Güncelleme Tarihi:
Nazlı Hemşire 9 yıl önce ‘kazara’ gözaltına alındı, hamileydi. Derdini anlatamadı, tecavüze uğradı. Rapor almasına rağmen işkenceciler beraat etti. Üstelik, ‘işkence gördüm’ dediği için hakkında dava açıldı. TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Nazlı Hemşire, Washington Post Gazetesi'ne konu olunca olayı araştırmaya başladı.
Hemşire Nazlı Top, şu anda 32 yaşında. Onu diğerlerinden ayıran özelliğiyse, hiçbir kadının başına gelmesi istenmeyecek acı bir olgu: Tecavüz... Üstelik tecavüz gözaltındayken yaşanmıştı. Acı, acı olduğu kadar müthiş bir mücadele de başladı bu kábusla.
Nazlı Hemşire, 1992'den bu yana sürdürdüğü mücadelesinde sonunda müthiş bir zafer elde etti. Kimliğini hiç gizlemeyen, mücadelesini hep kamuoyunun önünde sürdüren Nazlı Hemşire, önce uluslararası kongrelerde yer buldu kendine, televizyonlarda programlara çıktı; ardından dünyanın en saygın gazetelerinden Washington Post'un sayfalarına, son olarak da TBMM'nin gündemine oturdu.
10 GÜNLÜK GÖZALTI
Nazlı Hemşire, 27 Nisan 1992'de, çalıştığı hastaneden evine giderken, bir eylem nedeniyle bölgede bulunan polislerce tesadüfen gözaltına alındı ve 10 gün İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde gözaltında kaldı. Bu süre içinde kendisine, üstelik 3 aylık hamile olmasına karşın, çeşitli işkenceler yapıldı.
TEKE TEK'E DE ÇIKTI
Nazlı Hemşire, iki hafta önce Kanal D'de yayınlanan Fatih Altaylı'nın ‘‘Cinsel taciz’’ Teke Tek programına katılarak, başından geçenleri anlattı. Top, programın diğer izleyicilerini ve ekran başındaki milyonları dehşete düşüren öyküsünü anlattıktan sonra, ‘‘Tecavüze uğradığım zaman karnımda olan bebeğim, şimdi 9 yaşında. Oğluma bakınca, yaşadığım kötü günleri anımsıyor, onun ve benim hayata bağlılığımızdan kıvanç duyuyorum’’ dedi.
Hamileyim dedim, copla tecavüz ettiler
Nazlı Hemşire, başından geçen olayları, İstanbul'da 12 Haziran 2000 günü, Muammer Kara Tiyatrosu'nda, Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Girişim Platformu'nca düzenlenen uluslararası kurultayda şöyle anlattı: ‘‘Orada, kimliğime, mesleğime ve cinsime saldırı yapıldı. Filistin askısına alındım, her çeşit işkenceye maruz kaldım. En sonunda da, 'Hamileyim' dememe rağmen, copla tecavüze uğradım. Bu, 10 gün boyunca devam etti. Çıkarıldığım DGM'de serbest bırakıldım. Uluslararası Af Örgütü'ne, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundum. 5 günlük işkence raporu aldım. Ama, bana tecavüz eden polisler beraat etti. Hatta, duruşmaya bile gelmediler. Davam ortada kaldı. Hukuksal olarak bir kazanç elde edemedim, ama toplumsal kazanımım oldu.’’
Mağdurdu sanık oldu
Gözaltında cinsel tacizin tartışıldığı 'Tecavüz Kurultayı'nda konuşan Nazlı Top, Sultan Seçik, Zeynep Ovayolu, Cemile Güçlü ve Derya Engin 6'şar yıl ile 30'ar yıl arasında ağır hapis istemiyle Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyorlar. Suçlarıysa; konuşmalarında, cumhuriyetin, devletin askeri ve emniyet muhafaza kuvvetlerinin, adliyenin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif etmek.
KADINLARIN ONURU
Sanıklar, 21 Mart'taki duruşmada, ‘‘Yargılanan değil, yargılayan olması gereken kadınların, AB'ye girişin tartışıldığı, demokrasi söylemlerinin havada uçuştuğu bir ortamda, tecavüzcüleri teşhir ettikleri için, cezalandırılmaya çalışmaları işkencenin devletin sistematik bir politikası olduğunu göstermiyor mu?’’ diye konuştular. Sanıkların avukatı, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin ise, ‘‘İşkence bir devlet politikası ve sorgu yöntemidir. Bu dava da, işkence görenlere, 'İşkenceyi açıklamayın, devleti suçlamayın' tehdididir. Bu dava, kadınların, Türkiye ve dünyadaki şiddete karşı mücadelesi olacaktır’’ diye konuştu.
Washington Post’ta çıkınca TBMM harekete geçti
Nazlı Hemşire'nin dramı geçtiğimiz günlerde de dünyanın en saygın gazetelerinden Washington Post Gazetesi'nde yer aldı. Burada yayınlanan yazı da TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nu harekete geçirdi.
İşkenceciler hakkında değil, ‘‘Uluslararası Tecavüz Kurultayı’’nda, gözaltında işkence gördüklerini ve tecavüze uğradıklarını anlatan kadınlar hakkında dava açılmıştı.
Komisyon, bu konuda bir alt komisyon kurulmadan önce bir milletvekilinin olayla ilgili araştırma yapmasını istedi. ANAP İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu İstanbul'a giderek, haklarında dava açılan kadınların avukatlarıyla görüştü. Kocaoğlu, İstanbul İnsan Hakları Kurulu'nu da ziyaret ederek, bu olayla ilgili olarak kendilerine bir başvuru yapılıp yapılmadığını sordu. Kurul'a bu konuda bir şikayet gelmediği belirtildi.
Tecavüze uğradıklarını iddia eden kadınlardan 5'inin dosyasının DGM'ye sevk edildiği ortaya çıktı. Dava açılan mağdur kadınlardan birinin ise toplantıya hiç katılmadığı, o sırada cezaevinde tutuklu olduğu belirlendi.
Kocaoğlu, tecavüze uğradıklarını iddia eden kadınların avukatlarından hem iddiaları, hem de dava dosyasını edinmek istedi. Bu konunun Kurul'a götürülmesi gerektiğini de dile getirdi.
Kocaoğlu, temaslarını tamamladıktan sonra komisyona bir ön rapor sunacak. Bu olayla ilgili bilgileri toplayacak olan Kocaoğlu, komisyonun bu konuda bir alt komisyon kurmasını ve yerinde inceleme yapmasını isteyecek. TBMM, gecikmeli de olsa bu olay için inisiyatif kullanmaya başlayacak.