Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2002 00:00
‘ENRON’, ‘Vivendi’, ‘WorldCom’, işte çatır çatır battılar ve batıyorlar. New York, Londra, Frankfurt, Tokyo, işte patır patır döküldüler ve dökülüyorlar.Yani firmalar iflas bayrağı çekiyor, dolayısıyla da borsalar uçuruma yuvarlanıyor.Üstelik, yolun nihayeti gözükmedi. Rivayete göre şimdi topun ağzında o pek ünlü ‘Citigroup’ ve ‘JPMorgan’ bankaları var ki, bunlar da gitti miydi yandı gülüm keten helva...İskambilden şato misali, ekonomik sistem ciddi bir çöküntüye doğru yuvarlanıyor.* * *EVET, eğer ‘iktisat’ kavramını geniş kullanırsak, ekonomik sistem sarsıntı içindedir.Nitekim, kriz öncesi nispeten iyimser ‘büyüme hızı’ tahminleri yapan hükümetler ve kurumlar şimdi öngörü oranlarını hızla aşağıya doğru çekiyorlar.Durumu saptamak için en meşhur üniversiteden yaldızlı diploma almak gerekmiyor, güvensizlik, işsizlik, kredisizlik derken, aşikar, dünyamız metazori kemer sıkacak.Fakat madalyonun bir de diğer yüzü var ki, o da şu:* * *BU defa ‘iktisat’ terimini daha kısıtlı kullanır ve ‘reel ekonomi’ - ‘sanal ekonomi’ ayırımını yaparsak, hiç şüphesiz ki şu an yaşanan buhran aslında ikincisine aittir.Başka bir deyişle, kriz, fabrika kasnağının aksamasından veya mağaza tüketicisinin reyona gitmemesinden kaynaklanmıyor. Aslında kasnak da dönüyor, reyon da boşalıyor.Oysa, ‘neo kapitalizm’ tarafından ‘putlaştırılan’ borsa - finans alemi o fabrikaya uydurma değer biçerek o tüketicinin cebindeki tasarrufu aşıremento ettiğinden ve yalan artık kesinleştiğinden, doğal bir paniğe kapılan tüketici şimdi mağazaya daha az uğrar olmuştur.Zincirleme süreçte mağaza reyon yenilemeyince de, fabrika kasnağı alargaya alacaktır.‘Enron’ ya da ‘WorldCom’ gibi firma yöneticilerin hırsızlıkları da işin cabası...Özetlersek, şu an batan şirketler, inen borsalar, düşen hisseler özünde, kağıt üstünde ve bilgisayar ekranında yaratılmış hayali bir ekonominin ‘gerçeğe dönmesi’ne tekabül ediyor.* * *GERÇEK inatçıdır ama eğer ondan çok kopmuşsanız, bugünkü gibi ‘acıtır’.‘Sanal ekonomi’nin kendisini ‘reel ekonomi’ye ayarlaması; yani fabrikaya yeniden doğru değer; tüketiciye de tekrar güvenli ufuk vermesi, en azından bir süre, o fabrikanın kepenk kapatmasını, dolayısıyla da o tüketicinin mağazan el ayak çekmesini getirecek.Hem ezici çoğunluğun yoksul ülkelerinde, hem Türkiye türü sanayi toplumlarında, hem de krizin temel sorumlusu sanayi ötesi devletlerinde sosyal fatura gayet ağır olacak.Ve heyhat, o fatura iki dudağının arasından çıkan tek sözle Nasdaq borsasını belirleyen ve cüzdanını şişiren Karun maaşıyla krize tınmayan esas suçluların önüne değil, gaza gelip üç - beş kuruş tasarrufuyla ‘bilişim devi’nden hisse senedi almış emekli memurun veya özel sigorta primlerini ‘en yüksek faizli’ bankaya yatırmış küçük ücretlinin önüne konacak.Çaresi yok, ‘gerçeğe dönüş’, yağlı biftekten sade makarnaya dönüşle beraber gelecek.* * *AMA şu da başka bir gerçek: Tüm bunlardan biraz da ‘en dev’ gazına gelen emekli memur ve ‘en yükseğe’ tamah eden küçük ücretli sorumlu.Kuzular melemese kurtlar ne yerdi? Tavuklar gıdaklamasa tilkiler ne yolardı?Neyse, bir musibet bin nasihattan evladır, hayali bir ekonomiden kolay kazanç umarak ‘yeni kurtlar’a ve ‘yeni tilkiler’e yem olmuş olanlar, umalım ki, artık faka basmayacak.Dünya değişiyor diye ‘hayali’ ve ‘gerçek’ terimlerinin nesnelliği değişmeyecek ki...
button