"Mehmedim, sevinin, başlar yüksekte
Ölsek de sevinin, eve dönsek de
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir" dizelerinin sahibi, Türk Edebiyatı'nın usta kalemlerinden şair-yazar Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 29. yılında sevenleri tarafından çeşitli etkinliklerle anılıyor.
Edebiyat ve düşünce dünyasına çok sayıda eser bırakan Kısakürek'in vefatının 29. yıl dönümünde, çeşitli kültür kuruluşları tarafından bir çok şehirde etkinlik ve anma programı düzenlendi.
Kendi deyişiyle “sosyal mücadele”ye atıldığı 1943'den ölümüne kadar, “anlaşılmadan benimsenmek”le “tanınmadan dışlanmak” arasına sıkışan bir yalnızlık kesitinde yaşarken, zaman zaman iktidarlar tarafından suçlanan, sorgulanan, yargılanan, defalarca hapis yatan, 1960 ihtilali öncesinde hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı toplamı 101 yıla ulaşan Necip Fazıl ve eserleri, vefatından yıllar sonra da ilgi çekmeye devam ediyor.
Büyük Doğu Yayınları Editörü Suat Ak
Büyük Doğu Yayınları Editörü Suat Ak, yaptığı açıklamada, Necip Fazıl'a artan ilginin nedenine dair değişik sebepler ileri sürülebileceğini fakat, en önemli nedenin, O'nun bütün mücadelesi ve eserlerinde bu coğrafyanın istikbalini vadeden fikirlerle konuşmuş olması olduğunu söyledi.
İstikbalin kapısını açmak ve yarında var olmak isteyen Türkiye için, Necip Fazıl'ın, bir anahtar şahsiyet olduğuna işaret eden Ak, şöyle konuştu:
“Bunu böyle bellemek ve Necip Fazıl'ı kendi maksatları doğrultusunda kavrayıcı bir şuuru, genç nesle mal etmek lazımdır. Büyük Doğu, Necip Fazıl'ın idealidir. Aklıma 60 ihtilali sonrasının Yassıada mahkemesinden bir sahne geldi. Orada, mahkemenin reisi, şahit sıfatıyla salonda bulunan Necip Fazıl'a 'sizin idealiniz nedir, formüle edin?' diye soruyor.
Necip Fazıl, bu soruyu 'idealimi arz edeyim: Batının müspet bilgilerini rönesans anlayışı içinde almak ve doğunun ruhunu aynen muhafaza etmek' sözleriyle cevaplıyor. O gün, ihtilal mahkemesinin reisi önünde idealinin ne olduğunu söyleyen Necip Fazıl, bugün, bu sözlerine kulak aramaktadır.”
Yurdun her köşesinde bir etkinlik
Necip Fazıl, Konyadan Trabzon'a, Sivas'tan Antalya'ya kadar birçok ilde çeşitli etkinliklerle anılıyor. Hafta boyunca sürecek etkinliklerden bazıları şöyle:
Necip Fazıl Kısakürek için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından bugün anma programı düzenleniyor. Fatih'teki Ali Emiri Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek programda, Mehmed Niyazi ve Mustafa Miyasoğlu, Kısakürek'in eserleri, davası, mücadelesi ve şahsiyeti üzerine konuşma yapacak. Ayşe Egesoy'un sunuluculuğunu yapacağı program kapsamında, İstanbul'dan Sesler Topluluğu'nun vereceği konserde, Necip Fazıl Kısakürek'in bestelenmiş eserleri de seslendirilecek.
Necip Fazıl, Kahramanmaraş Belediyesi'nin 26 Mayıs'ta gerçekleştireceği “Büyük Doğu'nun Mustarip Ruhu” adlı iki oturumluk sempozyumla anılacak. Başkanlığını Lütfi Şahsuvaroğlu'nun yapacağı ilk oturumda Prof. Dr. Turan Karataş, Prof. Dr. Fazıl Gökçek, Prof. Dr. Ramazan Gülendam, Prof. Dr. Yunus Balcı, Doç. Dr. Yılmaz Daşcıoğlu, Yrd. Doç. Dr. Zeynep Kevser Şerefoğlu bildirilerini sunacak.
Turan Karataş'ın yöneteceği ikinci oturumda Prof. Dr. Muhammed Fatih Andı, Prof. Dr. Hasan Akay, Doç. Dr. Ertan Örgen, Doç. Dr. Vefa Taşdelen ve Asım Öz yer alacak. Sempozyumun değerlendirme bölümüne ise Prof. Dr. Himmet Uç, Doç. Dr. Mehmet Narlı ile Yrd. Doç. Dr. M.
Fetih Yanardağ katılacak.
Necip Fazıl Kısakürek kimdir?
İstanbul'da 26 Mayıs 1904'de büyük bir konakta doğan Necip Fazıl, Heybeliada'daki Bahriye Mektebi'ni ve İstanbul Darülfünunu (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi.
Avrupa'ya tahsile gönderilen ilk Cumhuriyet talebeleri arasında yer alan Necip Fazıl, Paris'e giderek Sorbon Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne girdi.
Sorbon'daki öğrenimini yarıda bırakarak yurda döndükten sonra ilk şiirleri, 1923'de Yeni Mecmua'da yayınlandı. 1928 yılında, henüz 24 yaşındayken ikinci şiir kitabı “Kaldırımlar”ın yayınlanmasıyla tanınan Necip Fazıl, çeşitli bankalarda çalıştı ve müfettişliğe kadar yükseldi. Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuarı, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Robert Kolej'de hocalık yaptı.
1934 yılında yolu, mürşidi Abdülhakim Arvasi Hazretleri'yle kesişen Necip Fazıl, fikir sahasına da uzandığı ve kendi deyişiyle “sosyal mücadele”ye atıldığı 1943'den ölümüne kadar, “anlaşılmadan benimsenmek”le “tanınmadan dışlanmak” arasına sıkışan bir yalnızlık kesitinde yaşarken, zaman zaman iktidarlar tarafından suçlandı, sorgulandı, yargılandı, defalarca hapis yattı. 1960 ihtilali öncesinde hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararları toplamı 101 yıla ulaştı.
Necip Fazıl, “Ağaç” (1936) ve “Büyük Doğu” (1943-1978) dergilerini çıkardı. Çeşitli gazetelerde önsezileriyle de ünlü fıkra ve başmakaleler kaleme aldı.
Bütün şiirlerini topladığı “Çile” ile 1934'te yaşadığı büyük ruh buhranının sahne eseri ve Türk tiyatrosundaki ilk büyük dram örneği “Bir Adam Yaratmak” başta olmak üzere çok çeşitli türde 100'ün üzerinde eser verdi.
Necip Fazıl, 25 Mayıs 1983'te hayata veda etti. Doğduğu gün 26 Mayıs Perşembe günü, Eyüp sırtlarında toprağa verildi.