakalkurt, "Milliyet Gazetesi’nin yayın politikası ve benim habercilik anlayışım göz önüne alındığında gizliliği ihlal ve hakaret söz konusu olamaz. O günlerde güncel olan bir konuyu haber yaptık" dedi. Bu sırada ayakta bulunan sanık avukatları oturmak için izin istedi. Avukatlara izin veren Hakim Metin Turan ayakta duran Nedim Şener’e de oturabileceğini söyledi. Bunun üzerine Şener, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunmasına atıfta bulunarak, “Biz Silivri’de oturuyoruz zaten
" diyerek duruşma boyunca ayakta durdu.
“BU ARA SUÇLARI ÜZERİMİZE ATMAK MODA"
Savunmasına devam eden Çakalkurt’un “Eser sahibi belli olduğu için benim bu davda sanık olmama gerek yok. Nedim’in üzerine bırakmak istiyorum" sözleri salonda gülüşmelere neden oldu. Nedim Şener ise, “Bir Ergenekon davası sanığı ‘İkiz kuleri de biz vurduk’ diyerek espri yapmıştı. Bu aralar suçları üzerime atma moda" diye konuştu.
“HAKARET KASTIM YOKTU"
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep eden Çakalkurt’un ardından Nedim Şener’in savunmasının alınmasına geçildi. Haberin kendi haberi olduğunu ancak davaya konu haberin kendi haberinden ve başka haberlerden alıntı yapılarak Milliyet Gazetesi’nin internet sitesinde haber yapıldığını belirten Şener, “Benim haberde kullandığım isimlerin ilk harflerinin yayınlanması kaynağımdan aldığım şekliyledir. Bu isimlerin hangi hakimler olduğunu bilmem mümkün değildir. Ancak dava açıldıktan sonra F.A.’nın Ferşat Aydın olduğunu öğrendim. Zaten haberdeki diğer rumuz isimleri kullanılan hakimlerin şikayetçi olmaması sadece Ferşat Aydın’ın şikayetçi olması kasıt taşımadığımızı gösteriyor" dedi. Haberin 3 Nisan 2010 tarihinde yapıldığını ancak daha sonra CNR Fuarcılık ve İstanbul Ticaret Odası ile ilgili rüşvet operasyonu yapılınca haber yeniden ele alındığını ifade eden Şener, “Ayrıca bu operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan Murat Yalçıntaş bana yazdığı mektupta bu haberle ilgili hakaret ettiğime dair bir konuya değinmemekte tam tersine gazetecilik faaliyetlerimi takdir etmektedir. Beraatime karar verilmesini ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ediyorum" dedi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi. Aynı mahkemede görülen ve Nedim Şener’in eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’yla ilgili soruşturma kapsamında bir tanığın ifadesini haberleştirerek gizliliği ihlal ettiği iddiasıyla açılan davada görüldü. Şener bu davada da suçlamaları kabul etmedi ve beraatini talep etti. Duruşmalar ileri bir tarihe ertelendi.
“ARAŞTIRMACI GAZETECİLER AKVARYUMUN FİLTRESİ GİBİDİR"
Nedim Şener’e destek olmak için bir grup Gazetecilere özgürlük Platformu üyesi de duruşmayı izledi. Duruşma çıkışında adliye önünde grup adına açıklama yapan gazeteci Haluk Şahin ise şöyle konuştu:
“Gazetecilere Özgürlük Platformu olarak meslektaşımız Nedim Şener'in duruşmasını izlemeye geldik. Duruşma listesi gazetecilerle doluydu. Demokrasilerde gazeteciler hayatlarını mahkeme koridorlarında yada hapishanelerde geçirmezler. Herşeyden önce Nedim Şener'in ve diğer gazeteci arkadaşlarımızın bir an önce hapisten çıkmaları, özgürlüklerine kavuşmalı ve gazetecilere yönelik kısıtlayıcı yasal engellerin en kısa zamanda kaldırılması gerektiğini bir kez daha anladık. Nedim Şener ve Yazı İşleri Müdürü Hasan Çakalkurt gizliliği ihlal ve hakaretle ilgili 2 basın davasından yargılandılar. Savunmalarını yaptılar. Soruşturmacı, araştırmacı gazeteciler akvaryumdaki filtreler gibidir. Hapiste bulundukları ve görevlerini yerine getiremedikleri ülkelerde akvaryumun suyu zamanla kirlenir, kokuşur. O yüzden halkın gerçekleri öğrenme hakkını yerine getirmeye çalışan tüm meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını ve yasalarda gerekli değişikliklerin yapılmasını istiyoruz"