Silvan ve Kulp polisiyle jandarmanın operasyonları hep başarısızlıkla sonuçlandı. Operasyon hep önceden
haber alındı. Çünkü Necla'yı kaçıranlar, yörenin büyük korucu aşireti Badikan mensubuydu. Aşiretten Adem
Koç (25), beş ay önce Necla'yı istedi. Ret cevabı aldı. Necla'yı sokak ortasında şiddet kullanarak kaçırdı. 38 gün boyunca korucu akrabaları ona yardım ve yataklık etti. Ailesinin ve avukatının başvurularını Diyarbakır Valiliği görmezden geldi. Necla'nın köy köy dolaştırıldığı bitmek bilmeyen rehinelik günleri, DHA'dan Faruk Balıkçı'nın Hürriyet'te yayımlanan haberiyle son buldu. Necla şimdi Diyarbakır'da, amcasının evinde. Silvan onun için güvenli değil. Necla, kararlı. ‘‘Ölürüm de Adem'le evlenmem’’ diyor. Ailesi kan dökülmesinden korkuyor. Necla ya Adem'e ‘‘Evet’’ diyerek zorbalığa boyun eğecek ya da kimseyle evlenmemeyi göze alacak. Necla'yı Allah'ın emriyle istemek, Badikanlar'dan gelecek belayı göze almak demek. İşte Necla'nın ağzından kaçırılmasının gün gün öyküsü.
KAÇIRILDIĞI AN: ADEM BENİ SÜRÜKLEDİ
Silvan, Feridun Mahallesi. 15 Kasım, saat 13.00. Ramazan'dan bir gün önce. Necla, annesi Avniye ve yengesi Fatma'yla birlikte akraba ziyaretine gidiyor. Koyu mavi bir özel otomobil yanaşıyor. İçinden altı kişi iniyor. Aralarından sadece Adem, Nezir, İbrahim Koç'u tanıyabiliyor. ‘‘İbrahim annemi tuttu, ben yengemin koluna sarıldım. Kaçtık. Adem yetişti, beni sürüklemeye, dövmeye başladı. Elbiselerim yırtıldı, ayakkabılarım ayağımdan çıktı. Arabaya bindirip tabancayı başıma dayadı, ‘Susmazsan öldüreceğim' dedi.’’ Olan biteni görenler oldu ama güpe gündüz sokak ortasında kız kaçıranlar, Badikan Aşireti mensubu olduğu için kimse sesini çıkaramadı.
İLK GÜN: KAÇTIM PEŞİMDEN YETİŞTİLER
Silvan’da, tanımadığı, bilmediği bir ev. Necla sıkılmaya başlıyor. İkindi vakti tuvalet bahanesiyle dışarı çıkıyor. Kaçıyor. Peşinden yetişiyorlar, bir başka evin kapısından içeri itiliyor. Otomobil istiyorlar telefonla. Silvan'a bağlı Boyunlu Köyü'ne, Korucubaşı Hamdüssena Sümbül'ün evine götürüyorlar. ‘‘Bağırdım çağırdım. Aileme gideceğim dedim. Eğer evine dönersen ailen seni öldürecek, dediler ki gitmeyeyim.’’
İLK HAFTA: YANINDA EN AZ BEŞ SİLAHLI
Kafasına silah dayıyorlar hep. Korkutup sindiriyorlar minicik kızı. Necla ailesinin mutlaka gelip kendisini kurtaracağını söylüyor. ‘‘Ailen senin için hiçbir şey yapmıyor. Ağabeylerin, amcaların işleriyle meşgul, seni arayan soran yok. Evden giden köpeğin bile peşinden gidilir ama bak, senin peşinden gelmiyorlar’’ diyorlar. Necla'nın kapıdan başını uzatması bile yasak. Gündüz her an yanında en az beş silahlı.
GECELER: ODA KAPISINDA AŞİRET KADINLARI BEKÇİ
Geceleri odasının kapısında aşiretin kadınları bekçi. ‘‘Namusuma dokunmadılar. Adem elini dahi sürmedi.’’ Erkekler korkuturken kadınlar da tatlı dille kandırmaya çalışıyorlar Necla'yı. ‘‘Kayınbaban iyidir. Elini bırakma. İstediğin herşeyi alır sana.’’ Onca baskıya, hapis hayatına karşılık Necla dürüstçe gerçeği anlatıyor. ‘‘Yemeğim, içeceğim yerindeydi. Bana iyi bakıyorlardı. Kaçırma sırasında yırtılan elbisemin yerine yenilerini aldılar.’’ Necla inatla zorbalığa direniyor. Tatlı dile sunulan güzel yemeklere kanmıyor. ‘‘Hep ağlıyordum. İstemiyordum. Annem, babam, beş kardeşim gözümde tütüyordu.’’
GÜNLER GEÇİYOR: BADİKANLAR KABUSUM OLDU
Günler, geceler geçiyor. Necla umutsuzluğa kapılıyor. Ailesi niye gelip kurtarmıyor? ‘‘Söylediklerinin bazılarına inanıyordum. Ama kafamdan hemen kovuyordum.’’ Adem umutsuzluğunun pususunda. Tatlılıkla gelip yaklaşıyor Necla'ya. ‘‘Seni seviyorum. Benimle evlen, herşeyin olacak.’’ Aşiretten kim varsa, hep bir ağızdan konuşuyor. ‘‘Çek’’ tabancaları başına dayıyorlar. Necla sinir krizleri geçiriyor. Avazı çıktığı kadar ‘‘Yeter!’’ diye bağırıyor. ‘‘Geceleri uyuyamıyordum bir türlü. Ailem gözümün önünden gitmiyordu. Gözümü kapasam, dünya yıkılıyor sanıyordum. Sadece geceleri kabus görmüyordum ki. Badikanlar kábusum olmuştu.’’ Necla kendine, ailesini olan güvenini yitirmeye başlıyor. Koca aşiretle başedemeyeceğine inanıyor. ‘‘Adem'in babası Resul geliyordu yanıma. Tatlı konuşuyordu. 'Kızım elimizi bırakma' diyordu.’’
YİRMİNCİ GÜN: KALEŞNİKOFLU BULUŞMA
Korucubaşı Hamdüssena Sümbül'ün evinde geçen günler, bitmek zorunda kalıyor. Silvan polisinin eve baskın düzenleyeceği fısıldanıyor. Necla bu kez apar topar Kulp'a bağlı Karaorman Köyü'ne götürülüyor. Rehineliğinin 20. gününde kulaklarına inanamıyor. Ablası Seyfetullah'ın ziyaretine geleceği söyleniyor kendisine. ‘‘Sakın ona aleyhimizde bir şey söyleme. İkinizi de öldürürüz. Gönüllü kaçtığını, Adem'i sevdiğini söyleyeceksin.’’ Abla Seyfetullah geliyor. Korucular kaleşnikofların namlusunu iki kardeşe doğrultuyor. Sarılıp ağlaşıyorlar bir süre. Necla, kendisine söylenenleri tekrarlıyor çaresiz. Abla dönüyor. Yine de içi rahat değildir. Öyle ya, madem kardeşi gönüllü, neden bu esaret? Necla, ‘‘Umudumu yine de kesmedim. Evin en küçük kızıydım. İhsan amcam da beni çok severdi.’’
KURTULUŞ GÜNÜ: JANDARMAYA YALAN SÖYLEDİM
Kaçırılmasının üzerinden tam 38 gün geçiyor. İki köye daha götürülüyor bu süre içinde. Kulp'a bağlı Altınkum ve yine Boyunlu Köyü. ‘‘Evdeydim. Jandarmanın geldiğini duydular. Adem beni dışarı çıkardı, bir tepenin arkasına sakladı. Bağıracaktım ki silahı başıma dayadılar. Çok korkuyordum. Jandarma seslendi: ‘‘Kız bu defa gelmezse, biz gitmiyoruz. Kızın burada olduğunu biliyoruz.’’ Adem beni jandarmaya teslim etti. Silvan merkeze geldiğimizde saat 03.00'tü.’’ Sabah ifadesi alınıyor. Necla hálá korkuyor Badikanlar'dan. ‘‘Aleyhimizde konuşursan, adliyenin önünde kan dökeriz. Ağabeylerini, amcanı, babanı öldürürüz.’’ Jandarma komutanı, ‘‘Korkma, bildiğini söyle’’ dediği halde Necla, gönüllü kaçtığını söylüyor. Sonra Silvan Savcılığı. Necla Badikanlar aleyhinde tek kelime söyleyemese de ‘‘Beni aileme teslim edin’’ diyebiliyor. Silvan Devlet Hastanesi'nde muayene ediliyor, kemik yaşı için röntgen çekiliyor. İkinci gün Diyarbakır Adliyesi'ne getiriliyor.
KAÇIRILIŞININ 40. GÜNÜ: SONUNDA AİLEMİ GÖREBİLDİM
Necla, ancak kaçırılmasının 40. gününde ailesini görebiliyor. Badikanlar bugünlerde sürekli aracılar gönderiyor, Necla'yı istiyor. Ailesi de ‘‘Kızın gönlüne bağlı’’ diyor. Ama Necla Adem'i istemediği için ‘‘Dava’’ bitmiyor. Necla büyük bir inat ve cesaretle ‘‘Gönlüm yok, evlenme çağında değilim. Zorla güzellik olmaz. Ne Adem'le ne başkasıyla evlenmek istiyorum’’ diyor. Necla'nın babası, amcaları kaçıranlarla ilgili yorum yapmaktan kaçınıyor: ‘‘Korucular hakkında bir şey söylemiyoruz. Koca aşiretle alıp veremediğimiz yok.’’
Cevap bekleyen sorularVali kemik testi sonucunu beklemeden korucu aşiretini açıkça koruyan tavrıyla ön raporu verecek heyeti etkileme amacı mı güdüyor?
Valinin açıklama yaptığı tarihte olay henüz savcılık aşamasındaydı. Valinin yönlendirici açıklama yapması yasal mı?
Necla henüz savcılıktayken, yaşının 16 olduğuna ilişkin ön rapor bir günde nasıl hazırlandı?
Kaçırma cezası, yaşın küçüklüğüyle arttığı için korucu aşiret korunuyor mu?
Necla 38 gün rehin kaldığı halde güvenlik güçlerinin bir türlü harekete geçmemesinde Badikan Aşireti mensubu ANAP Diyarbakır Milletvekili Nurettin Dilek'in rolü oldu mu?
Vali harekete geçmek için olayın basına yansımasını neden bekledi?
Yasaları açıkça çiğneyen korucu aşireti korunuyor mu?
Kızı kaçıranlar korucu olmasalardı güvenlik güçleri 38 gün bekleyecek miydi?Valinin elini ne tutuyor?Olağanüstü Hal bölgesindeki Diyarbakır'da bir kız çocuğu kaçırılıyor, 38 gün boyunca zorbalar yakalanamıyor, Necla bir türlü kurtarılamıyor. Üstelik Necla'nın ailesi çalmadık kapı bırakmıyor. 27 Kasım'da Silvan Savcılığı'na başvuruyor. Avukatları Yusuf Ayata da 4 Aralık'ta Diyarbakır Valisi Cemil Serhadlı'ya bir dilekçeyle başvuruyor. Kaçıranlardan ve kaçırmayı organize eden Korucubaşı Hamdüssena Sümbül'den şikayetçi oluyor, operasyon yapılmasını istiyor. Ama valilik bir türlü harekete geçmiyor. Ne zaman Faruk Balıkçı'nın haberi 22 Aralık'ta Hürriyet gazetesinde yayımlanıyor, aynı günün gecesi sabaha karşı operasyon gerçekleştiriliyor, suçlular yakalanıyor. 38 gün boyunca güvenlik güçlerini harekete geçirmeyen Vali Serhadlı, operasyonun ertesi günü acele bir basın açıklaması yapıyor, Necla'nın kemik testi ön raporunu bekleyemiyor. Necla'nın 1981 doğumlu olduğunu söylüyor! Açıklamadaki bazı bilgiler de birbiriyle çelişiyor. Vali bir yandan Necla'nın ‘‘Kendi rızası ve hiçbir zorlama olmaksızın Adem Koç'la kaçtığını’’ belirtiyor, bir yandan da ‘‘Kaçırma olayına karışan’’ isimleri veriyor. Oysa Necla'nın ailesi, nüfus kaydında 8 yaşında görünen kızlarının 12 yaşında olduğunu ısrarla belirtiyor.