Güncelleme Tarihi:
Açıklamada, “Bu tartışmayı, esası itibariyle ülkemizin ve Başbakanımızın ilkeli duruşunun bir teyidi olarak görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti gerek İslamofobi gibi ırkçılık olarak gördüğü antisemitizm konusunda gerekse teröre karşı mücadele konusunda pozisyonunu aynen korumaktadır” denildi. Açıklamada şu iddialara yanıt verildi:
TUTARSIZLIK DEĞİL
Başbakan Erdoğan’ın, Yahudi kuruluşlar tarafından verilen Musevi Nişanı ve Üstün Cesaret Ödülü’nü iade etmemesi bir tutarsızlık göstergesi midir?
“Hayır. Başbakan Erdoğan’a tevdi edilen ödüllerden biri, 2. Dünya Savaşı’nda Hitler Almanya’sında soykırıma uğratılan Yahudileri kurtaran kahraman Türk diplomatların anısına Haziran 2005 yılında verilmiştir. Ödülle beraber, diplomatlarımızın adının yazılı olduğu bir plaket Başbakanımıza takdim edilmiştir. Diğer ödül ise Kasım 2003’te İstanbul’da yabancı bir banka şubesine ve Musevi vatandaşlarımızın ibadetlerini yerine getirdiği iki sinagoga yapılan terör saldırılardan kısa bir süre sonra, Ocak 2004 tarihinde ülkemizin demokratik değerlere bağlılığı ve teröre karşı cesur mücadelesi nedeniyle verilmiştir. Bu tartışmayı, esası itibariyle ülkemizin ve Başbakanımızın ilkeli duruşunun bir teyidi olarak görüyoruz. Bu ödüller, Türkiye-İsrail ilişkilerinin farklı bir mahiyette olduğu dönemde arz edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti gerek İslamofobi gibi ırkçılık olarak gördüğü antisemitizm konusunda gerekse teröre karşı mücadele konusunda pozisyonunu aynen korumaktadır. Bu sebepten dolayı, Türkiye Cumhuriyeti İsrail’in devlet terörüne karşı çıkmaktadır. Bu iki konunun birbirine karıştırılması ve Sayın Başbakanımıza ve hükümete karşı bir kara propaganda aracı haline getirilmek istenmesi kabul edilemez.”
SİVİL HAVACILIK KURALI
Türkiye İsrail’e askeri jet yakıtı sağlıyor mu?
“Hayır. Hükümetimiz İsrail’e askeri jet yakıtı satmamıştır. Sivil havacılık anlaşması çerçevesinde Türk ve İsrail yolcu uçakları karşılıklı yakıt ikmali yapabilmektedir. Bunun İsrail jetlerinde kullanıldığını iddia etmek açık bir çarpıtma ve saptırmadır.”
SATIŞ YETKİSİ IKBY’DE
Türkiye, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) petrolünü İsrail’e satıyor mu?
“Hayır. Enerji ve petrol alanlarında Türkiye ve İsrail arasında herhangi bir anlaşma veya işbirliği mevcut değildir. Uluslararası piyasalara arz edilen petrolün satış yetki ve tasarrufu IKBY’ye aittir.”
ARTIŞ AMBARGODAN
İsrail’le dış ticaretin artması bir tutarsızlık değil midir?
“İsrail ile olan ticarette son yıllarda bir artış olduğu bilinmektedir. Fakat bu artışta İsrail’e yönelik olarak hükümetin ve devletin resmi anlaşmalar yoluyla katkısı yoktur. Ticaret artışının büyük kısmı özel firmaların serbest piyasa çerçevesinde yaptıkları ticaret, bir kısmı Filistin’e ambargo sebebiyle İsrail üzerinden yürütülmek zorunda kalınan ticareti, bir kısmı da vergi anlaşmaları sebebiyle üçüncü ülkelerle yapılan ticareti İsrail üzerinden yürüten firmaların çalışmaları sebebiyledir.”
OECD DESTEĞİ
İsrail’in OECD üyeliği, Türkiye tarafından teşvik edilip onaylanmış mıdır?
“Hayır. İsrail’in üyeliği, 31 Mayıs 2010 Mavi Marmara saldırısından önce, ülkemizin İsrail’den beklenti ve talepleri kayda geçirilmek suretiyle gerçekleşmiştir. OECD Bakanlar Konseyi’nin 15-16 Mayıs 2007 tarihli toplantısında Estonya, İsrail, Rusya Federasyonu, Slovenya ve Şili ile üyelik müzakereleri başlatılması kararı alınmıştır. Türkiye, OECD’nin yeniden yapılandırılmasını ve genişlemesini, örgütün küresel ekonomik yapıdaki yerini güçlendireceği inancıyla desteklemektedir.
NATO GÜNDEME GELMEDİ
Türkiye, İsrail’in NATO tatbikatlarına vetosunu tamamen kaldırdığı ve İsrail’in NATO’nun askeri tatbikat ve faaliyetlerine katıldığı doğru mudur?
“Hayır. NATO’nun Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da istikrara katkıda bulunmak amacıyla 1994 yılında tesis ettiği Akdeniz Diyaloğu isimli ortaklık çerçevesine İsrail 1995 yılında katılmıştır. İsrail’in NATO’ya üye olarak alınması ise hiçbir zaman gündeme gelmemiştir. İsrail’in Gazze’ye insani yardım konvoyuna 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda gerçekleştirdiği ve 10 vatandaşımızın hayatını kaybettiği saldırı üzerine, ülkemiz, Akdeniz Diyaloğu kapsamında NATO’nun münhasıran İsrail’le askeri işbirliği yürütmesine veya İsrail’in böyle bir NATO faaliyetine ev sahipliği yapmasına onay vermemektedir.”
Geceleri tek endişem Filistin, Filistin, Filistin
Başbakan Erdoğan CNN’e verdiği mülakatta İsrail samimiyse Türkiye’nin Hamas’ı ateşkese ikna edebileceğini belirtirken, bugünlerde geceleri bütün endişesinin “Filistin, Filistin, Filistin” olduğunu söyledi.
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan Amerikan haber kanalı CNN’de Becky Anderson’ın sorularını yanıtladı:
(İsrail’i Hitlerle karşılaştırması) Yorumlarımın arkasındayım. Çünkü Hitler tarafından uygulanan Nazisizm, faşisizme bakarsanız, İsrail’in bugün Gazze’de yaptığının Hitler’in yaptıklarını aştığını görürsünüz.
-Ben tabii geceleri sürekli bir alarm halindeyim. Bana şimdiki durumu soruyorsanız. Şimdi bütün endişem Filistin, Filistin, Filistin. Bu katliam beni ciddi biçimde rahatsız ediyor ve özellikle son 10 gündür kaygılandırıyor. Niye derseniz. Çünkü bu olay bizim İsrail ile normalleşmeyi düşündüğümüz bir sırada ortaya çıktı.
-İsrail ateşkeste samimiyse biz Hamas tarafını ikna edebiliriz. Bu arada bir haftalık bir ateşkes yapılabilir.
-(Katar’ın bölgede terörü finanse ettiği yönündeki İsrail iddiaları) Birincisi İsrail’i kim finanse ediyor? İkincisi de İsrail, terör üreten bir terörist devlettir. Katar’ın yapığı yardıma ihtiyaç duyan kurbanların yanında durmaktır.