Necati Cumalı anılıyor

Güncelleme Tarihi:

Necati Cumalı anılıyor
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 13, 2003 14:42

Ölümünün ikinci yılında anılan ünlü şair, öykücü, roman ve oyun yazarı Necati Cumalı'yı, ünlü yazar Yaşar Kemal, "Yaşlanmaz şair çocuk" diye tanımlıyor. Necati Cumalı, 10 Ocak 2001'de 80 yaşında yaşama veda ettiğinde, hiç yaşlanmamış yapıtları ve günceli evrensele taşıyan düşünce yapısıyla Yaşar Kemal'in bu sözlerini ispatlıyor.

Haberin Devamı

"YaÅŸlanmaz ÅŸair çocuk, "SeçilmiÅŸ Anne Öyküleri" antolojisinde, annesini, "Tam bir halk kadınıydı" diye anlatıyor. Şöyle devam ediyor Necati Cumalı:Â
"...Güçlü kuvvetli saÄŸlam yapısı, her iÅŸe yatkın iri kemikli, hünerli elleriyle halkımızın eli öpülesi sayısız çalışkan analarından biriydi. Bolluk günümüzde de, darlık günümüzde de evin hiçbir iÅŸi yoktu ki, bir ucundan o tutmuÅŸ olmasın. Çamaşırımıza, yatak yorganımıza, yemeÄŸimize el sürdürmezdi. Kolay kolay kimseden yardım istemez, buyurmaktan hoÅŸlanmaz, kimseyi horlamazdı. Kapımızdan hiçbir yoksulu boÅŸ döndürdüğünü görmemiÅŸtik. Evimizde hepimizden erken kalkan, hepimizden geç yatan oydu. Bir gün olsun güneÅŸ doÄŸduktan sonrayatakta kalmamıştı. Gece bir yandan bir yana dönecek olsak, mırıldansak, uyanıp kulak veren, açılırsak üstümüzü örten oydu. Hep tertemiz söküksüz gezdirdi. Kimsenin önünde utandırmadı bizi..."  Â

EDEBİYATÇI KİŞİLİĞİ
Şair Ahmet Özer, onun, "yaşlanmaz şair" diye anılarak, kalıcı olmasını sağlayan tılsımın, güncelin ortasında evrenseli yakalanmasında yattığına işaret ediyor. Özer, Cumalı'nın "şiirlerinde, aşk, sevgi, özlem gibi insanca temaların yanı sıra toplumsal sıkıntılara ve darboğazlara da yer verdiğini kaydediyor.

Dil Bilimci Emin Özdemir de roman, öykü, deneme, günlük ve oyun yazarlığının yanı sıra şair yönüyle ön plana çıkan Necati Cumalı'nın konuşma dilinin tüm boyutlarını ve gramerini şiire taşıyan usta bir kalem olduğunu söylüyor.

Yazar Talip Apaydın da "Sıcak, içten ve samimi" bir insan olarakanlattığı Necati Cumalı'yı, "Cumhuriyet edebiyatını doğuran yazarlardan birisiydi" diye tanıtıyor ve "O söyleyecek sözü olan ve bunu çok iyi ifade eden bir yazardı" diyor. 

ELÄ°ZÄ°
Necati Cumalı, Ä°nci Asena'nın 2001 yılında hazırladığı ve 70 yazarın el izlerini bir pano üzerinde topladığı, "20. Yüzyılda Yazınımıza El Verenler" kitabında yer alan ÅŸiirinde, sevgilinin ellerine duyduÄŸu özlemi mısralara şöyle döküyor:Â
"Ellerin aklıma geldikçeÂ
Kırık bir dal gibi sendenÂ
Gölgesi kadehlerime düşenÂ
Giderken çektiÄŸin kapım üstündeÂ
Ellerin omuzlarımda gezenÂ
Anladım bütün şüphelerim beyhudeÂ
Ne çare geri dönemem."  

URLA'NIN ÅžAÄ°RÄ°
Yunanistan'ın Filorina kentinde 1921 yılında dünyaya gelen Necati Cumalı, ortaöğrenimini İzmir Atatürk Lisesi, yükseköğrenimini de 1941 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nde tamamladı.

İzmir ve ilçesi Urla'da 1950-1957 yılları arasında avukatlık yapan ve ilk şiiri de 1939 yılında Urla Halkevi'nin dergisi Ocak'ta yayınlanan Cumalı'nın anısını Urlalılar, her zaman yaşatıyor.  Cumalı, önceki gün, Urla'da Kültür Bakanlığı'nca restore edilen "Necati Cumalı Anı ve Kültür Evi"nde törenle anıldı. 

YASAKLI FİLME BÜYÜK ÖDÜL
Ünlü yönetmen Metin Erksan'ın, Necati Cumalı'dan sinemaya uyarladığı "Susuz Yaz", 7 Temmuz 1964'te Berlin Film Festivali'nde "En İyi Film" seçilerek "Altın Ayı" ödülünü almıştı. Başrollerini Hülya Koçyiğit, Ulvi Doğan ve Erol Taş'ın paylaştıkları film, uluslararası bir festivalde büyük ödül kazanan ilk Türk filmi olmuştu.

Film için, Dışişleri Bakanlığı'na yapılan başvurunun incelemesi sonucu yurtdışına çıkarılması ve festivale katılması yasaklanmıştı. Ancak, yapımcı ortağı da olan Ulvi Doğan, Berlin'e kaçırılan film, büyük ödülü kazanmıştı. Bu başarı üzerine, Turizm ve Tanıtma Bakanı Ali İhsan Göğüş, filme emeği geçenleri kutlamıştı. 

YAÅžAMI VE YAPITLARI
Cumalı, 1945-1948 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde çalıştı.

İzmir ve Urla'daki avukatlığının ardından 2 yıl Türkiye'nin Paris Basın Ataşeliği'nde memurluk, daha sonra da İstanbul Radyosu'nda redaktörlük görevlerinde bulundu.

Cumalı, 1965'ten sonra yalnızca yazarlığı uğraş edindi. Öykü, roman ve tiyatro türlerine 1955'den itibaren yönelen Cumalı, şiirsel dili ve ayrıntıları ustaca kullanmasıyla okuyuculara kendini benimsetti.

Cumalı, roman ve öykülerinde, özellikle Ege yöresindeki kasaba ve kırsal kesim insanlarının sorunlarını işledi. "Tütün Zamanı (Zeliş)"(1959), "Yağmurlar ve Topraklar" (1973), "Acı Tütün" (1974, 1991) adlı eserleri bu türün örnekleri arasında yer aldı. 

Necati Cumalı, "Ay Büyürken Uyuyamam" (1969,1986) adı altında topladığı öykülerinde ise Anadolu insanının cinsellik tablosunu çizdi.Cumalı'nın bazı yapıtları sinemaya da uyarlandı. "Boş Beşik", "Nalınlar", "Susuz Yaz", "Mine" ve "Derya Gülü", bunlardan birkaçı.

"Yağmurlu Deniz" adlı kitabıyla 1969 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü, bütün şiirlerinin 1. cildi olan "Tufandan Önce" ile 1984 Yeditepe Şiir Armağanı'nı, "Değişik Gözle" ile 1957 ve "Makedonya 1900" ile 1977 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı, "Dün Neredeydiniz" adlı oyunuyla 1981 Kültür Bakanlığı Tiyatro Ödülü'nü kazanan Cumalı, 1995'te Orhan Kemal ve Yunus Nadi Roman Ödülleri ile Dil Derneği'nin düzenlediği Ömer Asım Aksoy Ödülü'nün ilkini "Viran Dağlar" adlı romanıyla aldı. 

Necati Cumalı'ya ölümünden bir yıl önce (2000), Tiyatro Yazarları DerneÄŸi tarafından Türk tiyatrosuna katkılarından dolayı "Onur Ödülü" verilmiÅŸti. Necati Cumalı, ölümünden sonra 2001 yılı "Åžiir Büyük Ödülü"ne deÄŸer bulunmuÅŸ ve ödülü, 20 Mart 2001'de Cumalı'nın eÅŸi Berrin Cumalı'ya sunulmuÅŸtu.Â

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!