Güncelleme Tarihi:
Bir figürü gerçekçi bir şekilde resmetme yeteneği üç ana faktörle şekilleniyor; kişinin gerçeği nasıl algıladığı, görsel hafızasının ne kadar keskin olduğu ve çizmek için seçtiği objeyi ne kadar anladığı. Yapılan araştırmalar, tüm insanların bu beceriyi geliştirebileceğini göstermekte. Çünkü bunların hepsi bolca pratik yaparak daha iyi bir seviyeye çekilebilir.
Londra Üniversitesi’nde bu konuyu hedef alan bir araştırma yapıldı. Araştırmacılar, çizim yeteneği gelişmemiş kişilerin, dünyayı tam da olduğu gibi göremediklerini ve her şeyden önce gerçeği görme konusunda kendilerini eğitmeleri gerektiğini ifade ediyorlar. Örneğin; bir vazoya baktığımızda, görsel mekanizmamız otomatikman bazı gerçekleri çarpıtmaya hazır şekilde devreye giriyor. Bu yüzden boyu, renkleri ya da şeklini olduğundan farklı algılayabiliyoruz. Bu tür yorumlama hataları, çizim yaparken kağıdımıza da yansıyor.
Ancak gerçeği çarpıtmamıza sebep olan bu durum, çelişkili bir biçimde dünyayı algılamamıza da yardımcı oluyor. Bu sayede yakındaki cisimlerin uzakta olanlara oranla daha büyük görüneceğini biliyoruz. Görsel sistem aslında “boyut sabitliği” olarak bilinen bir duruma uygun çalışıyor; uzaklığı ne olursa olsun, tüm cisimleri tek bir ebatta görüyor. Yani uzak olduğu için küçük görünen cisimlerin ne kadar büyük olduğunu biliyor. Fakat bu bilgiyi beynimize iletirken değiştiriyor. Araştırmada görüldü ki; bir cismin ebatlarını, şeklini ya da renklerini doğru algılama konusunda en çok zorluk çekenler, çizim yaparken en çok zorlananlardı.
Resim yapma kabiliyeti çok gelişmiş olan insanlarsa, beyne iletilen yanıltıcı bilgileri yok sayarak gerçekte ne görüyorlarsa onu çizebiliyorlar. Söz konusu görsel hafıza olduğunda, resmedilecek olan objenin çevresiyle olan ilişkisini kavrama yeteneği deson derece önemli. Örneğin; iki çizgi arasındaki açıyı fark etmek ya da objenin sadece kendisini değil, çevresindeki boşluğu da eş zamanlı olarak algılayabilmek gibi. Bu tür detaylar yakalandığı anda çizime yansıması da kaçınılmaz oluyor. Özetle, görsel hafızası güçlü olanlar bütünsellikten kopmadan, detaylara da odaklanmayı başarabiliyorlar. Bunun için de cismin bütünü ve detayları arasında gidip gelerek iki farklı algılama yöntemini bir arada kullanıyorlar.
Dahası, usta ressamlar üzerinde yapılan araştırmalarda, resmettikleri objenin özellikle belirli bölümlerine odaklandıkları görüldü. Onlar, bir objenin hangi kısımlarının kilit rol oynadığını biliyor ve bu bölümlerle çalışarak daha iyi sonuçlar alıyorlar. Bazı insanlar tüm bu konularda doğuştan daha yetenekli olduklarından, resmetme konusunda da iyiler. Hatta onların birçoğu bunu neredeyse bir refleks gibi yaptıkları için, geri kalanlar gibi öğrenmeleri de gerekmiyor.
www.popsci.com Tarafından Hazırlanmıştır.